TİSK: Sanayi yatırımları öncelikli olmalı
TİSK büyümede özel sektörün, bilhassa sanayinin sabit sermaye yatırımlarının artırılmasının öncelikli olarak ele alınması gerektiğini vurguladı
Abone olANKARA - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) büyüme alanında özel sektörün, bilhassa sanayinin sabit sermaye yatırımlarının artırılmasının öncelikli bir konu olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin geçmişte yararlandığı likidite bolluğunun artık sona erdiği uyarısında bulunan TİSK, sanayi ve enerji politikalarında yapısal değişim zorunlu hale geldiğini kaydetti.
TİSK, nisan ayı ekonomi bültenini yayınladı. Dünya Bankası ve IMF’ye göre 2014’te gelişmiş ekonomilerde değişimin yukarı, gelişenlerde aşağı yönlü olacağına dikkat çeken TİSK, Türkiye’nin G-20 içinde büyümede 10’uncu, işsizlik oranında 5’inci cari açık/GSYH oranında 1’inci ve TÜFE artış hızında 2’inci sırada yer aldığının altını çizdi. TİSK, söz konusu kuruluşların Türkiye’nin büyüme hızının azalacağı, işsizliğin ve enflasyonunun artacağı tahminlerinde bulunduğunu ifade etti.
Para Politikası Kurulu’nun Hükümetin aksi yöndeki telkinlerine rağmen Nisan ayı toplantısında faiz oranlarını değiştirmediğini ifade eden TİSK, “Türkiye’ye kısa vadeli sermaye girişi artmaya başladı, BIST yükseldi ve faizler geriledi” değerlendirmesinde bulundu.
“Sanayinin sabit sermaye yatırımlarının artırılması öncelikli olmalı”
Türkiye ekonomisinin 2013’te yüzde 4 büyüdüğünü, OVP hedefine ulaşıldığını vurgulayan TİSK şunları kaydetti:
“Kişi başına GSYH 10.782 Dolara yükseldi. Türkiye 2013’te tüketim ağırlıklı büyüdü. Özel sektör yatırımlarının GSYH’daki payı bir yıl önceye göre azaldı. Tüketim harcamalarının milli gelirdeki payı yüzde 70.3’ten yüzde 70.9’a çıktı. Türkiye 2013’te tüketim ağırlıklı büyüdü. Özel sektör yatırımlarının GSYH’daki payı bir yıl önceye göre küçüldü.”
TİSK, büyüme alanında özel sektörün, bilhassa sanayinin sabit sermaye yatırımlarının artırılmasının öncelikli bir konu olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin geçmişte yararlandığı likidite bolluğunun artık sona erdiğini ileri süren TİSK, "Sanayi ve enerji politikalarında yapısal değişim zorunlu hale geldi” dedi.
“İnşaat sektöründe üretim 2009’dan beri ilk defa düştü”
İnşaat sektöründe üretimin 2009’dan beri ilk defa düşüş gösterdiğine işaret eden TİSK, “Banka kredilerini kısmaya yönelik tedbirlerin sonucunda Mart ayında konut satışları geçen yılın aynı ayına göre Türkiye genelinde yüzde 10.5; İstanbul’da yüzde 17.8; Ankara’da yüzde 13 geriledi” ifadelerini kullandı.
TİSK’in bülteninde şu tespitlere yer verildi:
“-Sanayide üretim, ciro ve kapasite kullanımı yıllık bazda artış gösterdi.
-İhracat artıyor, ithalat azalıyor. İhracatımızda AB’nin payı yüzde 41.1’den yüzde 41.6’ya yükseldi.
-2014’ün ilk iki ayında cari açık azaldı. Temel faktörler; dış ticaret açığındaki düşüş, net gelirlerin yükselmesi, Türkiye’nin altın ihracatçısı konumuna gelmesi, yabancıların doğrudan yatırımlarının artmaya başlaması.
-Mart 2014 Merkezi Yönetim Bütçesi verileri mali dengeye dikkat edilmesi gerektiğini gösterdi. Mart 2014’te Bütçe 5 milyar 92 milyon TL açık verdi; giderler yıllık bazda yüzde 22.9 arttı. Cari transfer artışı yüzde 19.4. Bütçe gelirlerindeki yüzde 29.1’lik yüksek artışın kaynağı il özel idare gelirlerinin merkezi bütçeye devredilmesi. Vergi gelirlerindeki artış ise yüzde 7. 2014’ün ilk üç ayında Merkezi Yönetim Bütçesi’ndeki açık yüzde 69.1 oranında genişledi.
-TCMB’nin sıkı para politikası enflasyonda henüz sonuç vermedi. Yıllık bazda TÜFE yüzde 8.39, Yİ-ÜFE yüzde 12.31 yükseldi. Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yıllık bazda yüzde 22.03 oranında arttı. Kur artışından kaynaklanan bu durum, ihracatçı üzerindeki baskıyı, kârdan vazgeçme, bazen de zararı sineye çekme gerçeğini yansıtıyor.”