Petroldeki düşüş, Türkiye'yi nasıl etkiledi?
Babacan, "Fiyatlarda her 10 dolarlık düşüşte, cari açığımız milli gelire oranla yarım puan düşüyor. Yaklaşık 4,4 milyar dolarlık tasarrufumuz var bu işten" dedi
Abone olNEW YORK - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, finans sektörünün temsilcileri ile temaslarda bulunmak için geldiği New York'ta ekonomi gündemine ilşkin açıklamalarda bulundu.
Petrol fiyatlarında görülen düşüşün Türkiye'ye çok yönlü faydaları olduğunu belirten Babacan, "Petrol fiyatları 10 dolar düştüğünde bizim cari açığımız milli gelire oranla yarım puan düşüyor, Cari açık açısından yaklaşık 4,4 milyar dolarlık tasarrufumuz var bu işten" diye konuştu.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyona da olumlu etkileri olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"Büyümemize etkisi yüzde 0,9 olacak"
"Her 10 dolarlık düşüşün enflasyona etkisi yarım puan. Örneğin gelecek yıl petrol fiyatları ortalama 72 dolar olursa, biz hesabımızı 102 dolara göre yaptık, 102 dolar değil de 72 dolar olursa, bu enflasyonun beklediğimizden 1,5 puan daha aşağıda oluşmasını sağlar. Cari açığın beklediğimizden 1,5 puan daha düşmesini sağlar. Büyüme konusunda ise her 10 dolarlık düşüş büyümeye 0,3'lük katkıda bulunuyor. Petrol 102 değil de 72 dolar olursa bunun büyümemize etkisi yüzde 0,9 olacak olumlu yönde.
'Cari açık risk faktörü olmaktan çıktı' demek için erken
Petrol fiyatları düşse bile rehavete kapılmayacağız ve tüm ekonomi politikalarımıza petrol fiyatları hiç düşmemiş gibi devam edeceğiz. Petrol fiyatları hiç düşmemiş gibi bütçe disiplinine devam edeceğiz. Petrol fiyatları hiç düşmemiş gibi ülkemizdeki tasarruf programlarının artması için gayret göstereceğiz, reform irademizi aynen sürdüreceğiz."
Babacan, cari açığın risk faktörü olmaktan çıktığını söylemek için de erken olacağına işaret ederek, petrol fiyatlarının yine yükselebileceğini söyledi.
Yapısal reformların da cari açığın düşürülmesinde önemli olduğuna dikkati çeken Babacan, ihtiyatlı olunması ve reform iradesinin asla gevşetilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'nin dönem başkanlığını üstlendiği G-20'nin en önemli gündem maddelerinden birinin şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele ile ilgili konular olduğunu ifade eden Babacan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklayacağı yeni şeffaflık paketinin imara çözüm getireceğini söyledi.
Yeni pakette neler var?
Paketteki imara yönelik düzenlemelere de değinen Babacan, Türkiye'de inşaat sektörünün gelişmesini ve milli gelirden aldığı payın artmasını istediklerini belirtti. Babacan, "Öte yandan, hem yerel yönetimlerimizde hem de imar yetkisi olan merkezi kuruluşlarımızda mevzuatla ilgili düzeltilmesi gereken, iyileştirilmesi gereken hususlar var" dedi.
Yapılanların şeffaf olması gerektiğini ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
"İmar değişikliklerinin mutlaka şeffaf bir zeminde götürülmesi önemli. Bunun yanında da imar uygulamaları ile beraber bir de rant kavramını bir arada düşünmek gerekiyor. Bu oluşan rantın nerede nasıl vergilendirileceği önemli. Belediyenin alacağı pay, merkezi hükümetin alacağı vergi önemli. Öte yandan, yine bu oluşan rantın toplumda ya da inşaat sektöründe adil bir paylaşımı da çok önemli. Hem ölçüsüz olmamalı bu rant, mutlaka diğer sektörlerle, diğer iş sahaları ile mukayeseli, ölçülü bir ranttan bahsediyor olmalıyız hem de bunun daha adaletli bir paylaşımından bahsediyoruz."
Bu konudaki çalışmalara bazı bakanlıklar, imar yetkisi olan kuruluşlar ve bazı belediye başkanlarının da katıldığını dile getiren Babacan, "Belediye başkanlarımızın çoğu da mevcut uygulamalardan son derece rahatsız. Onlar da istiyorlar ki kanunla düzenlenmiş bir alan haline gelirse bunlar, belirsizlikler kanunla giderilirse bizler de çok rahat ederiz" diye konuştu.
"Oyun sahasını düzeltmek ve rekabet sahasını eşitlemek istiyoruz"
Babacan, ekonomik fırsatlara erişimde de şeffaflık ve eşitlik gerektiğini vurgulayarak, şimdikinden daha iyi bir uygulamayı gelecek yıl hayata geçirmeyi umut ettiklerini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, belli başlı gayrimenkul projelerine bakıldığında, bunların önemli bir kısmının aslen sanayici olan ve inşaat sektörüne de giren firmaların projelerinden oluştuğunu ifade etti.
İnşaat sektöründe proje bazında rekabetten arındırılmış uygulamalar görülebildiğini ve böylece normalden çok daha fazla rant oluşabildiğini anlatan Babacan, "Bunları biraz daha normalleştirmek gerekiyor. Bizim yapmak istediğimiz herhangi bir sektörün önünü kapatmak diğer sektörün önünü açmak değil, oyun sahasını düzeltmek ve rekabet sahasını eşitlemek" dedi.
Piyasalarda oynaklığa hazır olmalıyız
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımlarını sonlandırmasına ilişkin de Babacan, tahvil alımının sonlandırılmasının ardından ABD'de faiz artırma dönemi başlayacağını ancak bunun ne zaman gerçekleşeceğinin ve hangi hızda olacağının henüz belli olmadığını söyledi.
Önümüzdeki bir-iki yılın bunun çok tartışılacağı ve spekülasyonların ortaya atılacağı bir dönem olacağını anlatan Babacan, "Her bir haber ve her bir adımın da piyasalar üzerinde az ya da çok etkisinin olacağı bir dönem olacak. Yani bir miktar piyasalarda oynaklığa sebep olacak. Buna hazır olmalıyız" dedi.