Başçı: Gıda sürpriz yapabilir, acele etmeyin

MB Başkanı Başçı, yüzde 6.8'lik yılsonu enflasyon hedefinin tutmayacağına yönelik eleştiriler için "Acele etmeyelim. İşlenmemiş gıdada aşağı yönlü sürpriz olabilir" dedi.

Abone ol

İSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, İSO'daki konuşmasında, yüzde 6.8 olan 2013 enflasyon hedefinin arkasında olduklarını gösterdi. Başçı, hedefinin tutmayacağına yönelik değerlendirmelere ilişkin, "Tahminler tutmayacak diye acele etmeyelim. İşlenmemiş gıdada aşağı yönlü sürpriz olabilir" dedi.

Başçı, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, “Kasım-Aralık enflasyonunu izleyelim, tahminler tutmayacak diye acele etmeyelim. İşlenmemiş gıdada aşağı yönlü bir sürpriz olabilir. Enflasyonda düşüş sürebilir. Yıl sonunda gıda enflasyonunun yüzde 7'ye, enflasyonun yüzde 6,8'e düşeceğini tahmin ediyoruz” ifadelerine yer verdi. MB, enflsayonun yıl sonunda yüzde 6,8'e ineceğini öngörmüştü. Enflasyon Ekim itibariyle yüzde 7,71 seviyesinde bulunuyor.

Başçı, Türkiye'de enflasyonu daha düşük seviyelere indirmenin ve yüzde 5 olan hedef ile uygun hale getirmenin TCMB'nin bir numaralı hedefi olduğunu dile getirerek, 2014 yılı boyunca da bunun böyle devam edeceğini kaydetti.  

Enflasyon ile mücadelenin maraton koşusuna benzediğini ifade eden Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pes etmeyecek, belli bir tempo tutturacak, aşırı hızda gitmeyeceksiniz. Türkiye 35 yıl boyunca çift haneli enflasyon ile yaşadı ve çok büyük zarar gördü. Faiz oranları serbest bırakıldığında sanayicilerimiz yüzde 25'ler seviyesinde reel faize muhatap oluyordu.  

Bunun Türkiye'nin büyüme potansiyelinin üzerinde çok ciddi bir engeldi. Bu engel ortadan kalktığında kişi başı büyüme hızı bir puan yükseldi ve Türkiye ilk defa gelişmiş ülkeleri yakalama yolunda adım attı. Bu mesafeye bakıldığında 2001 yılında Merkez Bankası Kanunu'nda değişiklik yapıldı ve ondan sonra mali disiplin yıllarca arka arkaya uygulanmak suretiyle ciddi bir enflasyon düşmesini sağladı."

TCMB Başkanı Başçı, enflasyonun tek haneli seviyelere gelmesinin de yeterli olmadığını ve bir miktar aşağıya gelmesinde fayda olacağını anlatarak, "Artık yüzde 5 civarında enflasyonu hedefler hale geldik. 2018 yılına dair bir Kalkınma Planı yayınlandı. 2018 yılı için yüzde 4,5'lik bir enflasyon hedefi bulunuyor" dedi.

"Temkinli duruş korunacak"

Başçı, enflasyonu düşürme ve fiyat istikrarına ulaşma sürecinin henüz tamamlanmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Ancak bu konuda olumlu bir gidişat var. Merkez Bankası enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasındaki temkinli duruşunu koruyacaktır. Yurt içi nihai talep ve ihracat ılımlı büyüme eğilimlerini korumaktadır.

Altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığındaki kademeli iyileşme eğiliminin 2014 yılında da süreceği tahmin edilmektedir. Merkez Bankası fiyat istikrarını etkileyen gelişmeleri yakından takip ederek gereken tedbirleri almaya devam edecektir."

Küresel düzeyde enflasyona bakıldığında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında farklılık bulunduğunu aktaran Başçı, gelişmiş ülkelerin yüzde 2 civarında enflasyon hedeflerken, gelişmekte olan ülkeler yüzde 5 civarında bir enflasyonu fiilen gerçekleştirdiğini söyledi.  

"Yüzde 5 enflasyon hedefi gayet makul"

Başçı, bu farkın ciddi şekilde enflasyonun ölçümünden kaynaklandığını belirterek, "Türkiye'deki yüzde 5 enflasyon hedefi gayet makuldür. Türkiye'nin bu hedefe mutlaka yaklaşması gerekiyor. Uzun vadeli TL borçlanma imkânı yeni ortaya çıkmaya başladı. Uzun vadeli tahvil piyasası çok yeni, bankacılığımız öncülük yaptı. Hazine'nin borçlanma ihtiyacı azaldıkça bu piyasa daha da gelişecek. 10 yıl vadeli proje finansmanı için TL borçlanma imkânı olursa o zaman Türkiye'nin çehresi değişecek. Beklentiler kalıcı bir şekilde yüzde 5'e odaklanır ve orada kalırsa o zaman uzun vadeli faizlerin kalıcı şekilde tek haneli seviyelere inmesi ve firmalarımızın tek haneli faizlerle proje finansmanı için tahvil ihraç edebilmesi, bankalardan da borçlanabilmeleri mümkün hale gelebilecek" değerlendirmesinde bulundu.

Bu ay 1.7 milyar dolar döviz satışı planlıyoruz

TL'nin aşırı değerli olma noktasından yüzde 10-13 uzak olduğunu belirten Başçı, bu trendin TCMB'ye enflasyon hedefe yaklaşana kadar fiyat istikrarına odaklanma imkanı sağladığına değindi. Rezerv Opsiyon Mekanizması'nın döviz kurları üzerinde otomatik dengeleyici görevini yaptığını söyleyen Başçı, "ROK'da ise bankaların 34 milyar dolarlık imkanı var. Bankaların yabancı para zorunlu karşılıklarında da 29.5 milyar dolarlık imkanları var; bu durum bankaların hiçbir zorluk yaşamadığını gösteriyor" dedi.

Reeskont kredilerinden geri dönüşlerin 2014 yılında en az 15 milyar dolar olmasını beklediklerini kaydeden Başçı, "Bu ay rezervlerde 1.7 milyar dolarlık artış bekleniyor biz de buna yakın miktarda satış planlıyoruz" dedi.

Öngörülebilirlik artacak

Önümüzdeki dönemde para politikasında öngörülebilirliği artıracaklarına dikkat çeken Başçı, "Haftada bir günlük EPS'yi gelecek hafta iki güne çıkardık; para politikası esnek ama öngörülebilir olsa iyi olur diye düşünüyoruz. Öngörülebilirliği şu anda bir haftalık frekansta sağlıyoruz, Kasım-Aralık ve 2014 programında öngörülebilirliğin daha artması konusunu ele alıp açıklayacağız. Para politikasında daha öngörülebilir bir yapıya geçmek için adım atacağız" dedi.

Başçı, konuşmasında Türkiye'de ılımlı ve iyi bir büyüme görünümü olduğunu da belirtirken, tasarrufların artmasına destek olmak amacıyla uzun vadeli mevduata ilave teşvik konusunda çalışmalarının sürdüğünü de söyledi.

[PAGE]

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan:
Kur riski her zamankinden daha fazla önem taşıyor

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise kur riski ve kurdaki öngörülebilirliğin artık özel sektör için her zamankinden daha fazla önem taşır hale geldiğini belirterek, "Merkez Bankası (MB), bu konuda üzerine düşen görevi küresel şartlardaki zorlamalara rağmen, elinden geldiğince yerine getirdi ve getirmeye çalışıyor. Ancak MB'nin her gün piyasalarda düzenleyici stratejilerinin uzun vadede sürdürülebilir olmadığını da unutmamak gerekiyor" dedi.

Bahçıvan, parasal genişleme sürecinin sona ereceğinin kesin olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye'de geçen on yıl, ekonomik açıdan önemli bir restorasyon dönemiydi. On yıl önce çok ciddi bir ekonomik kriz yaşamış olan ülkemiz, şimdi on yıl sonrasını planlayan bir konumdadır. Bunun da kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Biz sanayiciler bu inanç ve anlayışı taşırken; ülkemiz, Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'e odaklı bir hedef planı doğrultusunda geleceğe yol alıyor. Biz sanayiciler, bunun için elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyoruz, göstermeye de devam edeceğiz. Ancak, mevcut sanayi yapımız, özel sektörün omuzlarındaki borç yükü ve taşıdığı risk ile temposu düşen büyüme hızıyla zorlanacağımız bir gerçek."

Finansal istikrarın her şeyin önünde geldiğini vurgulayan Bahçıvan, "2013-2015 arası ülkemiz açısından çok hassas bir dönem. Küresel ekonomi kabuk değiştirirken, Türkiye'nin gündeminde seçimler olacak. Bu süreçte ekonomik kazanımların kaybedilmemesi, dengelerin korunması çok önemli. Daha önceki seçim dönemlerinde yapılmadığı gibi bu seçim döneminde de popülist politikalara ve vaatlere yönelinmemelidir" değerlendirmesini yaptı.
 
"Enflasyon sarmalından çıkmalıyız"
 
Özel sektörün kısa vadeli borçlarındaki artışın riskli bir gelişme olduğunu anlatan Bahçıvan, "Döviz kurlarındaki olası olumsuz gelişmeler, bu açık pozisyon nedeniyle sanayimizin mali yapısını olumsuz etkileyebilecektir. Kur riski, kurdaki öngörülebilirlik artık özel sektör için her zamankinden daha fazla önem taşır hale gelmiştir. MB, bu konuda üzerine düşen görevi; küresel şartlardaki zorlamalara rağmen, elinden geldiğince yerine getirdi ve getirmeye çalışıyor. Ancak MB'nin her gün piyasalarda düzenleyici stratejilerinin uzun vadede sürdürülebilir olmadığını da unutmamak gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bahçıvan, son yıllarda yüzde 6 ile 10 arasına takılı kalan enflasyon rakamlarının, gelişmiş ekonomilerin sahip olduğu oranların üstünde bir seyir izlediğini kaydederek, Türkiye'nin bu direnç gösteren enflasyon sarmalından çıkmaya önem vermesi gerektiğine işaret etti.

Proje bazlı kredi uygulaması hayata geçmeli

Bahçıvan, bankacılık sektöründe sanayi kuruluşlarına yönelik uzun vadeli yatırımları destekleyen, proje bazlı kredi uygulamalarının mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, uluslararası farklı finans kaynaklarını çekmeyi ve BES gibi yeni kaynaklardan yararlanmayı hedeflediklerini söyledi.

Devlet tahvilleri ile karşılaştırıldığında getirileri daha yüksek oluşabilecek Özel Sektör Tahviline yönelik ilginin arttırılması ve bu finans mekanizmasının daha yoğun olarak kullanılmasının önem taşıdığını kaydeden Bahçıvan, "Şirket tahvillerine vergi avantajları sağlanması gibi unsurlar ile "Ortak Özel Sektör Tahvili" seçeneğinin daha kullanılır hale getirilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır" ifadesini kullandı.

Bahçıvan, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) konusuna da değinerek, "KKDF'nin, tüketim malı ithalatı dışarıda bırakılarak, kapasite raporlarında belirtilen hammadde ve yatırım malı ithalatında kaldırılması ve sanayicilere kapasite belgelerine bağlı olarak KKDF ödemeden ithalat yapabilme imkanı tanınması bizler için büyük önem taşımaktadır" değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Beştepe'de toplandı Lufthansa, Orta Doğu uçuşlarını iptal etti Oyuncu ve tiyatro sanatçısı Sema Çeyrekbaşı hayatını kaybetti Galatasaray ve Fenerbahçe'nin play-off rakipleri belli oldu CHP: Instagram'a erişim engeli anayasaya aykırı