Türkiye'nin denizlerindeki petrol keşfedilmeyi bekliyor
Boğaziçi Enerji Kulübü İcra Kurulu Başkanı Öğütçü, Türkiye'nin topraklarındaki potansiyelin neredeyse tamamının keşfedilmemiş olduğunu dile getirdi
Abone olBoğaziçi Enerji Kulübü İcra Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü, Türkiye'nin denizlerinde uluslararası firmaların ilgi duyacağı miktarda petrol ve doğalgaz rezervi olduğunu belirterek, "Türkiye'nin denizlerdeki rezervleri, petrol ve doğalgaz tedarik güvenliği için kısa dönemde olmasa da gelecekte hatırı sayılır bir kaynak olabilir." ifadesini kullandı.
Öğütçü, Türkiye'nin bölgesinde önemli bir enerji tüketicisi olmasının yanında, dünyanın kanıtlanmış petrol ve doğalgaz kaynaklarının yüzde 72'sine sahip ülkelere komşu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, Rusya, Hazar Denizi havzası, Ortadoğu, Doğu Akdeniz bölgesindeki üreticilerle, Avrupa gibi yüksek değerli piyasalar arasında enerji sevkiyatı için ana geçiş güzergahlarından biri olduğunu vurgulayan Öğütçü, "Önemli bir konumda bulunmasına rağmen Türkiye'de 1940'tan beri sadece 4 bin 400 kuyuda petrol arama faaliyetinde bulunulmuş. Buna karşın, Texas'ta bu sayı 1 buçuk milyonun üzerinde bulunuyor." dedi.
Öğütçü, Türkiye'nin topraklarındaki potansiyelin neredeyse tamamının keşfedilmemiş olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin petrol rezervlerinin 40-45 milyon ton civarında olduğu tahmin ediliyor. Mevcut tüketimi göz önünde bulundurursak, bu rezervlerin yetmeyeceği ortada." diye konuştu.
Petrol fiyatlarının düşük seyrettiği ve arzın bol olduğu bu dönemde, Türkiye'nin maliyet ve riski yüksek petrol ve doğalgaz çıkarma konusunda ısrarcı olmaması gerektiğini anlatan Öğütçü, "Burada temel kıstas, şu anki şartlarda arama ve çıkarma faaliyetlerine değip değmediğidir. 50 dolar civarında seyreden petrol fiyatları eğer tekrar 100 dolar üzerine çıkarsa, işte o zaman yerli üretime daha fazla kaynak ayırmak mümkün. Türkiye'nin denizlerdeki rezervleri, petrol ve doğalgaz tedarik güvenliği için kısa dönemde olmasa da gelecekte hatırı sayılır bir kaynak olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Öğütçü, bu dönemde bölge ülkelerindeki cazip petrol ve gaz yataklarını veya bölgedeki enerji şirketlerini satın almanın stratejik açıdan önemli olduğuna işaret etti.
Karadeniz'in büyük miktarda petrol ve gaz potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Öğütçü, şöyle konuştu:
"Geçmişteki arama deneyimleri de göz önünde bulundurulduğunda, Karadeniz'e hala ilgi duyan Statoil, Total, OMV, Repsol, Shell ve ExxonMobil gibi şirketlerle çalışılabilir. Düşen petrol fiyatları ve piyasa koşullarında Türkiye'nin önceliği petrol çıkarmaktan ziyade, bunun taşınması, geçişinin sağlanması ve fiyatları düşmekte olan yeni bölge sahalarının satın alınması olmalıdır. Türkiye Petrolleri tek başına Karadeniz'de petrol arama faaliyetleri için şimdiye kadar 4 milyar dolarlık yatırım yaptı. Uluslararası firmalar da çok yatırdı. Belki ileride yeni bir Kuzey Deniz'i doğabilir ama şimdilik pek olumlu sonuç çıkmadı. Yine de şimdiye kadar yapılan keşiflerin cazibesi, petrol fiyatlarının geleceğine ilişkin belirsizliklere rağmen, şirketlerin yatırım yapması için yeterli teşvik sağlıyor."
"Enerji kaynaklarının büyük bölümü henüz keşfedilmedi"
Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği (OME) Hidrokarbonlar Müdürü Sohbet Karbuz da, şu an Türkiye'de arama faaliyetlerinin yetersiz olduğunu fakat gelecekte yapılacak keşifler için umutların arttığını ifade etti.
Türkiye'de özellikle denizde yapılan aramaların yetersiz kaldığını vurgulayan Karbuz, ülkede enerji kaynaklarının büyük bölümünün henüz keşfedilmediğini söyledi.
Kara alanlarının yüzde 20'si ve deniz alanlarının da yüzde 1'lik kısmında sismik aramalar ve sondaj çalışmalarının yapıldığını anlatan Karbuz, "Türkiye'nin jeolojisini yeterince tanıdığımıza inanmıyorum. Yeterli sismik araştırma yapılmamış olmasına rağmen, mevcut sismik çalışmalar ciddi bir potansiyeli ortaya çıkarıyor. Ancak mevcut piyasa koşulları ve düşük petrol fiyatları, çok pahalı olan arama faaliyetlerine engel oluyor." dedi.
Derin bir sondaj çalışmasının bugün yaklaşık 100 milyon doların üzerinde bir maliyete ulaştığının altını çizen Karbuz, bu yüzden şirketlerin daha sıcak bölgelere yönelik çabalarını arttırdığını ve Türkiye'nin yabancı yatırımcıyı çekme konusunda daha etkin olması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin denizlerinde yüksek miktarda petrol ve doğalgaz keşfetmesinin bölgede oyun değiştirici etki yaratacağını anlatan Karbuz, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin denizlerinde yüksek miktarlarda hidrokarbon yatakları keşfedilmesi, hem Türkiye hem de bölge için oyun değiştirici etki yaratacaktır. Bu durum Türkiye'nin enerji arz güvenliğini geliştirir ve pek çok makroekonomik gösterge üzerinde petrol ve gaz ithalatı yükünü azaltır. Ayrıca, Türkiye'nin petrol ve gaz ticaret merkezi olma hedefine de katkı sağlayacaktır. Petrol ve gaz ihracatına yönelik altyapı projelerini şekillendirebilecek ve yönlendirecek bir faktör olacaktır. Son olarak, uluslararası arenada Türkiye'nin gücü, rolü ve konumunu yeniden şekillendirecek önemli jeopolitik etkiler yaratabilecektir."