"Türkiye, milli ve yerli savunma ürünleri ile harekatta başarı yakaladı"
Savunma sektörü temsilcileri Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'nda yerli ve milli üretimle başarı sağladığını kaydetti. SAHA İstanbul'un kuruluş yıldönümünde bir araya gelen sektörün önemli isimleri, Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azalttığını kaydettiler.
Abone olHANDAN SEMA CEYLAN
Savunma sanayii sektörünün temsilcileri, akademisyenler ve bürokratlar Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA) 3. yıl dönümü için düzenlenen programda bir araya geldiler. Toplantıda savunma sanayiinde yerli ve milli üretimin önemine dikkat çekilerek, Afrin’de düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı’nın başarısının bu sayede geldiğine işaret edildi. Ambargo uygulanan bazı savunma sanayii ürünlerinin seferberlik ruhu içinde Türkiye’de üretildiğine vurgu yapılırken, yerlileşme oranları da açıklandı. Roketsan’ın yerlileşme oranının yüzde 75’e çıktığının altı çizildi.
SAHA İstanbul, Edirne’den başlayarak, Tekirdağ, İstanbul, İzmit, Yalova, Adapazarı ve Düzce’ye uzanan Kuzey Marmara koridorundaki 65 bin sanayici firmanın 27 kurucu üye ile kümeleşmesi ile üç yıl önce kuruldu. Merkezi Teknopark İstanbul’da olan SAHA İstanbul’un kapsamında 50’den fazla liman, tersane, teknopark ve 100’den fazla Ar-Ge merkezi de bulunuyor.
Toplantıda konuşan Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, savunma sanayisi piramidine bakıldığında Türkiye’nin dünyada ilk 100’e giren savunma şirketlerinin olduğunu fakat piramidin orta kısmına giren firma olmadığını söyledi. Vakıf şirketlerinin artık itekleyici güç olması, daha küçük ölçekte sanayicilere destek vermesi gerektiğini dile getiren Demir, özel şirketlerin de artık vakıf şirketlerini içselleştirmeye başladığını kaydetti.
Demir, savunma sanayii firmalarının sorunlarının çözümü noktasında seslerini daha etkili bir şekilde duyurabilmeleri adına kümelenmeleri, dernekleşmeleri ve birlikler kurmaları gerektiğini vurgulayarak, “Bu hem sorunlarımızın çözümü hem de ayakları yere sağlam basan bir savunma sanayisi oluşturmak açısından da önemli” diye konuştu. Kamuoyunun savunma sanayii algısının bugün oldukça iyi olduğuna dikkat çeken Demir, “Şu anda operasyonda olan ordumuz iyi sonuçlar alıyorlar, milli ve yerli silahlar kullanıyorlar. Bu sektör öyle bir sektör ki şu anda alanda; karda, kışta, çamurda olan Mehmetçiğin en iyi silahı kullanması, en iyi lojistik desteğe sahip olması bizim görevimiz. Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu mücadele ve başını dik tutması bizim 24 saat esasına göre yorulmadan, dinlenmeden seferberlik ruhu içerisinde çalışmamızı gerektiriyor. Bu sanayideki gençlerimizde bu ruh var” açıklamasında bulundu. Demir, müsteşarlık olarak çeşitli alanlardaki yapılanmalara destek verme konusunda çalışma içerisinde olduklarını anlatarak, şu bilgileri verdi: “Bazı teknoloji alanları var ki boş, yatırım yapacak kimse yok, biraz riskli. Ona küçük ortaklıklarla girip, şirketi kurup, iş verip belirli bir seviyeye taşımak istiyoruz. Mesela test alanı tamamen boş, oraya girmemiz gerekiyor, yarı iletken alanına girmemiz gerekiyor. Devletin “Küçük ortak olarak ben arkanızdayım’ dediği şirketlerden bahsediyoruz. Bunları da yavaş yavaş hayata geçiriyoruz.”
Alpman: Roketsan’da yerlileşme yüzde 75
Savunma sanayiinin önemine dikkat çeken Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı M. Emin Alpman da ‘milli’ ve yerli’ kavramlarına açıklık getirerek, “Milli yapım olayı bizim Türk’ün kafasından çıkan çizim, tasarımın olmasıdır. Yerlilik de bu kafamızdan çıkan bilginin, becerinin, yazılımın donanıma çevrilmesi için bu topraklarda, yer altı kaynaklarından çıkan malzemenin bu ülke sınırları içinde işlenmesidir” dedi. Devletin ‘milli yapın, yerli yapın’ diyerek bu alanda şirketlerin arkasında olduğunu kaydeden Alpman, “Biz Roketsan’da yüzde 87 milli, yüzde 75 yerli oranına ulaştık” şeklinde konuştu. Alpman, “Yerli ve millîlik çok önemli. Biz Afrin’de operasyon nedeniyle ambargo gördüğümüz ürünleri yerli ve milli ürettik” açıklamasını yaptı.
Okyay: Milli savunma için irade var
İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay da “1980’lerden itibaren savunma sanayii için üreten bir grubuz. Güçlü Türkiye, bölge ülkelerinin de teminatı. Şimdi milli ve yerli savunma sanayii için büyük irade var. Bu iradeyi arkamıza alarak atılım yapabiliriz. Unutmayalım bu sektör devlet eliyle şekilleniyor. 2000’lerin başında savunma sanayinde en çok ithalat yapan 6. ülkeydik. Geçen zaman içinde yaptığımız yerlilik çalışması sayesinde 11. sıraya geriledik. Bu önemli bir gösterge” açıklamalarını yaptı.
Alpay: 2 milyon kişiyle büyük merkez
Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Şuay Alpay, İstanbul ve çevresinin yaklaşık 150 milyon metrekare sanayi alanı, 2 milyon civarında endüstri personeli ile Türkiye için çok önemli bir merkez olduğuna dikkat çekti.
Kanlıgöz: Baş döndürücü hızla gelişiyor
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Cihan Kanlıgöz de savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinin, bilgi ve teknoloji çağının lokomotif sektörleri olarak baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam ettiğini ve yüksek teknolojiye dayalı ürünlerin geliştirilmesi suretiyle ülkelerin refah ve kalkınmasına öncülük ettiğini belirtti. Kanlıgöz ayrıca, savunma, havacılık ve uzay sektörünü geliştiren ülkelerin diğerlerine göre avantaj sağladığını vurguladı.
Altunyaldız: Türkiye son 15 yılda paradigma değiştirdi
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız Türkiye’nin son 15 yılda çok önemli bir paradigma değişikliği yaşadığının altını çizdi. Altunyaldız, “Türkiye’de artık sanayici bir yerde, üniversite bir yerde değil. Artık yerinde oturan değil hareket eden, çözüm ortağını bulan, inşa ve değer sürecinin parçası olmayı başarmanın olmazsa olmazı olarak gören bir kültüre doğru evriliyoruz” dedi.
Büyükdede: Hep birlikte hareket etme zamanı
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Büyükdede “27 kurucu ile 3 yıl önce yola çıktık. Geldiğimiz noktada milli potansiyelimizi ayağa kaldırdık. Müsteşarlığa bağlı kurumlar, STM, Roketsan, Havelsan, TAI, Aselsan gibi firmalarla 65 binden fazla sanayi tesisi ve üniversitenin temas noktası olmayı hedefl edik. Savunma sanayiinin ihtiyaçları artık dışarıdan tedarik edilemez. Bunun için hep birlikte hareket etmenin zamanı” diye konuştu.
Kavranoğlu: Artık daha fazla söz sahibiyiz
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu savunma sanayiinde 15 sene öncesine göre çok daha iyi bir durumda olunduğunu kaydederek, “Türk sanayicileri olarak artık daha fazla söz sahibi durumundayız. Devlet, eğer bir Türk sanayicisi üretiyorsa o alandan usulünce çekilmeli” açıklamasını yaptı.
Yerebakan: Savunma sanayii 565 yıllık bir gelenekten geliyor
Tophane-i Amire’nin kurulduğu zamandan itibaren bu topraklarda savunma sanayiinin 565 yıllık bir gelenekten geldiğini kaydeden Başbakan Danışmanı Metin Yerebakan, şunları söyledi: “İzmir İktisat Kongresi’nde Kırıkkale’de Makine Kimya’nın kurulması için adımlar atıldı. Önemli bir adımdı ancak yakın tarihe kadar o zamandan beri hiçbir şey değişmedi. Ankara’da bürokrasi çeşitli engeller çıkardı. Şimdi bir yol haritamız var. Unutmayalım Harvard Üniversitesi hocalarından Michael Porter rekabetin üç kuralını şöyle özetliyor: Lokasyon, inovasyon ekosistemi ve girişimci varlığı. Tüm bu avantajlara sahibiz.”