Türkiye ekonomisi, 3. çeyrekte yüzde 1.8 daraldı
Yeni seriye göre Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrekte yüzde 1,8 küçüldü. Birinci ve ikinci çeyrekteki büyüme her iki çeyrek için yüzde 4,5 olarak revize edildi.
Abone olMehmet KAYA
ANKARA - TÜİK'in metodoloji değişikliği ile açıkladığı üçüncü çeyrek büyüme verisi, piyasa beklentilerinin altında geldi. Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde yüzde 1.8 daraldı. Beklentiler (eski seriye göre) daralmanın yüzde 0.5 olacağı yönündeydi. Ekonomi, böylece 7 yıl sonra, ilk kez küçülmüş oldu. Türkiye ekonomisi en son 2009 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,8 daralmıştı.
Türkiye İstatistik Kurumu, yeni seri milli hesapları oluşturdu. Yeni seriye göre ilk büyüme verisi ise 2016 üçüncü çeyrek için açıklandı. Buna göre Türkiye Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) 2016 üçüncü çeyrekte yüzde 1,8 oranında küçüldü. 2016 yılına ilişkin birinci ve ikinci çeyrek verileri de her iki çeyrek için yüzde 4.5 olarak revize edildi.
Daha önce ilk çeyrek büyümesi 4,8, ikinci çeyrek ise 3,1 olarak açıklanmıştı.
Kişi başına gelir yaklaşık 2 bin dolar arttı
Yeni hesap yönteminin en önemli etkilerinden biri 2015 büyümesine ilişkin oldu. 2015’te Türkiye’nin cari GSYH’sinin yüzde 19.7 artarak 1.9 trilyon TL’den, 2 trilyon 337 milyar TL’ye yükseldi. Bu durum, Türkiye’nin kişi başına gelirde yaklaşık 2 bin dolar artışa neden oldu. Artışla, kişi başına 9 bin 130 dolar olan kişi başına gelir, 11 bin 14 dolar oldu.
TÜİK Başkan Vekili Mehmet Aktaş, milli hesaplara yönelik 5 yıldır çalışma yaptıklarını ve yeni serinin 2015 yılı sonunda yetiştirilemediği için 2016 Aralık ayında yayınlandığını söyledi. Yeni seri, ESA (European System of Accounts) 2010 standartlarına göre oluşturuldu. Yeni seri kapsamında TÜİK, 2015 GSYH’si, 2004-2014 İl Bazında GSYH, 2009-2015 Devlet Hesapları, 2009-2015 Kurumsal Hesapları ve 2012 yılı itibariyle arz-kullanım tabloları ile girdi-çıktı tablolarını yayınladı.
2009 baz yıl
Başkan Vekili Mehmet Aktaş, yeni serinin 2012 verileri kullanılarak 2009 bazlı olarak hazırlandığını söyledi. Türkiye’nin 2009 yılında küresel krizin etkisiyle küçüldüğü hatırlatılarak, bunun ortalama büyüme vb. hesaplara matematik etki edip-etmeyeceği sorununa Aktaş, 2012 temel verilerinin kullanıldığını, bazı temel verilerin 2009 yılı itibariyle elde edilebildiğini, baz yıl seçiminin buna dayalı olduğu yanıtını verdi. Aktaş, “(2009 yılının seçilmesinin) ölçme yanlılığına etkisi yoktur” ifadesini kullandı.
Türkiye üçüncü çeyrekte 1,8 küçüldü
Yeni seriye göre Türkiye’nin üçüncü çeyrek büyümesi -1,8 oldu. Birinci ve ikinci çeyrekteki büyüme her iki çeyrek için yüzde 4,5 olarak revize edildi.
Sabit fiyatlarla açıklama yöntemi de değişmiş oldu. Yeni hesaplama yönteminde zincirlenmiş hacim endeksi kullanılmaya başlandı. Bu endeksin baz yılı 2009 oldu.
Üçüncü çeyrekte katma değerlerde; tarım sektöründe yüzde 7,7 azalma, sanayi sektöründe yüzde 1,4 oranında azalma ve hizmetler sektöründe yüzde 8,4 azalma yaşandı. Katma değeri tek artan sektör inşaat oldu ve yüzde 1,4 arttı.
Hane halkı harcaması ve yatırımlar
Hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, yüzde 3,2 azaldı. Devletin nihai tüketim harcamaları ise yüzde 23,8 oranında arttı. Toplam gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar), yüzde 0,6 azaldı. Üçüncü çeyrekte ihracat yüzde 7 azaldı, ithalat ise yüzde 4,3 oranında arttı.
Ücretlerin payı düştü
Büyümeyi etkileyen unsurlar içinde ücretlerin cari gayrisafi katma değer içerisindeki payı geçen yılın aynı döneminde yüzde 31,4 iken bu oran 2016 yılının üçüncü çeyreğinde yüde 36,1 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin (şirketlerin ücret, vergi ve yatırım dışı elinde kalan) payı ise yüzde 53,3'den yüzde 47,4'e düştü.
Kurumsal Sektör Hesapları
TÜİK, 2009-2015 yıllarına ait kurumsal sektör hesaplarını ilk kez yayınladı. Buna göre, hanehalkı brüt katma değerin GSYH içindeki payı 2009 yılında yüzde 28,1 iken 2015 yılında yüzde 24,9 olarak hesaplandı. Yani şirketler dışında hanelerin harcamalarının-ekonomik faaliyetlerinin payı geriledi. Aynı yıllar için mali olmayan şirketlerin yüzde 46,5 olan katma değer payı 2015 yılında yüzde 50,6’ye ulaştı. Mali şirketlerin ise payı yüzde 3,8’den, yüzde 3’e geriledi. Devletin payı da düştü. Devletin payı 2009’daki 10,8 seviyesinden, yüzde 9,6’ya geriledi.
Şirket yatırımlarının payı arttı
Kurumsal sektör hesapları içinde, mali olmayan şirketlerin 2014 yılında 336 milyon TL olan gayri safi sabit sermaye oluşumu 2015 yılında yüzde 23,4 artarak 415 milyon TL seviyesine ulaştı. 2015 yılında gayrisafi sabit sermaye oluşumunun GSYH içindeki payları; mali olmayan şirketlerde yüzde 17,8; mali şirketlerde yüzde -0,1; genel devlette yüzde 3,3 ve hanehalkı için yüzde 8,4 olarak gerçekleşti.
Tasarrufta şaşırtıcı sonuç:
Türkiye’nin tasarruf oranı “orta düzey” çıktı
Türkiye’nin tasarruf oranlarına yönelik olarak TÜİK yeni hesaplamasında yüksek bir değer buldu. Türkiye, tasarruf oranlarındaki “tarihi düşük” seviye nedeniyle bir dizi ekonomik önlem alıyordu. Bunlar arasında otomatik katılımlı bireysel emeklilik tartışma konusuydu.
TÜİK, yüzde 15’ler seviyesinde daha önce hesaplanan tasarruf oranlarının yüzde 24,8 oranında olduğunu hesapladı. Buna karşılık hane halkı tasarruf oranlarının yine de düşük kaldığı gözlendi. Buna göre, 2009’ta yüzde 7 olan hane halkının tasarruflarının GSYH’ye oranı, 2015 yılı sonunda yüzde 9,4’e yükseldi. Hane halkının harcanabilir gelirleri içindeki tasarruf da yükseldi. Hanehalkı tasarruf değerinin kullanılabilir gelir içerindeki payı 2009 yılında yüzde 10,1 iken 2015 yılında yüzde 13,5 oldu.
Devletin ve hane halkının tasarrufları artarken, şirketlerin ve mali kuruluşların tasarruflarının GSYH payı düştü.
TÜİK Başkan Vekili Mehmet Aktaş:
Hiç kimse TÜİK verilerine etki edemez
TÜİK Başkan Vekili Mehmet Aktaş, TÜİK’in 2015 yılında Eurostat denetiminden geçtiğini belirterek, kamuoyunda engelleyemedikleri yanlış algılara muhatap olduklarını ancak TÜİK’in “istatistikten başka motivasyondan etkilenmediğini” söyledi. TÜİK’in kurumsal kültürünün, kötü niyetle dahi birileri gelse, verilere etki etmeye izin vermeyeceğini savunan Aktaş, mevcut revizenin de 5 yıl önce planlandığını hatırlattı.
Büyümenin yukarı yönlü olmasının “doğal” olduğunu kaydeden Aktaş, daha önce sağlıklı biçimde ölçemedikleri birçok unsurun artık sağlıklı olarak ve yeni standartlara göre ölçülebildiğini anlattı. Bunlara örnek olarak SGK ile Gelir İdaresi’nin şirketlerin verilerine yönelik ortak veri tabanı oluşturması olduğunu kaydeden Aktaş, inşaat, hane geliri, tasarruflar gibi çok çeşitli aşamalarda sağlıklı verilere ulaşıldığını kaydetti.
Bunun Türkiye’ye özgü bir durum olmadığını, gelişmiş ülkelerin –örneğin Hollanda’nın yüzde 8- büyüme revizyonu yaptığını belirten Aktaş, “Gelişmekte olan ülkelerde oran çok yüksek. Farklılık bu. Bunun nedeni istatistik tabanının değişmesi. Şunu söyleyebiliriz, hesaplama karmaşıklaştıkça, hesap yapan daha çekingen davranıyor. Bu da revizyonun oranını artırıyor” dedi.
Aktaş, “5 yıl sonra kim (iktidarda) olur bilmem ama o zaman bir revize yapılsa yine yukarı yönlü olur. Bunu şimdiden söyleyebilirim” diye konuştu.