Turizm ve tarımı desteklemek bizim için memleket meselesi

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ile turizm sektöründeki sorunlardan başlayıp, tarım sektörüne uzanan bir sohbet yaptık. Turizmde sadece bu senenin payına düşen finansman ihtiyacı 4.3 milyar dolar.

Abone ol

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, 2016 yılının turizm sektörünü tanıtmak ve desteklemek için ‘para harcama’ yılı olduğunu düşünüyor. Türkiye için bacasız sanayi turizmi o kadar önemli buluyor ki altını çizerek “Suudi Arabistan için petrol bakanlığı neyse Türkiye Cumhuriyeti için Turizm Bakanlığı da odur” diyor ve ekliyor: “Biz tarım bankacılığını misyonumuz kabul ettiğimiz gibi turizmi desteklemeyi de memleket meselesi olarak görüyoruz.” 

İki seçim ve Fed geçecek işler açılacak derken bu defa jeopolitik riskler ve vahim terör olayları karabulut gibi çöktü. Jeopolitik sorunların ekonomi üzerindeki etkisi gözleri temelde iki sektöre çevirdi. Bunlardan biri turizm diğeriyse tarım. DenizBank için de turizm ve tarım ‘niş’ sektörler. Tarişbank’ın alımıyla başlayan tarım odağı DenizBank’ı bugün özel bankalar arasında tarım kredilerinde birincilik koltuğuna oturttu. Turizm tarafındaysa DenizBank, aktifte kendisinden daha büyük bankaları sollayarak ilerledi. Bugün turizm kredilerinde DenizBank’ın pazar payı yüzde 16’ya geldi.

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ile konuşurken bu iki sektöre çok geniş bir parantez açtık. Hakan Ateş’in turizm sektörünün içine düştüğü sıkıntıları, devlet, bankalar, özel sektör, işletmeler, basın ve vatandaşın omuz omuza çözebileceğine inancı yüksek.

İşe önce rakamlarla başladık. Hakan Ateş’in verdiği bilgiye göre her yıl bu sektörden Türkiye’ye gelen döviz kazancı 35-40 milyar dolar. Turizm sektöründe birinci sınıf yatırımların toplam değeri 80 milyar dolar. Bu yatırımın bankacılık sektöründeki kredi karşılığı ise 17 milyar dolar. Bu kredilerin bütün bankacılık kesiminde ortalama vadesi ise 8 yıl. Bu kredilerde bu yılın payına düşen ödenmesi gereken miktar ise 2.7 milyar doları anapara, 800 milyon doları faiz. Bir de turizmcilerin her yıl ortalama 800 milyon dolarda işletme kredisi ihtiyacı var. Demek ki sadece bu senenin payına düşen finansman ihtiyacı 4.3 milyar dolar. Turizm kredilerinde 2017’de 1.6 milyar dolar, 2018’de 1.1 milyar dolar ana para ödemesi daha bulunuyor.

Omuz omuza bu dertten çıkarız

Bu kredilerde aslan payı da Deniz- Bank’ın. DenizBank’ın yüzde 16 pazar payıyla 2.8 milyar dolar turizm kredisi olduğunu söyleyen Ateş, “Hiç de endişelenmiyoruz. Omuz omuza bu dertten çıkacağımızı düşünüyoruz. Biz tarım bankacılığını misyonumuz kabul ettiğimiz gibi turizmi desteklemeyi de memleket meselesi olarak görüyoruz. Bankalar her zaman üzerine düşeni yapar. Bir beden herkese uyar diye de bir şey yok. Türk turizmi o kadar önemlidir ki Suudi Arabistan için petrol bakanlığı neyse Türkiye Cumhuriyeti için Turizm Bakanlığı da odur. Hiç öyle İstanbul Yaklaşımı, Anadolu Yaklaşımı’na da gerek yok. Bunlar, her işletmenin bankasıyla çözebileceği konular” dedi. Türkiye’nin bugün, bütün dünyanın, en ucuza, en kaliteli tatili yapabileceği bir destinasyon konumunda olduğunun da altını çizen Hakan Ateş, “Bugün Avrupalı bir turistin 1 ay evinde harcadığı para, Antalya’da yediğinden içtiğinden daha pahalıya patlar. İster Almanya, İster İngiltere, nerede olursa olsun asgari harcamalarını bile alsanız emin olun aylık gideri Antalya’da daha ucuza gelir. Ama güvenlik endişeleri bunu gölgeliyor.Turizm sektöründe sıkıntıya girebiliriz endişesi var” ifadelerini kullandı.

Turizmciye herkes destek olmalı

Hakan Ateş’in turizm sektörünün sıkıntılarını aşabilmesi için atılabilecek pek çok adım dolduğunu düşünüyor. Ateş, bu konudaki çözüm önerilerini anlatırken de önce “Bu yıl turizme para harcama ve destekleme yılımız. Bu yılı turizmcinin rahat geçirmesi için herkesin destek olması lazım” vurgusunu yapıyor. Hakan Ateş’in sözleriyle turizm sektörü için önerileri şöyle: “İnternetten uçak biletini alıp uzun hafta sonu tatili yapmaya gelebilecek çok insan var. Perşembe biner uçağına pazar döner evine. THY, 280’den fazla destinasyona uçuyor. Bu sene THY, New York’tan, Londra’dan, Paris’ten Hamburg’dan yani dünyanın önemli merkezlerinden tarifeli uçak koysa, Antalya’ya Dalaman’a o zaman sadece charterlarla gelmek zorunda kalmazlar.”

“Eximbank’ın, Ulaştırma Bakanlığı’nın, Turizm Bakanlığı’nın, Enerji Bakanlığı’nın, bir araya gelerek turizm sektörünü elektrik kullanımlarından tutun, vergi ödemelerine kadar ellerini rahatlatsa. Çok doğru bir teşvik başladı. Charter başına 6 bin dolar. Bunun artırılması neden düşünülmesin.”

Bu sene tatili ülkemizde geçirelim

“Tam yılbaşı gecesi Dubai’de tarihinin en büyük yangınlarından biri yaşandı. Bütün televizyonlar sadece ve sadece havai fişeklerini gösterdi. Kimse o koskoca yanan kuleleri görmedi. Bizimde Türkiye’nin güvenli, misafirperver, kaliteli ama ucuz fiyatları olan bir ülke olduğunu göstermemiz lazım. Avrupa’da gezen otobüslerin üzerinde Türkiye’nin tanıtımı olmalı. Demek ki içeri basını da yanımıza alacağız.” “

5.5 milyon Türk yurtdışına çıkıyor. Turistik amaçla çıkanlardan daha fazla fon alalım. Ne olur bu sene kendi tatil yörelerimize gidelim. Toplanan fonları da tanıtıma harcayalım. Bugün turizm ile ilintili sektörlerin katkısıyla bir fon kurulsa devlet de desteklese bir çırpıda 700- 800 milyon dolarlık fon birikir. Tanıtım yaparsın ama 80 milyar dolarlık yatırımını, 40 milyar dolarlık gelirini korursun. Ama bizim otelimizde bu sene yabancı turiste verdiği ucuz fiyatı yerliye de versin.”

“Biz bankalar olarak destek vereceğiz. Devlet, Eximbank’ıyla Garanti Fonu’yla destek olsun. Bankaların verdiği tatil kredileri 48 aya, kredi kartı harcaması turizm olunca taksit 12 aydan daha uzun vadeli olsun. Tatilini yapan vatandaş da bunu uzun vadeli geri ödeyebilsin. Biz de bankalar olarak fedakarlık yapalım bunu daha düşük faizle verelim. Turizm yatırımcısı da bir ahilik prensibiyle çalışsın. Herkes yüzde 20 yatağını kapatsın.700 yatağı olan 550 yatağını açsın, komşusu da kazansın.”

Tarım desteklerini her banka dağıtabilmeli

Tarım sektöründe de finansmanın Türkiye’nin her köşesine girmesi gerektiğini anlatan Hakan Ateş, “Tarım bankacılığında da öncü konumumuzu sürdüreceğiz. Ziraat Bankası’nı ayrı tutarsak tarım bankacılığında pazar payımız yüzde 30’larda. Tarım Bakanlığı tarafından çiftçilere sağlanan tüm kaynakları, nasıl isteyen bankalar Eximbank’ın ihracat kredilerine aracılık ediliyorsa, istekli olan tüm bankalar da tarım desteklerini dağıtabilmeli. Sübvansiyonlu krediler de tüm bankacılık sistemine açık olmalı” dedi.

Çift hane büyümeye devam edecek

Hakan Ateş, DenizBank’ın kurulduğu günden bu yana çift hane büyüdüğünü ve rekabetten pazar payı aldığını belirterek “Artık iri kıyım bir banka olduk” dedi. Geçtiğimiz yılı yüzde 20 büyüme ile kapattıklarını ve toplam aktifl erinin 112 milyar TL düzeyine geldiğine işaret eden Ateş, “Aktifl erimizin yüzde 69’u yani 70.5 milyar TL’si kredilerden oluşuyor. Kredilerimiz yıllık yüzde 21 büyümüş. Toplam mevduatımız ise 72.8 milyara geldi. Pasifimizin yüzde 67’si mertebesine gelen mevduattaki büyüme ise yüzde 20. Kredi/ mevduat oranımız yüzde 101” bilgisini verdi. DenizBank’ın 2016’da aktifl erini yüzde 18, kredilerini yüzde 22 ve mevduatını ise yüzde 25 büyüteceğini aktaran Ateş, bu yıl 750 milyon dolar birinci kuşak sermaye daha ilave edeceklerini de belirtti. DenizBank 2015'te 29 şube açarken 2016'da 20 şube açacak. Yeni açılacak şubeler ağırlıklı olarak tarım yörelerinde olacak.

Ya tsunaminin altında kalacaksın ya da…

“Fırtına öncesi sessizlik var. Arkadan bir tsunami geliyor. Gürül gürül. Ya üzerine çıkıp sörf yapacaksın ya da o dalganın altında kalacaksın. Çok farklı bir çağın eşiğindeyiz. 1800’lerdeki sanayi devrimi 2000’lerde yerini dijitalizasyon ve enerji devrimine bıraktı. Her yöneticinin asli görevi çağa ayak uydurmak. Bankacılık sektörü olarak bu uyumu en iyi yapan sektörlerden biriyiz ama teknolojide KOBİ’lerin gideceği çok yol var. 2004’ten beri teknolojiye yatırım yapıyoruz. İştirakimiz Intertech ile 43 kuruma teknoloji pazarlıyoruz.”

İstanbul'un 8'inci tepesi Deniz Kule

DenizBank kısa bir süre önce yeni binasına geçti. Binada 5.200 DenizBanklı çalışıyor. Barındırdığı 5.200 çalışan ile Türkiye’nin en kalabalık binası unvanını da alan binadan bırakın 3’üncü köprü ve Adalar’ı, açık havada Uludağ görünüyor. Kahkahalar içinde, Deniz Kule’yi 7 tepeli İstanbul’un 8’inci tepesi olduğunu iddia eden Hakan Ateş, hemen ekledi: “Yükseklerde de olsak alçak gönüllüğümüzden taviz vermeyiz.”

DenizBank milli bir banka

Biz milli bir bankayız. Bizim aktifl erimizin yüzde 100’ü Türk aktifidir. Zaten bizim geçen sene ABD yaptırımlarının dışına çıkabilmemiz de ancak böyle mümkün oldu. Biz tüm varlığımızla bir Türk bankasıyız. Kıbrıs Barış Suyu'nda, 3’üncü köprüde, 3’üncü havalimanında en büyük özel banka finansmanını biz sağladık, Sağlık Bakanlığı’nın en büyük PPP projelerinde biz yer aldık. Hızlı tren, enerjinin üretim ve dağıtımının finansmanında biz varız. 2-3 yıl ödemesiz 16 yıla varan bu proje finansmanlarında baştan bu yana biz 20 milyar euro gibi bir kaynak sağladık. DenizBank milli bir banka. Memleketin bağrında hizmet eden ve bunu da misyon edinen bir bankayız.”

Bize iyi bakın

“Bazı bankalar bakıyorsun proje finansmanında yok. Turizm diyorsun, yok. Enerji, dağıtım, gemicilik diyorsun, yok. Bize iyi bakmanız lazım. Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine erişeceği zaruri yatırımların finansmanı için iki elin parmakları kadar kaldık. Biz bu yoldan dönmeyeceğiz ama önümüzü açmaları lazım. Memleketin projesini, yolunu, limanını, köprüsünü, havalimanını, hızlı trenini, otelini, hastanesini, finanse eden proje bankaları çok değerlidir ve son zamanlarda maalesef bunu yapan 9 banka kaldık. Şimdiye kadar 20 milyar euro proje finansmanı sağladık. Bu proje finansmanları dövizle finanse ediliyor ama döviz kazandırıcı ya da dövizi içeride tutucu yatırımlar. Biz bu ülkenin milli bankası olarak projenin finansmanına katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

Para, kaliteye koşacak

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ile her gün başka bir yere savrulan piyasaları da konuştuk. Hakan Ateş, önümüzdeki dönemde portföy yatırımları açısından paranın ‘kaliteye’ koşacağını vurguluyor. Yani ülkeler arası ayrışmayı büyüme performansları belirleyecek. Google, Apple, Tesla gibi dijital ve enerjide yeni söylemleri olan şirket hisselerinin ise bazı gelişmekte olan ülkelerden daha fazla yatırımcı çekeceğini belirtiyor. Ateş, “Gelişmiş ülke ekonomilerinde kaliteye kaçış trendini yaşıyoruz. Adını bilmediğimiz firmalar inanılmaz piyasa değerlerine ulaşıyor. Garajda üretilen bir uygulama, muazzam yatırımcı ilgisi çekiyor. 2008 krizinde gelişmiş ülkeler yaptıkları hatalarıyla şişirdikleri balonlarla çok zor dönemler yaşadılar. Yatırımlar gelişen ülkelere kaçtı. Şimdi kendi ülkelerinde gelişen şirketler var. Tesla’nın adı elektrikli arabayla anılıyor ama en önemli özelliklerinden biri şoförsüz araba. Tesla’nın hisseleri 17 dolarken 117 dolara çıktı. Brezilya’da bir sürü yolsuzluk oldu. Neden tanımadığı bir ülkenin demokrasi ve hukuk riskini alsın. Enerji fiyatlarının yüksek olduğu dönemde emtia ihracatçısı ülkeler onun rehavetine kapıldı. Google, Tesla, Apple gibi blue chip hisselerin değerleneceği buna karşılık gelişmekte olan ekonomilerin sıkışacağı bir döneme doğru gidiyoruz. Ama bundan sonra parayı çekmek adına üretim odaklı büyüme çok belirleyici olacak. Çin bile artık eskisi gibi büyüyemiyor. Her ülke ayağını yorganına göre uzatma gayretinde. Enerji fiyatlarının nasıl seyredeceği dünyanın geleceğini belirleyecek. Amerikan ekonomisi güçlü olduğu sürece, dolar güçlü olacak. TL de direncini koruyacak. Faiz de o kadar hızlı artmayacak demiştik, artmadı. Gelişmiş ülkelerdeki toparlanma Amerika merkezli devam edecek” yorumunu yaptı.

Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu Bahçeli'den son dakika Ahmet Türk açıklaması Elon Musk: İngiltere zalim bir polis devleti İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nde yangın