Tosyalı, ithal ikame yatırım için düğmeye bastı

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, holding açısından 2018'de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi, 2019'a ilişkin beklentilerini paylaştı.

Geçen yıl merkez bankaları para politikalarındaki normalleşme, Avrupa ekonomisindeki zayıflama, jeopolitik riskler ve Brexit gibi birçok gelişme yaşandığını ifade eden Tosyalı, tüm bu öngörülemeyen türbülanslara rağmen holding olarak 2018'i "başarılı" bir yıl olarak değerlendirdiklerini söyledi.

Tosyalı, holdingin üretim, satış, ihracat ve istihdam oranı açısından 2018'de hedefledikleri seviyeye ulaştığını aktararak, "2017'de 5 milyon ton olan üretimden satışlarımız 2018'de 6 milyon tona ulaştı. Aynı şekilde 2017'de 650 milyon dolar seviyelerinde bulunan ihracatımızın, geçen yılın sonunda 850 milyon dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Satış hasılatımız da 4 milyar dolar civarında ki bu dolar bazında 2017'ye kıyasla yaklaşık yüzde 24'lük bir artışa işaret ediyor. İstihdam oranımızda da yine yaklaşık yüzde 10 civarında bir artış var." diye konuştu.

Demir-çelik alanında geri dönüşümü olmayan ve yüksek meblağlı sabit yatırımların olduğunu, işletmeciliğinin de bilgi ve beceri gerektirdiğini vurgulayan Tosyalı, bugün bu konuda sıfırdan yatırım yapacak sanayici sayısının dünyada az olduğunu ifade etti.

Tosyalı, demir-çelik alanında yatırım yapmanın zorluklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Üretimi başka bir yerde yap, malın tüketildiği yere taşı dönemleri geçti. Bu nedenle biz yatırım yapacağımız lokasyonlarda, o yatırımın ürünlerini tüketecek büyüklükte olması, yeterli enerji ve ham maddeyi bulundurması özelliklerini arıyoruz. Bütün bu bileşenlerin kesiştiği yerde yatırımları yapabiliyoruz. Bu nedenle uzun bir araştırma geliştirme sürecinin ardından yatırıma başlayabiliyoruz. Bu noktada Cezayir yatırımımız, bizi iyi tanıtan bir örnek oldu. Cezayir'deki başarı ve yatırım disiplinimizi gören başka ülkelerden yatırım için davet alıyoruz. Bunlardan görüşme aşamasında olduklarımız var, henüz somutlaşmadı.

Holding olarak demir-çelik sektöründe uzmanlaştık. Artık Türkiye de, dünya da biliyor ki Tosyalı Holding bir demir-çelik sanayicisi. Bu sektörün dışına hiçbir zaman bakışımız olmadı. Bundan sonra da böyle bir niyetimiz yok ama demir-çelik sektöründeki birikimimizi dünyanın birçok yerinde fırsatlara bakarak artırmayı düşünüyoruz."

"Asya ve Avrupa ilgi alanımızda"

Fuat Tosyalı, sadece sanayi değil, sosyal bir şirket olduklarını da belirterek, yürüttükleri sosyal faaliyetler ve çalışanlarına sağladıkları imkanların holdingi cazip kıldığını söyledi.

Birçok yerden yatırım teklifi aldıklarını ifade eden Tosyalı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mevcutta Afrika'dayız ama Asya ve Avrupa da ilgi alanımızda. Avrupa'daki tesisler bugün çok rekabetçi değil. Bugün yakaladığımız üretim parametrelerimizle çok ciddi sürdürülebilir rekabet avantajını elde ettik. Bu yetkinliğimizi Asya tarafında da, Avrupa tarafında da ortaya koyabilir ve kullanabiliriz. Oradaki fırsatlara bakıp değerlendiriyoruz. Bizim devam eden yurt içi yatırımlarımız da var. İskenderun'da sıvı çelik üretim yatırımımız var. Ayrıca, bu yılın hemen başında, birkaç aya kadar sıfırdan yeni bir yatırımın duyurusunu yapacağız. Mevcut yatırımlarımızın haricinde 2019 başında yeni bir lokasyonda, Türkiye'nin ithalatını ikame edecek, sektör açısından yeni bir ürünün yatırımına başlayacağız."

Tosyalı, Osmaniye, İskenderun, Gebze ve İzmir'deki mevcut tesislerinin yoğun bir şekilde çalıştığına işaret ederek, "Aynı bölgede kapasiteyi artırmak yerine, farklı lokasyonlarda yeni kapasiteler devreye sokacağız." dedi.

İskenderun'daki tesislerinin limanının çalışmaya başladığını aktaran Tosyalı, burada yasal süreçlerin tamamlanmasını beklediklerini bildirdi.

"Senegal yatırımının boyutu abartıldı"

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tosyalı, ekim ayında Tosyalı Holding ile Senegal hükümeti arasında ülkenin doğusundaki Faleme madeninde yapılacak demir-çelik yatırımına ilişkin mutabakat zaptı imzalandığını anımsattı.

Söz konusu yatırımın boyutunun çok fazla abartıldığını aktaran Tosyalı, "Bu yatırım için 2 milyar dolar diye bir rakam hiçbir zaman telaffuz etmedim. Senegal'e bir yatırım tabii ki olacak ancak boyutu henüz belli değil. Boyutu belli olmayan bir yatırımın rakamını ortaya koymak yanıltıcı olur. Senegal yatırımı, ülkenin boyutuna uygun bir şekilde projelendirildi. Ülkenin politik çekişmeleri var ama bu yatırım o çekişmelere malzeme olmayacak bir tutarda yapılacak. Şartlar uygun olduğunda ilk kazmayı vuracağız." diye konuştu.

Tosyalı, Senegal'in demir-çelik alanında ithalatçı konumda bulunduğunu, bu nedenle bu alanda üretime ihtiyaç duyduğunu söyledi.

"ABD'nin vergi artırımıyla ne üretimimiz ne de ihracatımız azalmadı"

Fuat Tosyalı, kur riskini yönetme konusunda tamamen geçmişe dayalı bir hedging sistemleri bulunduğunu, başarıyla yönetilen bir hazine birimine sahip olduklarını anlattı.

Bu konuda üretim dışı bir gelire hiçbir zaman dönüp bakmadıklarını belirten Tosyalı, bu nedenle kurdaki volatilitenin sadece günlük talebi etkilediğini ancak borçluluk seviyeleri ile sermayelerinin değerini etkilemediğini kaydetti.

Tosyalı, yıl içinde demir-çelik sektörüne yönelik ABD'nin gümrük vergisi artırımlarının da gündeme geldiğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu ilk açıklandığında, doğal olarak hiç beklemediğimiz bir şeydi. Türkiye'ye karşı ABD'nin böyle bir ambargo uygulayacağı hiç öngörmediğimiz şeydi. Türk demir-çelik sektörünün tek pazarı ABD değil. Tosyalı özelinde 180'den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Bunların içinde ABD pazarı bizim için 80'de 1. Tabii ki ABD pazarının kapanmasını istemeyiz ama madem böyle bir vergi uygulaması var, biz de ürünlerimizi başka pazarda değerlendirdik. Neticede bugün geldiğimiz noktada ihracatımızı artırdık. Tabii ki ABD'ye satışlarımız düştü ancak bugüne baktığımızda kur etkisi ile tekrar oralara mal satabilecek noktaya geliyoruz. Bizim ABD'nin vergi artırımıyla ne üretimimiz ne de ihracatımız azalmadı. Çok geçici bir sürenin dışında bu uygulamadan etkilenmedik. Bu konuda yeni bir düzenleme olursa, vergilerde herhangi bir indirim ya da vergilerin kaldırılması söz konusu olursa hem biz hem de ABD'li tüketici çok olumlu etkilenir."