TBB Yönetim Kurulu Başkanı Çakar: 15 trilyon liralık bir kredi hacmine sahibiz
TBB Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, sektör olarak 30 trilyon liralık büyüklüğe ulaştıklarını, toplam gayri safi milli hasıla içerisinde büyüklüğün yüzde 76'ya geldiğini belirterek, "Yüzde 76 ülkemiz ölçeğinde anlamlı bir rakam ama Euro Bölgesi ve daha gelişmiş ülkelere bakıldığında bu oranın çok daha yüksek seviyelere gidebileceğimize hep beraber diliyoruz. Ana fonlama kaynağımız olan mevduat büyüklüğü 18,6 trilyon lira seviyesinde. Bugün itibarıyla bilanço içerisindeki payı yüzde 60’lar seviyesinde. Kredi tarafına geldiğimizde 15 trilyon liralık bir kredi hacmine sahibiz" dedi.
Haber Merkezi | Abone olFinansın Geleceği Zirvesi'nde düzenlenen "Bankacılığın Geleceği" panelinde sektörü etkileyen gelişmeler ve atılacak adımlar ele alındı.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, dünyanın 2024'e salgın, tedarik zincirinin bozulması, jeopolitik riskler gibi kavramlarla başladığını söyledi.
Çakar, dünyanın bu yıla yüksek enflasyonla başladığına dikkati çekerek, "Bu durum, sermaye hareketlerinin daha çok gelişmiş ülkelere yönelmesine neden oldu ve korumacı yaklaşımlar ortaya çıktı. 2024 yılının ilk yarısı, bu parametreler çerçevesinde şekillenmiştir. Özellikle Avro Bölgesi ve ABD'de, yüksek enflasyon nedeniyle finansal sıkılaştırma programları eşliğinde süreç yönetilmiştir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin ise yıla yüksek enflasyon, mütevazi seviyede olan Merkez Bankası rezervleri, cari açık gibi parametrelerde başladığını belirten Çakar, 2024 yılı hikayesinin Orta Vadeli Program (OVP) üzerine inşa edildiğini vurguladı.
Alpaslan Çakar, OVP'nin fiyat istikrarı, bütçe disiplini, sürdürülebilir cari açık ve yapısal reformlar olmak üzere dört temel unsuru içerdiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bankacılık ve finans sektörü olarak politikalarımızı fiyat istikrarı ve finansal istikrar çerçevesinde şekillendirdik. Fiyat istikrarı kapsamında politika faiz oranları yüzde 50 seviyesine çıkarıldı ve bu durum bilançolarımızın hem pasif hem de aktif tarafını etkiliyor. Dezenflasyon sürecini yönetmek için sıkı para politikası uygulanıyor ve bu politika üç temel bileşen üzerine inşa edildi. İlk olarak kaynak yönetimi kapsamında TL mevduatın bilançolar üzerindeki payını artırmaya yönelik politikalar devreye alındı ve KKM’den çıkış stratejisi planlandı. İkincisi, kredi tarafından selektif kredi politikası uygulandı. Üçüncüsü ise likidite yönetimi açısından zorunlu karşılık mekanizması hayata geçirildi. Bu üç unsur bilançolarımızı doğrudan etkiledi."
Çakar, bu politikalar sonucunda rezerv, cari denge ve CDS'lerde iyileşme yaşandığını, Türkiye'nin gri listeden çıktığını ve uluslararası derecelendirme kuruluşlarının ülke notunu artırdığını söyledi.
Sektör olarak 30 trilyon liralık büyüklüğe ulaştıklarını, toplam gayri safi milli hasıla içerisinde büyüklüğün yüzde 76'ya geldiğini belirten Çakar, "Yüzde 76 ülkemiz ölçeğinde anlamlı bir rakam ama Euro Bölgesi ve daha gelişmiş ülkelere bakıldığında bu oranın çok daha yüksek seviyelere gidebileceğimize hep beraber diliyoruz. Ana fonlama kaynağımız olan mevduat büyüklüğü 18,6 trilyon lira seviyesinde. Bugün itibarıyla bilanço içerisindeki payı yüzde 60’lar seviyesinde. Kredi tarafına geldiğimizde 15 trilyon liralık bir kredi hacmine sahibiz" diye konuştu.