''Tasarruflar artacak’ deniyor, tüketim pompalanıyor'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, MHP lideri Bahçeli’nin başkanlık sistemi açıklamalarının siyasette ve ekonomideki tıkanmanın aşılmasına dönük olduğunu söyledi.
Abone olFiliz COŞKUN - Ferit PARLAK
MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan, açıklanan orta vadeli programın Türkiye’nin büyüme, cari açık ve dış finansman ihtiyacına çözüm olmayacağını, yatırımları artırmayacağını belirtti. Ayhan, OVP’lerin itibarını kaybettiği, karar alıcılara yol gösterici olmaktan uzaklaştığını kaydetti. MHP lideri Bahçeli’nin başkanlık sistemi konusundaki açıklamalarının siyasette ve ekonomideki tıkanmanın aşılmasına dönük olduğunu kaydeden Ayhan, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve arkadaşımız Canan Sakarya’nın sorularını yanıtladı.
► MHP’nin Başkanlık sistemi ile ilgili sürpriz çıkışı neden?
Sayın Genel Başkanımızın yaptığı çağrı özünde Türk milletinin ve devletinin beka ve dirliğini muhafazaya yöneliktir, “Türkiye akıntıya sürükleniyor. Selin önünü alalım” diyor. Genel Başkanımızın kaygıları, tespit ve beyanları gayet açıktır. Öncelikle ülkenin bu kıskaçtan kurtulması gerekir. Aksi takdirde ülkenin normalleşmesi beklenemez. Siyasette ve ekonomide en acil ihtiyaç mevcut tıkanmanın aşılması ve normalleşmedir. Bizim yaptığımız da esasen bunun yolunu göstermekten ibarettir. “Ya Sayın Cumhurbaşkanı fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçip, yasa ve anayasal sınırlarına çekilsin, şayet bu olmayacaksa, AK Parti, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla Anayasa değişiklik teklifini TBMM’ye getirsin” diyoruz. Bu teklif, TBMM Genel Kurulu’nda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacak ya da 330-367 aralığında kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır. Ve yahutta 330’un altında kalarak reddedilecektir. Meclis’e herhangi bir değişiklik teklifi getirilmeden MHP'nin tavrı konusunda spekülasyon yaratmayı art niyetli bir tutum olarak değerlendiriyoruz. AK Parti’nin taslağı, TBMM’ye sunulmadan bu aşamada daha ileri bir değerlendirme yapmamız mümkün ve doğru değildir. Demokrasi tarihimizin her döneminde olduğu gibi, bu zorlu dönemde de, MHP, ülkedeki bu tıkanıklığın önünü açacaktır. Siyasi partilerin sorumluluğu problemleri görmezden gelmek değil, çözüm üretmek ve insiyatif alacak gücü sergilemektir.
► Açıklanan OVP ve 2017 bütçesi nasıl bir tablo ortaya koyuyor?
2017-2019 yıllarını kapsayan OVP ile 2017 bütçesi ülkenin gerçeklerinden ve sorunlarından kopuk bir zihniyetle hazırlanmış. Bu OVP, Türkiye’nin büyüme, cari açık ve dış finansman ihtiyacı gibi ivedilik arz eden sorunlarına çözüm bulacak, yatırımları artıracak bir program değildir. Aslında uzunca bir süredir OVP’ler itibarını kaybetmiş, piyasalara ve ekonomideki karar alıcılara yol gösterici olmaktan uzaklaşmıştır. Kasım 2015’ten bu yana üç ayrı OVP hazırlanmış, ancak buna rağmen ekonomi için konulan hemen hemen hiçbir hedef tutturulamamış, sürekli revizyona tabi tutulmuştur. Ekonomik büyüklüklerle ilgili özellikle 2016 ve 2017 yılları için yapılan tahminlerde OVP’ler arasında önemli sapmalar, değişimler mevcuttur. Ülkede yönetim zafiyeti var, her gün anayasa çiğnenerek ve “Dandik” OVP’ler hazırlanarak bu ülke ve ekonomi daha uzun süre sağlıklı yönetilemez. ’Dandik’ ifadesi bizim değil Cumhurbaşkanı Başdanışmanı’nın ifadesi.
► OVP’lerde tespit ettiğiniz çelişkiler nelerdir?
Mali disiplinin korunacağı söylenmiştir. Ancak 2016 ve 2017 yıllarında hem bütçe açığının artması, hem de faiz dışı fazla yerine, açık verilmesi hedeflenmiştir. OVP’de 15 yıl sonra ekonomide 2016 ve 2017 yıllarında yenide faiz dışı açık verilmesi hedeflenmektedir. İhracatta ise önceki OVP’lerde bu yıl için hedeflenmiş olan seviyelere, gelecek yıl bile ulaşılamayacağı anlaşılmaktadır. İhracatta iki yıldır düşüş durdurulamamıştır. Buna rağmen OVP’deki ihracat hedefi 2017 için 153.3 milyar dolar yani 2014 yılı seviyesinin altında olarak belirlenmiştir. Yani neresinden tutsak elimizde kalacak bir program. Tasarruflar artacak deniyor tüketimi pompalayacak tedbirler alınıyor. Yeni OVP’ye göre, 2016 ve 2017 yılında hem büyüme azalacak, hem bütçe açığı büyüyecek, hem cari açık artacak hem de işsizlik çift hanede kalacaktır.
► Döviz kuru tahmini gerçekçi mi?
OVP’de döviz kuru ve petrol fiyatları için de iyimser ve gerçekçi olmayan tahminler yapılmıştır. Bu çerçevede başta cari açık olmak üzere pek çok makro ekonomik büyüklüğün gerçekleşmeyeceği şimdiden bellidir. Programda dolar kuru tahmini verilmemekte, ancak milli gelir rakamlarından yapılan hesaplamada 2016 yılı için dolar kurunun 2.96 TL, 2017 için 3.18 TL olarak alındığı hesaplanmaktadır. Programda petrol fiyatları konusundaki tahminler ise 2016 yılı için 43.3 dolar, 2017 için 50 dolar, 2018 yılı için 53 dolar seviyesindedir. Gelişen piyasalardaki risk iştahının azalması, Fed faiz artırımı sonrası olası sermaye çıkışı, küresel düzeyde düşük büyüme beklentileri, OPEC’in üretim kotası kararı sonrasında petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde hızlı yükselme olasılığı, gibi küresel risk faktörleri yeterince hesaba katılmamıştır. Aynı zamanda programdaki beklentiler uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisi ile ilgili tahminleri ile de örtüşmemektedir. 2016 ve 2017 yıllarında ağırlıklı kamu yatırımlarında artış öngörülmüş. Bu yönüyle OVP büyümenin direksiyonunu tüketim ve kamu kesimi yatırımlarına doğru kırmıştır.
► Piyasaları canlandırma paketi için ne düşünüyorsunuz?
Kredi borçlarının yapılandırılması tam bir fiyaskoya dönüşmek üzeredir. Bankalar yapılandırmada neredeyse tefeci faizi talep eder olmuşlar. Bankalar yapılandırma düzenlemesini uygulamaya yanaşmıyor. Kart borcunun asgari ödemesini yaparak günü kurtarmaya çalışan ve yüksek faiz girdabında çırpınan on milyonu aşkın vatandaşımız var. Bunlar yapılandırma haberleriyle umutlanmıştı. Ancak uygulama yapan bankalardan bazıları tüketicilerden aylık yüzde 1.39’dan yüzde 2.42’ ye varan oranlarda yüksek faizler istiyor; böylece 72 ay sonrasında ana borcu çok aşan fahiş faizler oluştuğu anlaşılıyor. Kredi kartı yapılandırmasında ise durum daha vahim. Tüketicinin kara listeye alınarak 72 ay süresince kredi ve kredi kartı kullanımının engellenmeye çalışıldığı şikayetleri var.
Sonuç olarak ekonomide olumsuz beklentilerin büyümesi Türkiye siyasetinde bir değişim beklentisini, yeni bir tablonun ortaya çıkması özlemlerini besleyecektir. Ekonomideki aktörlerin ortaya çıkabilecek gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değildir. Ancak ekonomide en önemli engeller belirsizlik, hukuksuzluk ve güvensizliktir. Bizim amacımız ekonomi ve siyasetin önündeki bu tıkanmasının giderilmesi engellerin bertaraf edilmesidir.
Lokomotif sektörlerin büyüme hedefleri negatif
Ekonomide genel görünüm nedir? Türkiye ekonomisi büyümüyor ama sorunlar büyüyor. Büyüme giderek yavaşlıyor. GSYH dolar bazında artmıyor. GSYH 726 milyar dolara gerilemiş. Kişi başına gelir 9243 dolar seviyesine inmiş. İhracatın büyümeye katkısı yok. İstihdam gelişmeleri endişe verici. 6 milyon işsiz var. Tarım dışı işsizlik yüzde 12’lerin üzerinde yatırımlarda gerileme var. Kamu sabit sermaye yatırımlarında 2016 yılında 10 sektörden beşinde azalma var. Özel sektör sabit sermaye yatırımları 6 sektörde ve toplamda negatif. Ekonomide toplam tasarruflar yüzde 13 seviyesine gerilemiş. Özel tasarruf artışı sabit fiyatlarla negatif. Bu teknik veriler ekonomide öncü işaretlerdir. Esasen büyümenin yatırımların önümüzdeki dönemde hızlı artmayacağına, kamu yatırımları ve tüketimle büyüyeceğimize, cari açık vererek dışarıdan finansman sağlayarak büyümek zorunda olduğumuza işarettir. Bu çerçevede, küresel makroekonomik arka planın olumsuza dönmesi, ile yurtiçinde bazı endişeler ve büyümenin yavaşlaması, dış açığın yanlış yönde ilerlemesi ve makroekonomik politikaların gevşiyor olması büyük endişe kaynağıdır. Diğer taraftan, büyüme dinamikleri giderek zayıfl amakta, kamu yatırımları ve özel tüketime sırtını dayanmış bulunmaktadır. Reel sektör yatırımları azalmakta borçları ise giderek büyümektedir. Turizm, tekstil, otomotiv, beyaz eşya, mobilya gibi ekonominin lokomotifi sektörlerde büyüme hedefl eri aşağı çekiliyor.
Tıkanmanın aşılması ve normalleşme için…
AK Parti’nin ısrarla üzerinde durduğu Başkanlık Sistemi’nin referanduma sunulabilmesi için MHP’nin vereceği desteğin derecesi tartışılıyor. MHP ise öncelikle AK Parti’nin yapacağı önerinin masaya gelmesini bekliyor. En fazla sorulan sorular ise, “Anayasa değişikliğinde MHP’nin ‘kırmızı çizgileri’ olacak mı?” MHP Genel Başkan Yardımcısı Emin Haluk Ayhan bu soruyu tek cümleyle, “Siyasette ve ekonomide en acil ihtiyaç mevcut tıkanmanın aşılması ve normalleşme” şeklinde yanıtlıyor. Tıkanmayı tam olarak anlatabilmek amacıyla, Orta Vadeli Program’ın (OVP) ayrıntılarına da giriyor Ayhan ve, “Açıklanan OVP Türkiye’nin büyüme, cari açık ve dış fi nansman ihtiyacına çözüm olmaz, yatırımı artırmaz. OVP’ler itibarını kaybetti, karar alıcılara yol gösterici olmaktan uzaklaştı. Normalleşme en büyük yol gösterici olacak” diyor.
Ayhan'dan
✓Siyasette ve ekonomide en acil ihtiyaç mevcut tıkanmanın aşılması ve normalleşmedir
✓Açıklanan OVP Türkiye’nin büyüme, cari açık ve dış fi nansman ihtiyacına çözüm olmaz, yatırımı artırmaz
✓OVP’ler itibarını kaybetti, karar alıcılara yol gösterici olmaktan uzaklaştı
✓72 ay sonra ana borcu çok aşan faizler oluşuyor