"Karşılığı yüksek olan ürünler üretmeliyiz"
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, sanayi ürünlerinin fiyatlarının tarım ve hizmet sektörüne göre daha az arttığını belirterek, "Sanayinin katma değerini artırmak istiyorsak karşılığı da yüksek olan ürünler üretmek durumundayız" dedi
Abone olANKARA - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odasının (ASO) Kasım ayı Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, sanayicilere 10. Kalkınma Planı hakkında bilgi verdi.
Çeşitli kesimlerden 10 binin üzerinde kişinin görüşü alınarak hazırlanan Kalkınma Planı'nın, 4 eksen üzerine kurulduğunu ifade eden Yılmaz, bunlardan ilkinin "nitelikli insan, güçlü toplum" başlığı olduğunu kaydetti.
Plan'ın 2. ekseninin "yenilikçi üretim, istikrarlı yüksek büyüme" olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye'nin orta-gelir tuzağına düşmeden katma değeri yüksek üretime yönelmesi gerektiğini dile getirdi.
Planda sanayiye özellikle vurgu yapıldığına işaret eden Yılmaz, küresel krizin sanayinin önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Sanayinin, reel fiyatlarla bakıldığında milli gelirdeki payının arttığını kaydeden Yılmaz, "Fiyatlardan arındırarak bakarsanız sanayinin büyümesi ekonominin büyümesinden daha hızlı. Dolayısıyla milli gelir içindeki payının artması gerekir ama aksine düşüyor. Niye? Fiyatlardan düşüyor. Sanayi ürünlerinin fiyatları, tarım ve hizmet sektörü ürünlerine göre daha az artıyor. Sanayinin katma değerini artırmak istiyorsak karşılığı da yüksek olan ürünler üretmek durumundayız" dedi.
Plandaki 3. eksenin "yaşanabilir mekanlar"a ilişkin olduğunu anlatan Yılmaz, bu konuda işin özünü şehirleşmenin oluşturduğunu kaydetti. Gelecek 20-30 yılda dünyada daha fazla sayıda insanın şehirlerde yaşamasının beklendiğini ifade eden Yılmaz, kalkınmaya dair bütün gelişmelerin bir mekanda gerçekleştirildiğinin altını çizdi.
Planın üzerine kurulduğu son eksenin "uluslararası işbirliği" olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye'nin bu konuda çevresinde ekonomik havza oluşturması gerektiğini dile getirdi.
Yılmaz, Türkiye'nin, hedeflerine nasıl ulaşması gerektiği sorusunu sürekli tartışması gerektiğini ifade ederek, küresel ısınmayla artan enerji maliyetlerinin daha az girdiyle sanayi üretimi konusunu gündeme taşıdığını belirtti.
"Türkiye enerji konusunda ne yapsa azdır" diyen Yılmaz, daha az enerji tüketen bir sanayi yapısı oluşturulduğunda girdi maliyetlerinin düşeceğini ve ülkenin dışarıya daha az enerji faturası öder hale geleceğini söyledi.
Özdebir'in konuşması
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de eylül ayına ilişkin verilerin, Türkiye'nin yılın 3. çeyreğini, ekonomide sınırlı bir yavaşlamayla kapattığını gösterdiğini belirtti.
Yılın son çeyreğinde ise ekonomide hafif bir canlanma gözlemlendiğini kaydeden Özdebir, "Yaşanan canlanma, aralık ayında da devam ederse yılı yüzde 3,5'in üzerinde bir büyümeyle kapatma olasılığı artmaktadır" diye konuştu.
Piyasaya verilen likiditenin azaltılması ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK) kredi kartıyla taksitli satışlara sınırlama getirmesinin önümüzdeki dönemde kredilerin artış hızının düşüreceğini belirten Özdebir, alınan kararların ekonomi yönetiminin küresel riskler karşısında ihtiyatlı tutumunu sürdüreceğini gösterdiğini ifade etti.
Kıdem tazminatı konusuna da değinen Özdebir, Türkiye'nin rekabet gücünü geliştirmek için vakit kaybetmemesi ve verimliliği artırarak istihdam maliyetlerini düşürmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu maliyetler içinde kıdem tazminatının önemli bir yer tuttuğuna dikkati çeken Özdebir, Kıdem Tazminatı Fonu'nun kurulmasının işçilerin lehine olacağını söyledi.
Mevcut haliyle kıdem tazminatı uygulamasının, işten çıkarma maliyetlerini yükselterek işçi ve işveren arasında çalışma barışını olumsuz etkilediğini ve verimliliği düşürdüğünü öne süren Özdebir, "Fon'un kurulması işyerlerindeki huzur ve istikrara da katkı sağlayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.