İş dünyasının dikkati yeni teşvik sisteminde, beklenti büyük
Gerek “güven” gibi öncü göstergeler gerekse de “büyüme” gibi gerçekleşmeler ekonominin yeni bir “nefes”e ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Hükümet bu ihtiyaca teşvik sistemini değiştirerek yanıt vermeyi planlarken iş dünyası da önceliklerini dile getirdi.
Abone olİbrahim EKİNCİ
Türkiye ekonomisi 2012’de yüzde 2.1, 2013’te 4.2 büyümüştü. 2014 rakamı dün açıklandı: Yüzde 2.9! Bu rakam beklentiler doğrultusunda. Ancak asıl alarme edici olan bu yılın ilk çeyreğine ilişkin beklentiler. Ekonomi çevrelerinde, 2015’in ilk çeyrekte büyümenin yüzde 1’in altında gelebileceğine ilişkin tahminleri var. Ekonomi yönetimi, hükümet işte bu noktadan hareketle, ekonomiyi, eylem planlarının ötesinde daha güçlü bir teşvik sistemi ile desteklemek arayışında. Bir süredir sistem üzerinde çalışılıyor. Bakanlar birçok kez teşvik sisteminin değişeceğini söyledi. Son olarak Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, önceki gün yaptığı açıklamada, konunun Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda ele alındığını, paket önlemlerin Başbakan Davutoğlu tarafından adım adım açıklanacağını söyledi.
Yeni sistem netleşmiş değil. İş çevrelerinde büyük bir beklenti var. Öncü göstergeler kötü geldikçe endişe de büyüyor. Önceki gün de ekonomi güven endeksi açıklandı. Yüzde 15.4’lük sert düşüşle ekonominin ivme kaybettiği böyle bir konjonktürde, siyasetin seçim gündemi başka bir endişe kaynağı. İş çevrelerinden önemli açıklamalar geldi. Anadolu Grubu Başkanı Tuncay Özilhan, “Herkes seçime konsantre, ekonomi başsız kalmış durumda” dedi. TİSK'in açıklamasında da, “açıklanan verilerin, ilk çeyrek büyümesi için ümit vermediği” belirtildi.
Paketin içinde neler olacağı henüz belirsiz ancak daha önce bakanların hangi konunun üzerinde çalışıldığına ilişkin kısmi açıklamaları olmuştu. Türkiye’de üç ayrı yerde sanayiciye bedelsiz arsa verilmesini, hatta binasının teşvikle yapılmasını öngören merkezler kurulacağı bunlardan biriydi. Yeni Ar - Ge ve teknoloji destekleri başlatıldı. Dün de yüksek teknolojili ürün imal edecek yerli üreticiye, yüzde 6 KKDF’den muaf hammaddde ve yarı mamul madde ithalat imkanı tanınacağı açıklandı. Yeni sistemin genel olarak üretimi teşvik ederken, teknolojiye odaklanması bekleniyor.
Oda başkanlarının, iktisatçıların yeni teşvik sisteminin nasıl olması gerektiği, ekonominin nasıl canlandırılabileceği konusunda açıklamaları var. En başta ‘güven’ geliyor. Ekonomiyi canlandırmak, talebi canlandırmak anlamına geldiğinden, önerilen tedbirler de bu alanda yoğunlaşıyor. Dış talep zayıf seyrediyor. İşadamları da asıl bu taraf üzerinde duruyor. Bu alanda da ihracatı destekleyecek önlemler gündemde. Bir de hükümetin tedbirlirle doğrudan etkileyebileceği iç talep alanı var. Bu konuda öneriler var. Tüketimin vergi indirimleriyle desteklenmesi üzerinde duruluyor.
Katma değerin asıl kısmı ülkede kalmalı
Yeni teşvik paketinin üretimin doğru gitmesi için kurgulaması gerektiğini dile getiren Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı Mustafa Koca şunları söyledi:
“Yeni sistemde katma değerin asıl kısmının ülkemizde kalmasını sağlayıcı bir düşünce ile hareket etmek gerekir. Öncelikli olarak kamu tüketimlerinde nitelikli ürünlerin yüksek kalibrasyonda üretilmesini garanti edip ardından satın alımını sağlayıcı destek mekanizması kurulmalıdır. Artık ileri teknolojiyi desteklemek zorundayız. Onun da inovatif olmasını beklemeliyiz. Pazara ulaşacak ve kendi kendine ayakta kalabilecek sektörlere ve firmalara destek mekanizması oluşturmalıyız.”
'Bu iklimde 2014'ü bile ararız, heyecan yaratacak teşvik gerek'
“İç talepte kamu dışında bir hızlı canlanma olasılığının bulunmaması 2015’te de büyümenin ihracata bağlı olacağını ortaya koyuyor. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Euro Bölgesi’ndeki siyasi ve ekonomik sorunlar ile ihracatın gerilemesi ihracatla büyümeyi de güçleştiriyor. Mevcut iklim devam ederse 2015’te 2014 büyümesini de arar duruma gelebiliriz. Yeni ve yenilikçi bir sanayileşme ve büyüme stratejisine ihtiyaç ortada. Tüketim ile finansal ve arazi rantları arasına sıkışan ekonomi zeminini yatırım ve ihracat odaklı olarak değiştirmek lazım. Reel yatırımları artırmak, çok daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekmek, hukuk sistemine ilişkin kaygıları azaltmak ve sanayicide yeni bir heyecan yaratacak teşvikleri devreye sokmak gerekiyor. Aksi halde artan işsizlik ve derinleşen toplumsal sorunlar bizi bekliyor. Yatırım ikliminin acilen beslenmesi, sanayileşmenin yeniden gündeme alınması gerekiyor. Büyümenin sürdürülebilirliği için yatırım, yatırımlar için uygun makro politikalar ve iklim gerekiyor. Yabancı doğrudan yatırımlara ihtiyaç çok arttı. Ancak hukuki sorunlar bu konuda ümitli olmayı zorlaştırıyor.”
Neler isteniyor?
-İkinci nesil reformlar başlamalı (hukuk, eğitim)
-Eylem planları hızla hayata geçirilmeli
-Reel sektörde işlem maliyetleri düşürülmeli
-İstihdam üzerindeki mali yükler azaltılmalı
-Hammadde ve aramalı ithalatında KKDF uygulaması değişmeli
-Kredi karşılık oranları düşürülmeli
-İhracat taşımalarına navlun desteği verilmeli İç talebi canlandırmak için kısa dönemli KDV ve ÖTV indirimleri -getirilmeli, alt gelir grupları desteklenmeli
-İhracatta kredi faiz iadesi gibi ek teşvikler olmalı
-Krediye erişim kolaylaştırılmalı
-Güneydoğu’da makina ekipman hibesi, faizsiz kredi desteği olmalı, GAP eylem planı hayata geçirilmeli
-Yatırım teşvik oranları artırılmalı
-Dövizde ani hareketlenmelere izin verilmeli
-Teşvikler ‘sektörel’ planlanmalı
-Kurumlar vergisi oranları düşürülmeli.
TOBB: İkinci nesil reformlar başlamalı
TOBB’un çalışmasına göre her 100 işadamından 55.6’sı Ekonomide Dönüşüm Programları Eylem Planlarının ekonomiye ivme kazandıracağı görüşünde. Ancak 'kazandırmayacak' diyenler de yüzde 40.9 gibi yüksek bir oranda. Yani, iş çevreleri açıklanan eylem planını önemli görüyor ancak yeterli bulmuyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun Kartepe Zirvesi’ndeki sunumunda Türkiye’nin gündemine alması gereken “2. nesil reformlar” sıralanıyor:
“Eğitim, hukuk, idari, işgücü piyasası, yeni sanayi politikası.”
Hisarcıklıoğlu, “Reel sektörde işlem maliyetlerini artıran uygulamalar ve sıkıntılar” başlığı altında da 11 konuya dikkat çekti:
1. İstihdam üzerindeki mali yükler 2. Damga Vergisi 3. Peşin vergi uygulaması 4. KKDF (hammadde ve aramalı ithalatında) 5. TRT Fonu uygulamasının devam etmesi 6. Kredi karşılık oranlarının yüksek kalması 7. İhracat taşımalarına navlun ve akaryakıt desteği olmaması 8. Yatırım için arsaya ulaşımın yeterli olmaması 9. OSB – demiryolu bağlantılarının yetersizliği 10. İflas ertelemenin kötüye kullanılması 11. Kara liste uygulaması.
Kısa dönemli vergi indirimi getirilebilir
Uğur YILMAZ - Yeni teşvik sisteminin nasıl olması gerektiğini değerlendiren iktisatçılar ortamın birçok açıdan belirsizlikler içerdiğini söyledi. Prof. Dr Asaf Savaş Akat, “2015’te ekonomi yönetiminin nasıl olacağını, 2016’da rejimimizin nasıl olacağını bilmiyoruz. Bir ekonomi paketini bütün bunlardan bağımsız düşünmek çok zor” dedi. DÜNYA yazarı Tevfik Güngör Uras, “Kısa dönemli vergi indirimleri düşünülebilir” dedi. Uras, “Böyle bir paketin etkili olabilmesi için üretimi desteklemesi lazım. Durgunluğun nedeni üretimdeki yavaşlamadır. Bu durgunluk iç talep ya da ihracat artışıyla sağlanabilir. Böyle bir pakette eğer tedbir olacaksa kısa dönemli iç talebi artıracak ya da ihracatı artıracak bir tedbir olmalıdır. Dolardaki artış ihracatta önemli bir teşvik sağladı ama dünya pazarlarının durumu nedeniyle ihracatta artış olmadığı için daha çok iç talebi canlandıracak tedbirlere ihtiyaç var. Bu ne olur, örneğin kısa dönemde KDV ve ÖTV oranlarının belli bir süre için indirilmesi düşünülebilir. Ancak sadece vergi indirimi yeterli olmayacaktır” dedi.
Anadolu
Teşvikler ihracat ve üretimin desteklenmesine odaklanmalı
Adana Ticaret Odası Başkanı Atilla Menevşe de ihracatın teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Menevşe, kısa dönem için acil tedbirler alınması gerektiğini ifade ederek, acil tedbirlerin başında parasal tedbirler geldiğini, kolay krediye ulaşabime imkanlarının sağlanması ve ihracatta kredi faiz iadesi uygulanabileceğini söyledi.
Bölgeye makine ekipman hibesi düşünülebilir
Alt gelir gruplarının desteklenmesi gerekir
Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, yeni sistemin istihdamı teşvik etmesi gerektiğini söyledi. Özdemir şöyle dedi:
“Bu büyüme oranı ile iç talepte daralma yaşanacaktır. İhracat teşvikleri artırılmalı. İç tüketimi canlandıracak önlemler alınmalı. Alt gelir grupları desteklenmeli. Daralma olduğunda yatırımlardan kaçınılır. Yatırım teşvikleri artırılmalı ki yeni yatırımlar yapılabilsin. Bunları yaparken de kamu mali disiplininden taviz verilmemeli. Dövizde ani hareketlenmelere izin verilmemeli. 2.30’lardan 2.60’lara çok kısa sürede çıkması sakıncalar oluşturuyor. Bu artış bir senede olsa bu kadar sıkıntı yaratmazdı. 15 günde olması dengeleri sarsıyor. İhtiyacı olmayan insanlar bile döviz ile tasarruf yapmaya yöneldi.”
Sektörel teşvik olmalı vergi, aranları düşmeli
Yalova Ticaret ve Sanayi Odası (YTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Becan da görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Öncelikle ithalatı caydırıcı önlemler getirilmesi lazım. Yerli malı kullanımı artırılırsa ithalat oranı da düşecektir. İkinci olarak Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin vergi oranlarının düşürülmesi gerekiyor. Bugünkü vergi oranları çok yüksek geliyor, yük teşkil ediyor. Son olarak da bölgesel değil, sektörel teşviklerin getirilmesi daha faydalı olacaktır. Cari açığı bu sektörlerle kapatmak lazım.”
Şu an bir paket açıklamak buza yazı yazmak gibi olur
Prof. Dr. Asaf Savaş Akat da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Önümüzde bir seçim var, bu hem hükümet hem de ekonomi yönetimi açısından önemli. Bu seçim hem başkanlık rejimi ihtimali hem de ekonomi yönetiminde değişim ihtimali barındırıyor. Bütün bunlar o kadar farklı makro politika çerçeveleri içerebilir ki, bu buzun üzerine yazı yazmak gibi olur, dolayısıyla enerjimizi oraya harcamamamız gerekir. Ekonomik olmak lazım, belirli işlere kafa yormak gerekir. 2015’te ekonomi yönetiminin nasıl olacağını bilmiyoruz, 2016’da da siyasi rejimimizin nasıl olacağını bilmiyoruz. Bir ekonomi paketini bütün bunlardan bağımsız düşünmek çok zor, dolayısıyla belirsizlik hakim şu anda. Ancak haziran sonunda neyin nasıl olacağını aşağı yukarı göreceğiz dolayısıyla şu an çıkacak paketlerin çok bir kıymeti yok. Bu hükümet kalacak mı, ekonomi yönetimi kalacak mı, başkanlık sistemi gelirse ekonomi yaklaşımı nasıl olacak gibi soruların cevabını almamız lazım. Söylenecekler belli; tasarrufları artıralım, büyümeyi hızlandıralım, cari açığı kapatalım bunlar genel laflar olur.”