Hazır giyim ihracatı 18,5 milyar dolara koşuyor
Türkiye'nin 2018 yılı hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının 18,5 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor.
Abone olİstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, AA muhabirine, 2017 yılını yaklaşık 17 milyar dolarlık ihracatla kapatan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün genel ihracatta yüzde 10,8 paya sahip olduğunu bildirdi.
Yaptıkları ihracatın yaklaşık 14 milyar dolarını net ihracat geliri olarak ülkeye bıraktıklarını anlatan Gültepe, "Yani biz cari fazla veren bir sektörüz, dolayısıyla Türkiye'ye para bırakan bir sektörüz. İş gücü anlamında da özellikle kadın iş gücü anlamında, Türkiye'de hizmet sektöründen sonra ikinciyiz. Hazır giyim ve tekstil sektörlerini topladığınız zaman toplamda 28 milyar dolara yakın bir potansiyeli var, bu büyüklükle otomotiv sektöründen sonra ikinci büyük sektör." diye konuştu.
Hazır giyim olarak Türkiye'nin dünyada 5'inci, Avrupa'da da 3'üncü büyük tedarikçi olduğunu kaydeden Gültepe, sektörün ve pazarın her geçen gün büyüdüğünü dile getirdi.
Daha fazla katma değerli ürün satmak için tasarıma ağırlık verdiklerini dile getiren Gültepe, şöyle konuştu:
"Artık eskisi gibi 'Ucuz mal satalım.' düşüncesi bizim sektörde hakim değil. Koleksiyonların yüzde 100'ünü firmalarımız kendileri oluşturdu. Gerek kumaş anlamında gerek aksesuar anlamında gerekse dikim anlamında ciddi bir emek var. Hedefimiz artık katma değerli ürün satmak. İhracatımızın kilogram değeri şu anda ortalama 20 dolar. Türkiye'nin ortalaması 1,3 dolar. Kilogram değeri bakımından savunma sanayi ve mücevherat sektöründen sonra biz geliyoruz. Amacımız inovatif ürünlerle ihracat kilogram değerini daha da yukarılara çıkarmak. Yakın vadede önce ihracat kilogram değerini 25 dolara, sonra da 30 dolara çıkarmayı hedefliyoruz."
2019 hedefi 20 milyar dolar
Yılın ocak-eylül dönemindeki ihracatının yaklaşık 13,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini belirten İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, "2018 sonunda ihracatın 18,5 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyoruz. 2019 yılı hedefimiz bu yılın rakamını en az yüzde 10 artırmak ve inşallah 19,5 - 20 milyar doları zorlamak." beklentisini dile getirdi.
Türk hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerinin batı Avrupa ve diğer komşu ülkelerde çok rağbet gördüğünü, komşu ülkelerde Türk markalarının mağaza sayısının 3 bine ulaştığını kaydeden Gültepe, "Her ay en az 10-15 mağaza açıyor bizim markalarımız. Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Suudi Arabistan, Dubai, Irak, İran, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve daha birçok ülkede Türk mağazaları var. Bunlar belli bir noktaya geldikten sonra Avrupa ülkeleri ve Amerika'ya doğru bir açılım olabilir." dedi.
Gültepe, iç piyasaya üretim yapan firmaların fiyat konusunda biraz hassas davranmaları gerektiğine de işaret ederek, "En son hükümetimiz bir indirim kampanyası başlattı. 1-2 ay zam yapmadan kimseye bir şey olmaz. Sürekli fiyat artırmak, stokçuluk yapmak ülkeye hainlik yapmak demektir. O nedenle bir 'durun' diyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Sektörü üretime, yatırıma davet ediyorum"
Hazır giyim sektörünün Türkiye'nin öncü sektörlerinden biri olduğunu, Türkiye'nin de daha çok üretime ihtiyacı bulunduğunu dile getiren Gültepe, şöyle devam etti:
"Sektörü üretime, yatırıma davet ediyorum. Bunu yapmasalar bile kendi şirketlerinde teknolojik değişiklikleri yapsınlar ki daha verimli bir hale gelsinler. Bizim Anadolu'yu üretim üssü yapma hedefimiz var. Bu konuda ilgili bakanlıkların yatırımlarla ilgili teşvik vermesini istiyoruz. Şu anda 6. bölgede var ama bu yetmiyor. TOKİ'ye de seslenmek istiyorum. TOKİ'nin inşaat alanında uzman bir yapısı var. Biz diyoruz ki TOKİ Anadolu'da fabrika binasını yapsın, bin metrekare, 2 bin metrekare, 5 bin metrekare. Biz ondan sonra içine girelim, makinelerimizi alalım. Kira da vermeye hazırız. İçini biz dolduralım. Yani Türkiye'nin üreterek büyümesi lazım. Bu konuda en iyi sektörlerden biri biriz. Bina hazır olsun, size söylüyorum 2 ay içinde ihracat yaparız. Böyle bir sektör yok, ürettiğini 2 ay içinde satabiliyorsun. Diğer sektörlerin yatırım süreleri daha uzun."
İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerin inovasyon merkezi olması gerektiğini, Anadolu'daki illerde, ilçelerde ise fabrikaların açılması gerektiğini vurgulayan Gültepe, "Sadece 6. bölge teşvikiyle bir noktaya gelemeyiz. 5 yılda biz bu hamleleri yapabiliriz. Gelin Anadolu'nun her tarafını üretim üssü yapalım." dedi.