EXPO alanının özelleştirilmesi için formül aranıyor
Türkiye; tarihinin ilk EXPO’sunu Antalya’da gerçekleştirdi. 30 Ekim’de sona erecek organizasyon sonrası dev fuar alanının özelleştirilmesi yönünde bir formül üzerinde çalışılıyor.
Abone olHandan Sema CEYLAN
Türkiye’nin ilk EXPO’su 30 Ekim’de sona erecek. Botanik EXPO olma özelliği taşıyan ve bin 121 dekarlık fuar alanı üzerinde inşa edilen Antalya EXPO 2016, 22 Nisan’da ‘Çiçek ve Çocuk’ temasıyla başlamıştı. Şu anda kentte en büyük soru, alanın 30 Ekim’den sonra ne olacağı.
Yaklaşık 1 milyar dolar, altyapı ve raylı sistemle birlikte toplam 3 milyar dolara mal olan EXPO alanının özelleştirileceği, talibinin de Acun Ilıcalı olduğu konuşuluyor. Ilıcalı’nın Survivor’ının Antalya’da çekileceği iddia ediliyor.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, son günlerine yaklaşan EXPO, Antalya’da turizm ve yeni projeleri hakkında sorularımızı yanıtladı.
Turizmde yaşanan krize EXPO’nun merhem gibi geldiğini söyleyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel; “EXPO’da bu ay sonuna kadar 4 milyon ziyaretçiyi biraz geçeriz. Gelen turist sayılarına baktığımız zaman oldukça iyi bir rakam. Bu sene gelen turist sayısında ortalama yüzde 50’ye yakın bir düşüş var. Geçen sene 13 milyon turist geldiğine göre, bu yıl 6 milyon turist gelmesini bekliyoruz. 6 milyon turistin geldiği bir şehirde, bu ziyaretçi rakamı iyi. Geçtiğimiz sene gibi 13 milyon turist gelseydi, 5 milyon hedefimizin çok çok üstüne çıkardık. Diyoruz ki; iyi ki bu sıkıntılı süreçte EXPO varmış” dedi.
30 Ekim’de kapanacak EXPO’nun geçici bir yönetimi olacağını anımsatan Başkan Türel, “EXPO’nun botanik bir park olma özelliğini kaybetmemesi lazım. Bunu her halükarda koruyacağız. EXPO’nun Antalya’nın bir milli projesi olarak yerel dinamiklerle yoluna devam etmesi lazım” diyerek, şunları kaydetti: “Biz belediye olarak tamamen işletmesini yapma konusunda ciddi bir yük almış oluruz. Altından kalkamayabiliriz.
Ama bir özel firma tarafından işletilmesi halinde, belediye olarak belki bir miktar bedelsiz hisse ile bunun içinde yer alabiliriz. Devlet işletmeciliğin içinde başarılı olamaz, devlet asıl görevleriyle uğraşmalı. Tarım Bakanımız ve onun ekibinin gayretleri ile EXPO süresince bunu en iyi şekilde yürütmeye çalıştık. Dediğim gibi bir kriz döneminde EXPO bu yaraya merhem olmuştur.
Şeffaf bir ihaleyle buranın işletmesi özel sektör tarafından yapılmalı. Belki içerisine başka fonksiyonlar eklenmesine izin verilmeli... Belki içerisine bir turistik tesis, konaklama tesisi, otel... Belki bir eğlence parkı kurulmasına izin verilebilir. Ziyaretçi cazibesini artırmak için bunlar yapılabilir. Öyle bir şartname ile ihaleye çıkılabilir. Bunların şu anda değerlendiriyoruz. Belediye bedelsiz hisse ile ortak olursa gelirden pay alır. Ama tabii belediyenin burada bir gelir beklentisinden öte, projenin sürdürülebilir bir proje olması, turizmde bir cazibe merkezi haline gelmesi önemli. Antalya ve Türk turizmine katkı sağlaması bizim öncelikli hedefimiz.”
Antalya artık ‘Zirveler Şehri’
EXPO’ların 6 aylık süreçte para kazanan projeler olmadığını, ülkelerin prestij projeleri olduğunu söyleyen Türel, “Milano EXPO’suna baktığınızda 15 milyar dolarlardan bahsediliyor. Bizim EXPO’nun maliyeti 1 milyar dolar, altyapı, raylı sistemle birlikte aşağı yukarı 3 milyar dolar. Ancak olimpiyatlara eş değer bir organizasyon olan EXPO, Türkiye’de ilk Antalya’ya nasip olmuştur. Bu prestij açısından çok önemli. Artık Antalya’ya ‘zirveler şehri’ diyoruz. İlk NATO Zirvesi’ni yaptık, sonra G20 Zirvesi... Arkasından EXPO geldi. 2019’da düzenlenecek önemli bir organizasyonu da Antalya’ya kazandırmak üzereyiz. Güvenlik açısından Paris, Brüksel gibi şehirlerden daha önde çıkıyoruz. G20 tarihinde belki en başarılı zirvenin Antalya’da olduğunu G20’ye gelip dönen Obama ve Putin bizzat bana söyledi” şeklinde konuştu.
Allah bir daha böyle kötü bir seneyi yaşatmasın
2017’nin daha iyi bir sene olacağını söyleyen Türel, “Bu sene başımıza gelecek en kötü hadiseler geldi. Uçak kriziyle başladı, arkasından darbe girişimi... Allah bir daha böyle kötü bir seneyi yaşatmasın” diyerek, şu bilgileri verdi: “Turizmde gelecek sene satışları başladı. Son iki üç haftada Antalya’ya gelen turist sayısında yüzde 60’a yakın artış var. Bu çok önemli bir rakam. Rus turistlerin gelmeye başlaması bunda etken. Şu anda bütün oteller, acenteler, yüksek sezondaki rakamlarla faaliyet içerisinde. 5 ülkede kampanya yaptık. Avusturya, Almanya, İsveç, Norveç ve Danimarka’ya direkt gidip turizmcilerle görüştük. Çok da iyi geri dönüşler aldık. Özellikle Türkiye hakkında aleyhte yayın yapan gazetelerde, ikili ilişkiler sayesinde güzel haberler çıkarttık. Darbe girişimi öncesinde bu çalışmayı yapmıştık. Sezondan önce herkes 'Antalya’da oteller batacak' diyordu. Bunların hepsi uydurma, bunu özellikle FETÖ’cüler dile getiriyordu. Sezon bitti otellerin hepsi dimdik ayakta.”
İran önemli bir alternatif oldu
Alternatif pazarlarla ilgili de bilgi veren Başkan Türel, “İran pazarı bizim için çok önemli bir alternatif pazar oldu. Nisan ayı, en krizde olduğumuz dönemde, Nevruz dolayısıyla bir tane boş odamız yoktu. Körfez ülkelerinden de gelen çok turist var. ‘Neden hiç alternatif pazar aramadınız’ diye sorarsanız; bugüne kadar kapasitemiz fulldü. O yüzden aramadık. Aksi taktirde çifte rezervasyon tehlikesini yaşardık. Biz Mevlana’nın torunlarıyız, turist kim olursa olsun gelsin” şeklinde konuştu.
Antalya’da turizmi 12 aya yaymak için çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Türel, “Golf turizminden, kayak turizmine kadar, en zengin destinasyonlardan biriyiz. Antalya’daki golf sahalarının Avrupa’da olmadığını biliyoruz. Örneğin Avrupa'da gece aydınlatması olan golf sahası yok. Ama Antalya’da iki tane var” dedi.
Antalya ‘Show must go on’ diyor
Türkovision ve Bollywood’u getiriyor ‘Show must go on’ diyorlar. Bizdeki karşılığı; perde kapanmaz. Biz de perdeyi kapatmıyoruz. Çünkü terörün en büyük amacı hayatın normal akışını değiştirmektir. Eğer bu yönde uygulamalar yaparsanız, terörün değirmenine su taşırsınız. Antalya’da festivallerimiz sayesinde ‘hayat normal akışında devam ediyor’u gösteriyoruz. Piyano Festivalimiz bittikten iki gün sonra Altın Portakal film festivalimiz başlıyor. Eurovision’un bir başka versiyonu Türkovizyon’u hayata geçireceğiz. Türki Cumhuriyetler arasında bir ses yarışması olacak. Bollywood bir sene kendi ülkesinde, bir sene yabancı bir ülkede organizasyon gerçekleştiriyor. Önümüzdeki sene Antalya’da olmasını bekliyoruz.
2017’nin başında boğaçay için ihaleye çıkıyoruz
Sinema Teşvik Kanunu, Turizm ve Kültür Bakanlığımızca hazır. Bakanlar Kurulu’na sevk oldu. Bu yasama döneminde kanunun çıkmasını bekliyoruz. Bakanımızla görüştük. Hatta ben bunu Sayın Cumhurbaşkanımız’a da arz etme fırsatı buldum. Bizim Hollywood’u Antalya’ya taşımak gibi bir projemiz var. Bu kanun yasalaştığı zaman eş zamanlı gerçekleştireceğiz. Dünyanın en önemli prodüksiyonlarının Antalya’da çekileceğini biliyoruz. Çünkü teknik her türlü imkanı sunacağız. Maliyetler açısından çok daha ucuz, içine bir sinema fakültesi kuracağız. Yetişmiş elemanla hizmet imkanı bulacağız.
Ben Los Angeles’ta pek çok yönetmenle konuştum, biz bu imkanları sunduğumuzda bize diyorlar ki ‘Siz bizi kovsanız da biz buradan ayrılmayız’. Proje bitme aşamasında. Bu senenin sonu, 2017’nin başı gibi ihaleye çıkmayı planlıyoruz. Projeyi Boğaçayı diye bir çılgın projemiz var, orada kuracağız. Şimdi Altın Portakal’a hazırlanıyoruz. Gérard Depardieu geliyor. 2 Oscarlı bir yıldız daha bekliyoruz. Benim ilk dönemin son senesinde 5 Oscar'lı yıldızı burada ağırladık.