Deri sektörü sessiz krizde neredeyse kârsız çalışıyor
TÜDİS Başkanı Burak Uyguner, mahalle kasaplarındaki hayvan kesimlerinin azaltılması ve entegre tesislerde kesim yapılmasının reel sektöre katkıyı artıracağını söyledi
Abone olHüseyin GÖKÇE
ANKARA - Deri sektörünün kayıtdışı kesimlerle ciddi ekonomik kayba uğradığını belirten Türkiye Deri Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜDİS) Başkanı Uyguner, büyükbaş hayvan kesimlerinin entegre tesislerde yapılmasının reel sektöre katkıyı arttıracağını bildirdi. Dünyada yeterli olmayan hammaddenin Türkiye’de daha büyük sorun olmaya başladığına dikkat çeken Uyguner, özellikle kayıtdışı sorununun kıran kırana rekabeti olumsuz etkilediğini söyledi. Sektörün neredeyse karsız çalıştığını vurgulayan Uyguner, dünyada aynı zaman diliminde iki fuar yapılmamasına rağmen, Türkiye’de eş zamanlı iki fuar düzenlenmesinin rasyonel olmadığını aktardı.
Sektördeki gelişmeleri DÜNYA’ya değerlendiren Uyguner, sektörün özellikle hammadde sorunu yüzünden alarm veren bir noktaya geldiğini söyledi. Uyguner, “Sektörde sessiz kriz yaşanıyor. Hammadde ve kayıtdışılık sorunu kıran kırana rekabeti tetikliyor. Sektör neredeyse kâr etmeden çalışıyor” diye konuştu.
Bu kapsamda kesimlerin büyük mezbahalara yönlendirilmesinin ekonomik kayıpların önüne geçebileceğini savunan Uyguner, “Bir taraftan gırtlak gırtlağa bir rekabet sürüyor, bir taraftan da karsızlık... Şimdilik ‘süren’ bu durum, birkaç yıl içinde ‘sürdürülemez’ bir noktaya gelecektir. Denetimden ziyade, yeni bir sistem kurmaya ihtiyaç var diye düşünüyorum” dedi.
Türk deri sanayicisinin dünyanın her tarafından hammadde getirip işlediğini dile getiren Uyguner, dünyadaki pazar payını arttırmak için büyük çaba harcayan sektörün, Eximbank’ın finansman desteğinin yanı sıra Ekonomi Bakanlığı’nın fuar teşviklerinin de faydalı olduğunu aktardı.
Otomotiv sektörünün talebi fiyat baskısı yaratıyor
Buna rağmen hammadde sorununun artarak büyüdüğüne vurgu yapan Uyguner, şunları söyledi: “Burada durumu vahim kılan, konunun sadece Türkiye ile sınırlı olmaması.Dünyada da hammadde kıtlığı nedeniyle fiyatlar artıyor. Çünkü özellikle otomotiv sektörünün deri talebi nedeniyle fiyatlarda çok büyük baskı var. Sektörün tüm aktörleri, dünyanın her tarafından işlemek üzere deri getiriyor ancak ülkedeki hammaddenin yetersizliği, üretime yetmiyor. Bu durum fiyatları artırırken, sektördeki karlılığı azaltıyor. Sektör sessiz bir krizde ve neredeyse kar etmeden çalışıyor.”
Girdi maliyetleri arttı
Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Mehmet Ali Dinç, Türkiye’nin kürk ve süet grubu yani yünlü deride dünyada birinci olduğunu belirterek, ancak bu ürünlerin genellikle çok soğuk olan ülkelerde kullanılması nedeniyle pazar payının daha düşük olduğunu kaydetti. Dinç, “Zig” adı verilen normal giysilik deride Türkiye’nin İtalya ve İspanya’nın ardından geldiğini ve giysilik deride dünyanın daha çok markaların tekelinde olduğunu ifade etti. Bu durumun ciddi fiyat baskısı yarattığını aktaran Dinç, “Türkiye olarak, alt grup tüketiciyi Pakistan, Hindistan ve Çin’e kaptırmış durumdayız. Ancak dünyada A (+) olarak adlandırılan bütün markalar Türk ürünlerini tercih ediyor” ifadesini kullandı. Ham deri fiyatlarının yükselmesi, girdi maliyetlerinin artması ve finansman kaynağı bulmada yaşanan zorluklar nedeniyle sektörde bir sıkıntı meydana geldiğine işaret eden Dinç, şu değerlendirmelerde bulundu: “Genel olarak sektörde bir durgunluk var. Bunu kısa sürede aşacağımızı düşünüyoruz. Pakistan’da bir ürünü 40-50 dolara mal ediyorlar biz de ise sadece işçilik maliyeti 100 dolar. Gerçi bizim ürünlerimizle onlarınki arasında dağlar kadar fark var. Hatta onların ürünlerinin bir kısmı kanserojen madde bile içeriyor. Çin’in zenginleşmesiyle onlarda da maliyet yükseldi. Türkiye olarak Çin’e A(+) ürünler satmaya başladık. Ürünlerimiz ciddi anlamda ilgi görüyor. Bir araştırmaya göre Çin’de 300 milyon insan sınırsız para harcama limitine ulaştı. Bu bir Amerika demek, bugün ancak Rusya’nın yüzde 8’ine hitap ediyoruz. 4,5 milyar nüfusu olan bir ülkede 300 milyonun yüzde 20’sine dahi hitap etsek bunun sektörü 4-5 yıl götüreceğini düşünüyorum.”