7.4 milyar dolarlık birleşme ve satın alma
Bu yılın ilk beş ayında 7.4 milyar dolarlık birleşme satın alma işlemi oldu. Dört büyük işlemden ikisinde alıcı yabancı yatırımcıydı. Yapılandırma ihtiyacı olan bazı gruplardan şirket satma talepleri geldiği belirtildi.
Abone olİBRAHİM EKİNCİ
Birleşme ve satın almalar, özellikle yabancı şirketlerin Türk şirketlerini satın almaları veya ortak olmaları, ekonominin gidişatını ifade eden önemli bir gösterge...
Özellikle yabancı güveni konusunda nabız niteliğinde. Normal şartlarda, ekonomiye güven varsa; gerek dışarıdan gerekse içeriden yatırımcılar kesenin ağzını daha rahat açıyorlar. Kârlı şirketleri, piyasada kendi pozisyonlarını bir üst lige taşıyacak, rekabet güçlerini artıracak şirketleri satın almakta daha iştahlı oluyorlar. Konjonktür etkilerini bir yana bırakırsak normal şartlarda bu olur.
Bu yıl başından bu yana ne oldu? Bu konuda biraz araştırma yaptım. İlk 6 ay bitince uluslararası mali danışmanlık şirketlerinin açıklamaları gelir, tablo daha iyi gözükür. Rekabet Kurumu da eskiden 6 aylık sonuçları açıklıyordu. Bu yıl belki kurumdan da böyle bir açıklama gelir. İlk 5 aya bakınca, “resim çok kötü değil” dedi, büyük satın almalarda aracılık yapan bir kurum uzmanı. Onun verdiği rakamlar şöyle: “2016'nin ilk altı ayında yaklaşık 2.8 milyar dolarlık işlem oldu, 2017 ilk altı ayda 5.8 milyar dolarlık ve 2018 ilk 6 ayda da 7.4 milyar dolarlık (Tabii bu konuda çok sağlıklı veri kaynakları yok. Değeri açıklanmayan işlemler de oluyor. E/Y, Deloitte gibi danışmanlık şirketleri bazen farklı varsayımlar yaparak farklı değerlere ulaşan raporlar çıkarabiliyorlar.) Özellikle 2018 de birkaç tane çok büyük işlem bu yüksek rakama erişilmesine neden oldu:
• ENBD’nin Denizbank’ı alması (3.2 milyar dolar)
• DFDS’nin UN-RoRo’yu satın alması (1.17 milyar dolar)
• Demirören’in Doğan Medyayı alması (1.1 milyar dolar)
• TAV’ın Antalya Havalimanı’na ortak olması (443 milyon dolar)”
Bu yılın 7.4 milyar dolarlık işleminin (1.5 milyar doları Türk’ten Türk’e) 5.9 milyar doları bu 4 büyük işlemden geldi. Bunun dışında, dikkatimden kaçmadıysa Rekabet Kurulu’na bildirilen birleşme ve satın almalar şöyle:
• Limar Liman’ın Mardaş Marmara’yı devralması.
• Russel Square’nın Temel Ticaret’ten hisse alması.
• Robinson Club’ın GBH Turizm’i satın alması.
• Gümüşdoğa’nın Baracuda’yı devralması.
• Carefoursa’nın Rönesans'a gayrimenkul satışı.
• VaroCorp B.V’nin SA-BA Endüstriyel’i satın alması.
• Ravago’nun Revaber’in yüzde 50’sini daha satın alması.
• UMB ICC Fuarcılık’ın tek kontrolünün UMB’ye geçmesi. 2017 yılının toplamında yaklaşık 10 milyar dolarlık işlem olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre bu sene “özellikle siyasi belirsizlik ortadan kalkarsa sene sonuna kadar bu rakam geçilebilir.”
Bu “geçilebilir" tahmininin bir nedeni de borç yapılandırmaları. Aynı uzman, “Borç yapılandırması konuşulan gruplar, bünyelerindeki birçok şirket ile ilgili teklifl ere açık. Bazı devam eden süreçler var” dedi. Başka neler konuşuluyor? Ya da yabancı açısından ne izleniyor? İşte söyledikleri:
Kur seviyesi ve potansiyel açısından yatırım zamanı
■ Yabancı yatırımcılar açısında pek parlak bir dönemden geçtiğimizi söyleyemeyiz. Türkiye artık ‘riskli’ bir pazar olarak görülüyor ve gelirleri dolar veya euro olan veya geliri devlet/hazine garantili işler ve belki de uluslararası piyasası olan bazı madencilik işleri dışında risk alma iştahı çok yüksek değil.
■ Bazı global etmenler de piyasadaki ‘bekle-gör’ modunu destekliyor. Örneğin ABD’nin getirdiği gümrük vergileri özellikle demir çelik ve alüminyum sektöründe belirsizlik yarattı.
■ Globalleşmek isteyen Türk gruplar hala yurtdışında sektörlerindeki iyi şirketleri/fırsatları takip ediyorlar. Bu konuda biraz yavaşlama olsa da halen en aktif gruplardan biri Yıldırım Holding.
■ Bu konudaki muhtemel bir engel de tabi artan finansman maliyetleri ve değeri düşen TL ile Türk şirketlerinin bu tarz satın alma işlemlerinde rekabetçi fiyat vermekte zorlanacak olmaları.
■ Piyasa seçim öncesi biraz ‘bekle-gör’ modunda olsa da her alanda iyi şirketler için her zaman yerli ve yabancı talep olacaktır. Hatta mevcut kur seviyesi ve ülkenin potansiyeli düşünülürse tam olarak da Türkiye’ye yatırım yapma zamanı.
Satmak isteyen var ama fazla fiyat kırmıyorlar
Bu arada, birleşme satın almalarda, sözleşme tanzimi ve hukuk alanında önemli işlere imza atan aktif şirketlerden birisi olan Baran Gen Temizer’den kurucu ortak Baran Gen’e de sordum. Açıklaması şöyle oldu: “Yerlilerde satış isteği güçlü ama aynı ölçüde güçlü bir alım isteği yok. Buna rağmen satmak isteyenler fiyatı çok fazla kırmıyor ve satış süreci bu yüzden uzuyor. Yatırım bankalarının elinde çok sayıda satış işi var. Batılıların ilgisi azaldı ama dönemsel bir azalma diye düşünüyorum ben. Japon, Çin ve Arap yatırımcıların isteği ise arttı.”
İki 'yabancı'nın çıkmak istediği konuşuluyor
Üç büyük grup, kredi borçlarını yapılandırdı. Piyasada bazı şirketler için söylentiler oldu, açıklamalar geldi. Şirket isimleri gündeme gelmeye devam ediyor. Dağıtım işi de yapan bir enerji şirketi konuşuluyor ama isim vermek doğru olmaz. Rakipler kaynaklı kasıtlı söylentiler de olabiliyor.
Aslında "yapılandırma" olumsuz anlamda kullanılıyor ama bazen çok olağan ve birçok şirketin yaptığı bir nakit akışı optimizasyonu da olabiliyor. Son dönemde basına da yansıyan tek olay Gama Holding’ti. Bazı yayınlarda 4 oteli için konkordato davası açıldığı haberleri yer aldı. Bu arada, Alman EWE Holding’in Türkiye’den çıkmayı değerlendirdiği, 3. Köprü’deki İtalyan ortak Astaldi’nin payını Çinlilere satabileceği konuşuluyor.