Satın alma-birleşme rekoru sevindirmedi, korkuttu

Geçtiğimiz mayıs ayında ABD’de 243 milyar dolarlık rekor şirket satın alma ve birleşmesi olumlu bir ‘ekonomik canlılık’ olarak görülmekten çok kaygı yarattı

Abone ol

HİLAL SARI / DIŞ HABERLER

Yıllardır süren sıfıra yakın faiz oranları ve kolay borçlanma sayesinde ABD’de şimdiye kadar görülen en yüksek birleşme ve satın alma rakamı gerçekleşti. ABD’de, geçtiğimiz mayıs ayında satın alma ve birleşme anlaşmalarının toplam büyüklüğü 243 milyar dolarla tarihi seviyeye ulaştı. Dealogic araştırma firmasının Financial Times gazetesinde yayınlanan verilerine göre birleşme satın almalarda küresel kriz öncesinde bile bu rakamlara ulaşılmamıştı. Mayıs 2007’de 226 milyar dolarlık birleşme ve satın alma olmuştu. En yüksek satın alma ve birleşmelerin gerçekleştiği Ocak 2000’de rakam 213 milyar dolardı. Mayıs 2015’te kırılan tarihi satın alma rekoru olumlu bir “ekonomik canlılık” göstergesi olmaktan çok kaygı konusu oldu. Çünkü, geçmişte hisse piyasalarında yaşanan iki çöküş döneminde de satın alma ve birleşmeler en yüksek seviyelere çıkmıştı. Birçok önemli uzman, başka şeylerin yanı sıra, bu satın alma ve birleşme rekorunu, çöküşün öncü göstergelerinden biri olarak görüyor. 

Krizleri tahmin etme konusunda dünya çapında ün kazanmış ekonomistler ve yatırımcılardan şu sıralarda yine karamsar açıklamalar geliyor. ABD hisse piyasalarının tarihin en yüksek değerlerine ulaştığı ve dev bir balonun içinde olduğumuza dair uyarılar yapılıyor. Sadece bu yıl ABD hisselerinden 79 milyar doların çıkmış olması ve Nasdaq ile DowJones endekslerinim tüm zamanların en yüksek ortalamasının yüzde 3 üzerinde olması endişelerini tırmandırıyor. Bazı uzmanlar bu verinin yanı sıra şirket satın alma ve birleşmelerindeki tarihi rekorun da bu ihtimali kuvvetlendirdiği görüşünde. 

Endeksler rekor seviyelerde 

ABD hisseleri Mart 2009’da dip gördükten sonra istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etti. New York Borsası 2009’dan bu yana yüzde 165 değerlendi ve rekora gidiyor. NASDAQ yüzde 275 yükseldi. En popüler hisse piyasa gösterge endeksleri de benzer bir trend içinde. Mevcut piyasa değerinin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturduğu için ABD ekonomisini izlemenin en sağlıklı göstergesi sayılan S&P 500 endeksi 2009’dan bu yana toplam yüzde 210 değerlendi. Ağustos 2014’te ilk kez 2000’in üzerine çıktı. Dow Jones ise 18,312.39 seviyesi ile geçtiğimiz mayıs ayında rekor tazeledi. 

Kriz kahinleri ‘balon’ diyor 

2008 krizinde milyarlarca dolarlık hamleleriyle tanınan hedge fon yöneticisi Mark Spitznagel, “Hisse piyasalarında ağır ve ani bir çöküşte şaşırmaya hakkımız yok, daha doğrusu kesinlikle bunu beklemeliyiz” diye konuşarak uyardı. İsviçreli “Doktor Kıyamet” lakaplı Marc Faber de “Finansal varlık balonunun içindeyiz. Her an patlayabilir” diye konuşmuş, bunun sorumlusunun da ABD Başkanı Barack Obama’nın hükümet politikaları ve Fed’in riskli düşük faiz oranları olduğunu belirtmişti. Kaynaklar milyarder yatırımcı Warren Buffet’ın da bir piyasa çöküşüne hazırlandığını iddia ediyor. “Warren Buff et Göstergesi” olarak da bilinen “Toplam piyasa değerinin GSYH’ye oranı”nın sat alarmına yaklaştığı ve belirtiliyor.

Roubini de ‘saatli bomba’ uyarısı yaptı

Kıyamet kahini adıyla bilinen Nobel ödüllü ekonomist ve gazetemiz yazarlarından Nouriel Roubini de yaklaşan kriz konusunda uyarı yaptı. Roubini hafta başında kaleme aldığı makalesinde şöyle diyor: “Makro likidite ve piyasalarda likidite darlığının birleşimi saatli bir bomba oluşturuyor. Merkez bankaları likidite yaratmaya devam ederek kısa vadeli dalgalanmaları bastırdıkça, hisse, tahvil ve diğer varlık piyasalarındaki balonları daha da beslemiş olur. Yatırımcılar aşırı değerlenmiş ve likit olmayan varlıklara – örneğin tahvillere – yığıldıkça uzun vadeli bir çöküş riski de artıyor.”

‘Piyasalar Fed bağımlısı oldu’

OMB eski direktörü David Stockman da hisse ve tahvil piyasalarında çöküş bekleyen uzmanlardan. Stockman geçtiğimiz günlerde ABD’li yayın kuruluşu CNBC ile yaptığı röportajda küresel ekonomi için çok sert bir uyarı yaptı. Stockman “Aşırı gevşek para politikaları merkez bankalarını tüm dünyada bir köşeye sıkıştırdı, sonuç olarak piyasalar çok büyük ve çirkin bir sabaha uyanacak” ifadelerini kullandı. ABD ekonomisinin gerçek gücünü sorgulayan Stockman, savaş sonrası en uzun iyileşme dönemi yaşanıyor olsa da şu an sıfır faiz oranlı 78’inci ayın içinde olduğumuzu vurguladı.Stockman’a göre piyasalar ABD Merkez Bankası’na (Fed) aşırı bağımlı hale geldi.

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı