NATO Zirvesi'ne Trump gölgesi
AB ve ABD arasında gerilen ilişkiler, ABD yönetiminin tek taraflı olarak anlaşmalardan çekilme kararı ve G7 toplantısının ardından oluşan ortam, 11-12 Temmuz'da düzenlenecek NATO Brüksel Zirvesi'nde sergilenmesi planlanan dayanışmaya gölge düşürüyor.
Abone olABD Başkanı Donald Trump'ın Kanada'da geçen ay düzenlenen G7 toplantısının ardından önce kabul ettiği sonuç bildirgesini daha sonra bir sosyal medya mesajı paylaşarak reddettiğini bildirmesi, önemli kararlara imza atılacak Brüksel Zirvesi'ni de tehlikeye sokuyor.
Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasında İran nükleer anlaşması, iklim anlaşması ve İsrail-Filistin sorunu gibi konularda oluşan görüş ayrılığına ilaveten son dönemde alevlenen "ticaret savaşının" da geleneksel müttefiklerin NATO bünyesindeki iş birliğini olumsuz etkileme ihtimali giderek artıyor.
German Marshall Fund'ın Başkan Yardımcısı Ian Lesser konuya ilişkin değerlendirmesinde, son dönemde transatlantik ilişkilerde ABD'nin İran nükleer anlaşması ve iklim anlaşmasından tek taraflı olarak çekilmesi ve ticaret gibi farklı alanlarda oluşan gerginliğin NATO nezdinde de yansımaları olacağına dikkati çekti.
Trump yönetiminin görevi devraldıktan sonra NATO ve tüm müttefiklere ortak savunma güvencesi sağlayan 5'inci maddeye olan bağından ciddi şüphe duyulduğunu aktaran Lesser, yakın dönemde ise üst düzey Amerikalı yetkililerin, AB'nin güvenliğine verdikleri önemi teyit ederek şüpheyi azalttığını değerlendirdi.
Ancak ABD yönetiminin Avrupa'nın iç siyasetine de müdahil olması nedeniyle AB-ABD arasındaki siyasi ortamın belirsizliklerle dolu olduğuna işaret eden Lesser, "Transatlantik ilişkilerdeki keskin kötüleşme, zirvede beklenmedik ve sürpriz gelişmeler olma ihtimalini artırıyor." diye konuştu.
NATO ve AB'nin 22 ortak üyesi bulunuyor. Bu nedenle AB-ABD arasında yaşanan gerginliğin NATO bünyesinde de yansımaları olmasının kaçınılmaz olduğu değerlendiriliyor.
"Harcamaya yönelik keskin eleştiriler gelecek"
AB-ABD arasında özellikle Trump yönetiminin gelmesiyle savunma harcamaları alanında da ciddi bir sürtüşme boy göstermeye başladı.
Görevi devraldıktan sonra müttefiklere savunma harcamalarını artırma çağrısında bulunan Trump'ın, yakın zamanda "AB, ABD'den faydalanmak için, bizim kumbaramıza saldırmak için oluşturulmuş." ifadesi birlik genelinde büyük tepkiye yol açtı.
Diğer yandan Avrupa basınına sızan bilgilere göre, Brüksel Zirvesi öncesinde Trump 9 NATO müttefikine birer mektup göndererek savunma harcamalarını artırmalarını talep etti. Mektupların Kanada, Belçika, Norveç ve Almanya gibi ülkelere gönderildiği, özellikle Başbakanı Angela Merkel'e giden mektubun ağır bir dil içerdiği iddia edildi. Trump'ın mektupta, "ABD vatandaşlarına neden bazı ülkelerin NATO'nun ortak güvenliğine katkıda bulunmadığını açıklamak giderek zorlaşıyor." ifadesini kullandığı kaydedildi.
NATO müttefikleri, 2014 Galler Zirvesi'nde gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2'sini savunma harcamalarına aktaracağını taahhüt etmişti. Halihazırda 8 NATO müttefikinin bu taahhüdü yerine getirdiği görülüyor. Bu nedenle Trump'ın NATO Zirvesi'nde savunma harcamaları konusunu tekrar gündeme getirerek gerginlik yaratma ihtimalinin yüksek olduğu değerlendiriliyor.
Lesser, "Müttefikler ABD'nin de zorlamasıyla savunmaya daha fazla yatırmaya başladı. Ancak Almanya dahil birçok önemli müttefikin yüzde 2 taahhüdünü yerine getirmediği göz önünde bulundurulursa Başkan Trump'ın bu alanda keskin eleştiriler yöneltmesi beklenebilir." açıklamasında bulundu.
Zirve hangi kararlar alınacak?
Brüksel Zirvesi'nde liderlerin ittifak için önemli konularda kararlar alması bekleniyor. NATO'nun Irak'taki eğitim misyonunu başlatacağı zirvede, aynı zamanda askeri hareketlilik, kuvvetlerin hazırlık durumu, yük paylaşımı ve Afganistan'a ilişkin somut adımlar atılması öngörülüyor.
AB zirvelerinin aksine, NATO zirvelerinin sonuç bildirgeleri aylarca süren müzakereler sonucu belirleniyor. Genellikle zirve gününde liderler önceden anlaşma sağlanmış konulara imza atıp destek sağlıyor.
ABD Başkanı Trump'ın G7 toplantısının ardından öncelikli olarak imzaladığı metni reddetmesi ise benzer bir olayın NATO Zirvesi'nde gerçekleşmesi korkusunu beraberinde getiriyor.
Trump'ın zirve sonuçlarına ilişkin benzer bir tutum benimsemesi hakkında Lesser, "NATO sonuçları genellikle çok iyi hazırlanmış metinler üzerinden yürütülür. Ancak G7 deneyimi göz önünde bulundurulduğunda, hiçbir şeyin kesin olmadığını söylemek mümkün." dedi.
NATO'nun dayanışma sergilemesi önem taşıyor
NATO'nun güçlü bir ittifak imajını koruması için özellikle zirvelerde müttefikler arasında dayanışma olduğunu göstermesi büyük önem taşıyor.
Öyle ki bu dayanışma, özellikle ittifakın Rusya'ya yönelik yürüttüğü "caydırıcı" politikaların önemli bir kısmını oluşturuyor. NATO müttefikleri, bir nevi bir arada durarak ve birbirine sahip çıkacakları güvencesini vererek olası bir saldırıya karşı gözdağı veriyor.
Görevi devraldıktan kısa bir süre sonra NATO'yu "işe yaramaz" olarak nitelendiren Trump'ın daha sonra bir dönem NATO'nun önemli olduğunu açıkladığı biliniyor.
Ancak G7 toplantısının ardından Başkan Trump'ın "NATO da NAFTA kadar kötü bir örgüt" açıklaması, müttefiklerin ABD'nin ittifaka verdiği önemi sorgulamasına yol açmasının yanı sıra ittifakta dayanışma eksikliğine işaret ediyor.
Lesser, "Dayanışma eksikliği sadece daha agresifleşen bir Rusya'ya karşı değil, NATO'nun karşılaştığı birçok sorun alanında yanlış mesaj gönderir." diye konuştu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise AB-ABD arasındaki gerginliğe işaret ederek "Siyasi boyutta, NATO'yu bir arada tutan bağlar zorlanıyor." uyarısında bulundu.
"Tarihin en başarılı savunma ittifakı" olarak tanımlanan NATO'nun zirve sonunda bir kere daha güçlü dayanışma ve birlik mesajı verebilmesinde ABD Başkanı Trump'ın tutumunun büyük rol oynayacağı değerlendiriyor.