Mattis: İran nükleer anlaşmasını uzun dönemde yetersiz bulduk
ABD Savunma Bakanı Mattis, "İran nükleer anlaşması JCPOA’dan çekildik. Çünkü uzun dönemli bir çaba olarak yetersiz bulduk." dedi.
Abone olABD Savunma Bakanı Jim Mattis, ABD Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford ile Senato Tahsisatlar Alt Komitesinde Savunma Bakanlığının 2019 mali yılı bütçe talebine ilişkin soruları yanıtladı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın dün İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilip Tahran’a uygulanan yaptırımları tekrar devreye sokma karar aldığını belirten Mattis, “İran’ın asla nükleer silah elde etmemesini sağlamak üzere müttefik ve ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğiz. İran’ın kötü niyetli etkisine karşı başkaları ile de çalışacağız.” ifadesini kullandı.
İran’ın Yemen’den Suudi Arabistan’a, Bahreyn ve Lübnan’a kadar uzanan büyük bir coğrafyada kötü niyetli faaliyetlerini sürdürdüğünü iddia eden Mattis, İran’ın desteği olmadan “halen halkını katleden ve mülteci akınlarına neden olan” Beşar Esed’in Suriye’de iktidarda kalamayacağını belirtti.
Mattis, nükleer programının yanı sıra balistik füze programı, terör gruplarına desteği, siber saldırı tehditleri ve Körfez'de ticaret gemilerine yönelik tehditler olmak üzere Tahran yönetiminin beş konuda bölgesel ve uluslararası güvenliği tehdit ettiğini savundu.
"İran anlaşması uzun dönemde yetersizdi"
İran’ın bölgede daha sorumlu davranmasını sağlamak üzere müttefiklerle çalışacaklarını aktaran Mattis, Tahran’la 2015 yılında imzalanan ve Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) olarak da bilinen nükleer anlaşmaya ilişkin “JCPOA’dan çekildik. Çünkü uzun dönemli bir çaba olarak yetersiz bulduk.” dedi.
Trump’ın anlaşmaya uyulmadığı gerekçesiyle de anlaşmada kalmamayı tercih ettiğini belirten Mattis, şöyle devam etti:
“Bu bağlamda iyi bir niyet vardı. Bildiğiniz üzere bu acele alınmış bir karar değil. Yönetim bir seneden fazladır görevde ve bir seneden fazla bir süredir müttefiklerimizle bunun (anlaşmanın) eksikliklerini gidermeye çalıştık. Dolayısıyla şu anda bu eksiklikleri ele almak ve onu daha zorlayıcı bir hale getirmek için bir fırsatımız var. Bu çaba hali hazırda Dışişleri Bakanı, Hazine Bakanı ve konu üzerinden çalışan diğerleri tarafından yürütülmektedir.”
Mattis, "İran’ın nükleer silah programına geri dönmesi durumunda ABD’nin tek taraflı bir saldırı yapıp yapmayacağına" ilişkin soruyu “farazi bir senaryo” olarak niteleyerek, yorum yapmaktan kaçındı.
Mattis, ABD’nin İran’ı nükleer silah programından alıkoymak üzere müttefiklerle diplomatik baskı uygulamaya devam edeceğini bildirdi.
İran rejim değişikliğine destek iması
"ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle İran’ın bölgede ABD’yi tehdit etmesine karşı Amerikan ordusunun herhangi bir plan yapıp yapmadığına" ilişkin soruya Mattis, "ABD’nin bölgedeki mevcut planlarının yeterli ve güncel olduğu" yanıtını verdi.
"Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve avukatı Rudy Guliani’nin de son zamanlarda İran’da rejim değişikliğini desteklediğine yönelik açıklamaları destekleyip desteklemediğine yönelik soruyu da Mattis, “Bizim İran'la sorunumuz temelde İran halkı ile değil onları rehin almış olan İran rejimiyledir. Onların faaliyetleriyledir.” diye cevapladı.
Dunford’a zor soru
Öte yandan Komiteden bir senatör Genelkurmay Başkanı Duford’a daha önce "İran nükleer anlaşmasının askeri olarak en sürdürülebilir çözüm olduğunu, İran'ın anlaşmayı ihlal etmediğini ve nükleer anlaşmada kalmanın ABD menfaatine olduğunu söylediğini" hatırlattı.
Senatörün, Dunford’a bu düşüncelerinin halen geçerli olup olmadığını sorması üzerine Dunford, “Benim işim politikaları desteklemek ve başkan politikayı değiştirdi.” diyerek geçiştirmeye çalıştı.
Senatörün üstelemesi üzerine Bakan Mattis, “Orduda sivil iradenin hakimiyeti noktasında burada bir ekleme yapayım” diyerek araya girdi ve bu kararın bir yıldan fazla bir süredir görüşüldüğünü ifade etti.
Mattis ve Dunford daha önce defalarca katıldıkları Kongre oturumlarında İran nükleer anlaşmasında kalınması gerektiğini savunmuştu.