İsrail'in dezenformasyonu

İHH Başkan Vekili: İsrail'in çok büyük bir dezenformasyonu ile karşı karşıyayız.

Abone ol

İSTANBUL - İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkan Vekili Yavuz Dede, İsrail'in çok büyük psikolojik dezenformasyonuyla karşı karşıya olduklarını belirterek, "Uçakların bu kadar gecikmesini de kayıpların örtülmeye çalışılması gibi algılıyoruz" dedi.

Dede, vakfın genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, tutuklular ve yaralılarla cenazelerin gönderilmesini arzu ettiklerini belirterek, İsrail'in gemide gösterdiği tavrı karada da sürdürdüğünü kaydetti.

"İsrail, silah olarak sadece mermi kullanıyor ama zulüm ve psikolojik baskı aynı etkidedir" diyen Dede, arkadaşlarının savaş suçlusu gibi elleri kelepçeli, arkalarında 30-40 korumayla götürülüp getirildiğini anlattı.

Dede, İsrail'in dünden itibaren yaklaşık bir dakika aile arama hakkı verdiğini, bazılarının ailelerini arayabildiğini, bazılarının ise arayamadığını dile getirerek, "Bugün mutlu bir haber de aldık. Ali Ekber Yaratılmış şehit oldu diye yazılmıştı, Dışişleri Bakanlığı da onaylamıştı. Oğlu aradı, babasıyla konuştuğunu ve sağ olduğunu söyledi. Arkadaşlarımız evinin önüne taziye çadırı bile kurmuştu" diye konuştu.

İsrail'in çok büyük psikolojik dezenformasyonuyla karşı karşıya olduklarını ifade eden Dede, şöyle konuştu:

"İsrail'in, gerek bizleri gerek aileleri gerekse bu konvoya destek veren herkesi psikolojik baskı altında tutmak için haberleri farklılaştırmak, ölü ve yaralı ismi vermemek ya da yalan yanlış vermek politikası olmuş. İnsanların erişiminin engellenmesi için internet sitemiz de çökertildi. İsrail, böyle hukuksuz işlere de başvurmaktadır. Doğru haber hem bizler hem aileler için çok önemli. Bunun İsrail tarafından bir an önce verilmesi lazım. İsrail'in yaptığı farklı bir psikolojik savaş. İnsanların moralini bozmak için elinden gelen her türlü işkenceyi yapıyor. İşkence oradaki arkadaşlarımıza yapıldığı gibi, buradaki vakıf yetkililerine ve ailelere de yapılmaktadır."

THY'ye ait uçakların Tel Aviv'de bulunduğunu ve saat 10.00'dan beri işlemlerin sürdüğünü, şu ana kadar insanların iki uçağa bindirildiğini anlatan Dede, Dışişleri Bakanlığının, bir tek kişinin bile orada bırakılmayacağını açıkladığını anımsattı.

"Bu gayret karşısında İsrailli yetkililerin işi uzatmak gibi bir politikası var" diyen Dede, normalde iki saatte bitecek işlemlerin hala tamamlanamadığını söyledi.

Bu zamana kadar ölü ve yaralılara ilişkin doğru düzgün bir liste gelmediğini ifade eden Dede, bu nedenle kayıplar olduğundan endişe ettiklerini kaydetti.

Dede, "Uçakların bu kadar gecikmesini de kayıpların örtülmeye çalışılması gibi algılıyoruz. Umut ediyoruz ki böyle bir şey olmasın. Böyle bir şey olduğu takdirde İsrail'in bunları çok daha ağır bir şekilde ödemesi gerektiği kanaatindeyiz" diye konuştu.

Taksim'de karşılama programı

Taksim'de saat 16.00'da yapmayı planladıkları karşılama programını 21.00'de başlatmayı umut ettiklerini bildiren Dede, "İnşallah arkadaşlarımız sağ salim gelir diye umut ediyoruz. Halkımızdan isteğimiz, insanları karşılamaya havalimanına gitmesinler. Karşılama büyük bir coşkuyla Taksim'de yapılacak. Orada uluslararası medya da olacak. Konvoyun bu anlamdaki önemini hep birlikte tüm dünyaya haykırma fırsatımız olacak" şeklinde konuştu.

Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi Ali Adakoğlu da Taksim'de karşılama töreni yapılacağını yineleyerek, "Törende bir taraftan Gazze'den sağ salim gelenlerle coşkulu kutlama yaparken, diğer yandan şehitlerimiz için vatandaşları duaya davet edeceğiz. İsrail'in saldırısında kaybettiğimiz dostların acısını ciğerimizde hissediyoruz. Törende amacımız gövde gösterisi değil, acımızı dünyaya anlatmak. İHH İnsani Yardım Vakfı Gazze'ye sadece insani yardım için gitmiştir ve bu uğurda hala sayısını bilmediğimiz minimum 10 şehidimiz var" dedi.

Kimyasal tehdit endişesi

Bir gazetecinin, "İsrail kaynaklı bazı telefon numaralarından konvoya katılanların ailelerine ve İHH'ya bazı telefonların geldiği yönünde haberler yer aldı. Tespit edilen telefon var mı?" sorusuna Dede, savcılığın bu konu üzerinde çalıştığını söyledi.

Arkadaşlarına herhangi bir kimyasal tehdidin uygulanmasından endişe ettiklerini belirten Dede, "Bu nedenle İstanbul'a gelen arkadaşları önce Adli Tıp'a götüreceğiz. Gerekli tahlil yapıldıktan sonra gitmesine izin vereceğiz. Bir veya iki otobüsü Taksim'e, diğerlerini de Adli Tıp'a götüreceğiz. Dün 'Gazze' gemisinin kaptanı içtiği bir sudan bahsetmişti. Dün kan örneklerini verdi ve hastaneden çıkan rapora göre de alelacele Adli Tıp Kurumuna gönderdik. Orada gereken incelemeleri yaptılar. İnşallah kötü bir şey yoktur" diye konuştu.

"İlk çıkan raporun sonucu nedir?" sorusuna Dede, "Onu şu an söyleyemiyorum. Çünkü Adli Tıp Kurumunda onaylanması lazım" karşılığını verdi.

Ailelerden, morallerini yüksek tutmasını isteyen Dede, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Umudumuz ve sevicimiz şudur ki bu arkadaşlar insanlık adına gittiler, insanlık adına orada öldüler. Dünyanın en vahşice saldırısı sonucunda hayatlarını kaybettiler. Umudumuz ve mutluluğumuz, arkadaşlarımızın şehit olmasıdır. Moralimizi yüksek tutacağız. Çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gidenin yeri doldurulacak, mücadele insanlığın ve özgürlüğün kazanmasıyla olacak, Gazze'nin kazanmasıyla sonuçlanacak. Gazze gibi nereler varsa bu özgürlük mücadelesi yayılacak, dünya bu anlamda yeni bir ufka doğru açılacak, açılması gerektiğine inanıyoruz. Dünyada hala adalet ve hukuk varsa bunun sonuçlarını da görmek istiyoruz."

Dede, bir gazetecinin, "Mısır, sınır kapılarını açtığını ve Gazze'ye ambargoyu kaldırdığını açıkladı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine, "Ya İsrail'in isteğiyle ya prestijini düzeltme adına ya da Mısır bir adım da atmış olabilir. Umut ediyoruz ki 'açmaya devam' der. Haberi aldıktan sonra Mısır Büyükelçiliğine yazı yazarak, mutluluğumuzu dile getirdik. Bundan sonraki yardımları onların üzerinden yapmak istediğimizi belirttik. Bu ambargonun delinmesi anlamına geliyorsa da bu arkadaşlarımız boşuna ölmemiş manasına gelir" şeklinde konuştu.

Bir başka soru üzerine Dede, bu konvoyda sadece 6 gemi olduğunu, bir sonraki konvoyda bu sayının 50'ye kadar yükseleceğini belirterek, dünyanın her yerinden desteklerin devam ettiğini, sivil toplum örgütlerinin bir sonraki gemiye hazırlık yaptığını, belki de 100'ün üzerinde geminin hazırlığının yapıldığını anlattı.

"Artık bu ambargonun önemsizliği ve gereksizliği ortaya çıkmıştır" diyen Dede, insanlık anlamında ve kanunlar nezdinde artık ambargonun delindiğini kaydetti. Dede, yeni gemilerin bir an önce hazırlanmasını ve yola çıkmasını diledi.

Dede, giden malzemelerin dağıtımı konusunda da şu bilgileri verdi:

"Malzemeler bizden izinsiz indiriliyor ve Gazze'ye doğru yola çıkarılıyor. Gazze'de bir tek temsilciliğimiz var. İsrailli yetkililer, malzemeleri teslim etmek için aramışlar. Biz de 'kesinlikle bu malları almayacaksınız' dedik. Arkadaşlarımız tamamen serbest bırakılana kadar o malzemeler Gazze'ye girmeyecek. O ürünlerin alınması için ya BM'den ya da Türkiye'den bir gözlemci nezaretinde gemiden indirilmesi lazım. Olayın başından itibaren söylüyorum, gözlemcisiz ve kontrolsüz uygulamada çıkabilecek bir malzemeden sorumlu değiliz, bu malzemeleri kesinlikle İsrail koymuştur gemilerin içine."

İHH psikolojik destek çalışması başlattı

İHH İnsani Yardım Vakfı, İsrail'in saldırdığı Gazze'ye yardım götüren gemilerde bulunan aktivistlerin ailelerine yönelik psikolojik destek çalışması başlattı.

İHH'den yapılan açıklamaya göre, vakıf bünyesindeki "Kim Psikolojik Danışmanlık Merkezi" tarafından yolcuların ailelerine yönelik psikolojik destek hizmeti verilecek.

Bu amaçla İHH merkez binasında görevli olarak bir psikolog bulundurulacak, aynı zamanda Kim Psikolojik Danışmanlık Merkezinde de ailelere hizmet sunulacak.

Danışmanlar, yaşanan acı olayların başta çocuklar olmak üzere ailelerde sebep olabileceği olumsuz etkileri azaltmak, oluşabilecek travma sonrası stres bozukluklarının önüne geçmek adına kaygılı aileleri teskin etmek için çalışacak.

Yardım almak isteyenlerin Fatih'teki vakıf merkezine veya Çamlıca'daki Kim Psikolojik Danışmanlık Merkezine başvurmaları gerekiyor.

Öymen, Türkiye-İsrail dostluk grubundan istifa etti

CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, Türkiye-İsrail Dostluk Grubu'ndan istifa etti.

Öymen, TBMM Başkanlığına yaptığı başvuruda, "İsrail'in 31 Mayıs 2010 günü yaptığı hukuk ve insanlık dışı saldırı üzerine Türkiye-İsrail Dostluk Grubu üyeliğinden istifa ediyorum" ifadesine yer verdi.

Onur Öymen, konuya ilişkin soruları yanıtlarken, dostluk grubu üyelerinin büyük çoğunluğunun daha önce istifa ettiğini belirterek, "İki ülke, iki halk arasında irtibat kanalları kalsın diye birkaç arkadaşımızın üyeliği sürüyordu. Son gelişmeler üzerine ben de istifa kararı aldım" dedi.

Küresel piyasalarda ABD-Çin gerilimi etkisi! Kapasite fazlasına karşı strateji geliştirilmeli AYM'den 5 partiye mali denetim ve suç duyurusu kararı Libya’da 8,1 milyon ton kapasiteli DRI tesisi yatırımına imza attı Filistin Büyükelçisi: Türkiye ilk ve en önemli ortağımız