Euro Bölgesi'nin lokomotifi için resesyon beklentisi yok
Uluslararası ekonomi kuruluşlarının uzmanları, Almanya ekonomisinin ikinci çeyrekteki yüzde 0,2'lik daralma, sanayi üretimi ve ihracattaki azalışa rağmen resesyona girme ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyor
Abone olFRANKFURT - Uluslararası ekonomi kuruluşlarının uzmanları, Avro Bölgesi'nin lokomotifi Almanya ekonomisinin, ikinci çeyrekteki yüzde 0,2'lik daralma, sanayi üretimi ve ihracattaki azalışa rağmen resesyona girme ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyor.
Almanya'da 2. çeyrekte yaşanan daralmanın ardından makroekonomik verilerin de kötü gelmesi, kamuoyunda ülkenin toparlanmada sıkıntı yaşadığını ve resesyona girme riskinin oluştuğu yönünde tartışmalara yol açtı. Bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,2 daralma yaşayan Almanya'nın sanayi üretimi yüzde 4 azalarak son 5 yılın en büyük düşüşünü yaşadı.
İhracatı yüzde 5,8 azalarak beklentilerin altında kalan ülkenin fabrika siparişleri ise yüzde 5,7 geriledi.
Konuya ilişkin soruları cevaplayan uluslararası ekonomi kuruluşlarının uzmanları, ülke ekonomisinde resesyon riskinin limitli olduğunu, ancak ülke ekonomisinin jeopolitik riskler ve küresel ekonomide yaşanan sıkıntılardan etkilenebileceği görüşünde birleşti.
IHS Global Insight Batı Avrupa Kıdemli Ekonomisti Timo Klein, Almanya ekonomisinin kötü makroekonomik verilerden sonra daha düşük bir seyir izleyeceğini ancak resesyona girme ihtimalinin az olduğunu belirtti.
Ukrayna ve Irak'tan kaynaklanan jeopolitik risklerden dolayı Almanya'da makroekonomik verilerin nisan ayından beri kötü geldiğini ifade eden Klein, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yıl içerisinde tahvil alımlarını azaltmasının da bu durumda etkili olduğunu aktardı.
Klein, Fed'in sıkı para politikasına doğru gitmesinin Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına neden olduğunu bildirdi.
Çin'deki zayıf büyümenin de yıl boyunca Almanya'nın ihracatını olumsuz etkilediğini dile getiren Klein, ancak iç talep açısından ülkenin güçlü olduğunu kaydetti.
Klein, Almanya ekonomisinin kötü gelen makroekonomik verilerin ardından daha düşük bir seyir izleyeceğini, ancak resesyona girme ihtimalinin az olduğunu ifade etti.
Almanya'daki bu durumun Avro Bölgesi'ni olumsuz etkileyeceğini aktaran Klein, ancak hem Almanya hem de Avro Bölgesi için resesyon olasılığının az olduğunu vurguladı.
Klein, Evro Bölgesi'nin 2014 yılında yüzde 0,8 , 2015 yılında ise yüzde 1,2 seviyelerinde büyüyebileceğini söyledi.
"Almanya ekonomisi 2015'te toparlanır"
Berenberg Kıdemli Ekonomisti Christian Schulz da, Almanya'da kötü gelen makroekonomik verilerin üçüncü çeyrek için zayıf bir büyümeye işaret ettiğini ancak ülke için resesyonun söz konusu olmadığını ifade etti.
Schulz, jeopolitik risklerin ülkede iş güvenini olumsuz etkilediğini bildirdi.
Almanya gibi güçlü bir ekonominin şu anki kötü durumundan kurtulacağını dile getiren Schulz, ülkenin 2015 yılında toparlanacağı öngörüsünü aktardı.
Schulz, Almanya'daki kötü gidişatın Avro Bölgesi'ni etkilediğini ancak toparlanmadan sonra Avro Bölgesi'nin ekonomik iyileşmesinin hızlanacağını dile getirdi.
"ABD ve Çin'deki büyüme Alman ekonomisi için olumlu etki yapacak"
Merkezi Hamburg'da bulunan HSH Nordbank Avro Bölgesi ve Gelişen Piyasalar Başekonomisti Cyrus de la Rubia da, ülke ekonomisi üzerinde şu andaki durumda bazı yükler bulunduğunu ve bununda makroekonomik verilere yansıdığını söyledi.
Öncelikle Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan krizler ve buna bağlı ilgili yaptırımların ülke ekonomisine sorun teşkil ettiğinin altını çizen Rubia, "İkinci olarak da Fransa ve İtalya ekonomileri toparlanma sinyalleri vermiyor ve bu da Almanya'nın ihracatı için kötü bir haber. Son olarak IŞİD terörü gibi etkenler, girişimcileri yatırımlar konusunda düşündürüyor" dedi.
Ülke ekonomisinde resesyon riskine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Rubia, şunları kaydetti:
"Ifo Endeksi'nin üst üste beş kez düşmesi ülkenin resesyona girmesinin öncekinden daha muhtemel olduğunu gösteriyor. Ancak Almanya ekonomisinde dengeleyici etkiye sahip birçok faktör bulunuyor. Ülkede aktivite seviyesi hala yüksek ve işsizlik düşük. Ancak tüketim ülke ekonomisi için destekleyici bir faktör olmaya devam etmeli. Son olarak ABD ve Çin'deki büyüme Alman ekonomisi için olumlu etki yapacak."
ING Group Avro Bölgesi Almanya Kıdemli Ekonomisti Carsten Brzeski ise Almanya'nın bir yandan güçlü iş piyasasına ve özel tüketime sahip olduğunu diğer taraftan ise gerileyen bir sanayi üretiminin bulunduğunu belirterek, "Bu faktörlerin hangisinin ülke ekonomisinde daha fazla etkiye sahip olacağı şu anda belirsiz" ifadelerini kullandı.