Dünya piyasalarında petrol gerginliği

Dünya piyasaları geçtiğimiz haftayı İran'a yaptırımların sebep olduğu petrol fiyatlarında değişim korkusuyla geçirdi. Euro Bölgesi borç krizi, Çin'e yönelik kaygılar ve Dünya Başkanı adaylığı öne çıkan diğer başlıklar oldu.

Abone ol

WASHINGTON - Uluslararası piyasalarda geçen hafta, Çin ekonomisine yönelik kaygılar ve Euro Bölgesi borç krizine ilişkin gelişmeler öne çıktı. Altın fiyatları gerilerken, ABD Doları bazı önemli para birimleri karşısında değer kaybetti. Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün varil fiyatı da 106 dolar seviyelerinde işlem gördü.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, İran'ın petrol ihracatında büyük bir kesinti olması halinde ekonomiler üzerinde şok etkisi yaratmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, "İran petrolünde kesinti, hiç şüphesiz bir süre için petrol fiyatlarının artmasına yol açacak" dedi.

Lagarde, petrol fiyatlarındaki sert ve ani artışın, küresel ekonomi üzerinde ciddi sonuçlar doğurabileceğine işaret etti. Fon, İran'ın petrol ihracatını durdurmasının petrol fiyatlarında yüzde 20-30 aralığında artışa neden olabileceğini tahmin ediyor. Lagarde ayrıca bazı ciddi zayıflıkların küresel finansal sistemi etkilemeye devam etmesine karşın finansal durumun yılın ilk dönemlerindeki kadar kaygı verici olmadığına dikkati çekti.

Küresel ekonomik durumun istikrarına yardımcı olmak için Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından alınan önlemlere atıfta bulunan Lagarde, "Üç ay önce yakınında olduğumuz dipsiz uçurumdan yavaş yavaş uzaklaşıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, Avrupa'nın uzun krizle zayıf düştüğünü görmek istemediklerini söyledi.

Kaygılar hafifledi

Geithner, Euro Bölgesi'ndeki borç krizini sonlandırmak için Avrupalı ortaklarının son aylarda gösterdiği çabayla kaygılarının hafiflediğini belirterek, Avrupalıların önümüzdeki dönemde ekonomik büyüme ve finansal istikrarı sağlamak için bu çabaları sürdürebileceklerine inandıklarını ifade etti. ABD ekonomisinde toparlanmanın güç kazanmakta olduğu bu dönemde, Avrupa ekonomisinin iyi durumda olmasının ülkesinin çıkarına olduğuna işaret eden Geithner, "Avrupa'da ekonomik büyüme yavaşladığında tüm dünyada büyümeyi etkiler" dedi. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke ise "Euro Bölgesi borç krizinden kaynaklı tehditlerin son haftalarda hafiflediğini", ancak ABD'deki para piyasası fonlarının Avrupalı varlıklardan kaynaklı risklere maruz kalmaya devam ettiğini söyledi. Bernanke, gelişmelerin tehlikeyi asgariye indirdiğini, Euro Bölgesi'nin Yunanistan'a ikinci kurtarma paketini onayladığını ve özel kreditörlerin Yunanistan ile tahvil takası anlaşması yaptığını bildirdi.

Ancak Avrupa'nın, bankacılık sisteminin daha da güçlendirilmesi, bir ülkedeki sorunların diğer ülkelere yayılmasını önlemek için güvenlik duvarları oluşturulması ve "finansal dayanakların önemli oranda genişletilmesi" dahil daha fazla adım atması gerektiğine işaret eden Bernanke, "Avrupa'nın finansal ve ekonomik durumundaki güçlükler sürüyor ve Avrupalı liderlerin sürekli istikrarı sağlamada taahhütlerini izlemesi önemli" dedi.

En kötü geride kaldı

ECB Başkanı Mario Draghi, Euro Bölgesi'nde süregelen borç krizinde en kötünün geride kaldığını ancak hala risklerin var olduğunu söyledi. Draghi, enflasyonist risklerin artması halinde Avrupa Merkez Bankası'nın derhal harekete geçeceğini belirterek, ECB'nin iki kez düzenlediği uzun vadeli refinansman operasyonundan kaynaklanan enflasyonist bir tehdit olmadığını vurguladı.

"Top şimdi hükümetlerde" diyen Draghi, Euro Bölgesi'ne üye ülkelerde hükümetlerin bölgeyi uzun vadede krizlere karşı daha dirençli hale getirmesi gerektiğini kaydetti. ECB Yönetim Kurulu Üyesi Jörg Asmussen de olağanüstü tedbirlerin sonlandırılmasının finansal piyasalardaki gelişmelere bağlı olduğunu söyledi. Asmussen, politika yapıcıların bankalar için hazırlanan olağanüstü tedbirlerin sona erdirilmesi için plan hazırlamaya başlaması gerektiğini belirterek, "Bunu başlatmak için çok erken olduğu açık ancak itinayla çıkışa hazırlanmaya başlamalıyız" dedi.

ECB'nin sağladığı kredilerin adım adım reel ekonomiye ulaştığını ifade eden Asmussen, Euro Bölgesi'ne üye ülkelere gerekli reformları hayata geçirmek için bu sakin dönemden yararlanmaları çağrısında bulundu. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, yeni bütçe açığı hedefine rağmen İspanya'nın kredi notunu koruduğunu bildirdi. Kuruluş yaptığı açıklamada, İspanya hükümetinin bu yıl için öngörülen bütçe açığı hedefini aşacağını duyurmasına karşın ülkenin "A3"olan uzun vadeli kredi notunu koruduğunu, zira kuruluşun, hükümetin ilk bütçe açığı tahminlerinde bir değişiklik ihtimalini göz önüne aldığını vurguladı.

Öte yandan İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, bütçe konuşmasında, daha önce yüzde 0,7 büyüme olarak belirlenen 2012 yılı ekonomik büyüme beklentisinin yüzde 0,8'e yükseltildiğini ifade ederek, diğer pek çok Avrupa ülkesinde görülen resesyona karşın İngiltere ekonomisinin bu çeyrekte büyümeye geçmesinin öngörüldüğünü vurguladı. İngiltere ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde çeyrek bazda yüzde 0,2 daralmıştı.

Osborne ayrıca 2013 yılından itibaren üst gelir grubundakiler için uygulanan vergi oranının yüzde 50'den yüzde 45'e düşürüleceğini bildirdi. İrlanda'da açıklanan resmi rakamlar, 2011'in son çeyreğinde teknik olarak resesyona geri dönüldüğünü ortaya koydu.

İrlanda Merkez İstatistik Ofisi (CSO), Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın (GSYH) geçen yılın son üç ayında yüzde 0,2 oranında gerilediğini ve bunun üçüncü çeyrekteki yüzde 1,1'lik düşüşün ardından geldiğini bildirirken, altı aylık dönemde ardı ardına kaydedilen bu düşüşlerin teknik olarak resesyonun tanımına denk düştüğü belirtildi.

Euro Bölgesinde kalmak zorundalar

ECB Başkanı Mario Draghi, Yunan halkının borç krizinden çıkmak için Euro Bölgesi'nde kalması ve kemer sıkması gerektiğini söyledi. Draghi, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkmasına yönelik önerilere karşı çıkarak, bunun, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları çözmeyeceğini, aksine Yunanistan'da hem istikrarsızlığa hem de yüksek enflasyona yol açacağını vurguladı.

Almanya ve piyasaların baskısı olmasaydı bölge ülkelerinde kaydedilen ilerlemelerin gerçekleşmeyeceğine işaret eden Draghi, "Yunanistan, Parlamentonun onayladığı önemli reformları uygularsa aşağı yönlü döngüden kurtulabilir. Krizin üstesinden gelmek için istikrarlı siyasi koşullara ihtiyaç var" dedi. Yunanistan parlamentosu, borç yüklü ülkeye tahsis edilecek ikinci kurtarma kredi anlaşmasını onayladı.

Anlaşma, 300 sandalyeli Yunan parlamentosunda açık yapılan oylamada 213 milletvekilinin oyuyla kabul edildi. 79 milletvekili ise anlaşmaya ret oyu verdi. Yunanistan Merkez Bankası, ekonomik resesyonun bu yıl yüzde 4,5 daralma ile beklenenden kötü olabileceği uyarısında bulundu. Merkez Bankası yayımladığı yıllık raporunda, bu yıl ekonominin yüzde 4,5 daralmasının, işsizlik oranının yüzde 19'u geçmesinin beklendiğine dikkati çekti.

Merkez Bankası raporunda, ülkenin krizden çıkması için ekonomik büyümeye mümkün olduğunca hızlı dönmenin kilit unsur olduğuna dikkati çekerek, şubat ayında onaylanan kemer sıkma planının büyük bir sadakatle hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

IMF, Avrupa Komisyonu ve ECB, "Yunanistan'ın borç hedefini tutturamayabileceği" endişesi taşıyor. IMF, Avrupa Komisyonu ve ECB'nin Yunanistan'ın borç sürdürebilirliğini değerlendirdiği belgede, Yunanistan'ın borç yükü seviyesini düşüremeyeceği ve daha fazla yardıma ihtiyaç olabileceği konusunda "önemli riskler" bulunduğuna işaret edildi.

Belgede, "Yunanistan'ın, borç yükünü 2020 yılına kadar GSYH'nin yüzde 116,5 seviyesine çekmeyi amaçlayan iddialı tasarruf önlemleri programı ve yapısal reformlar, yetkililer, reformların uygulanmasını planlanan hızda yapamayacağı için kazaya uğrayabilir" denildi. Söz konusu belgede, programın risk dengesinin özel kreditörlerin kabul ettiği kayıplar göz önüne alındıktan sonra bile borç yükünün 2020 yılına kadar GSYH'nin yüzde 145,5 seviyesine düşeceği öngörülen senaryo yönünde eğilim gösterdiği ifade edildi.

Bernanke: Harcamalar yeterli değil

Fed Başkanı Ben Bernanke, ekonomideki toparlanmayı devam ettirmek için hala yeterli harcama ve yatırım olmadığını söyledi. Bernanke, tüketici harcamalarının küresel finansal kriz öncesindeki seviyeyle karşılaştırıldığında göreli olarak zayıf olduğunu, ekonomik büyümeye katkı veren borçlanma ve ticaretin düştüğünü belirtti. Fed Başkanı Bernanke, "Tüketici harcamaları iyileşmedi. Kriz öncesine göre hala göreceli olarak zayıf seyrediyor. Ekonomideki büyümeyi sağlayacak talep kaynağından mahrumuz" dedi.

ABD'de işsizlik maaşı başvuruları, 17 Mart'ta sona eren hafta işsizlik maaşı başvuruları 5 bin kişi azalarak 348 bin olarak kayıtlara geçti ve son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi. İşsizlik maaşı başvurularının son dört haftalık ortalaması da geçen hafta 356 bin 250'den 355 bine indi. Öte yandan IMF Başkanı Christine Lagarde, Çin ekonomisine övgüde bulunarak, "Çin'in küresel ekonominin büyümesine ve istikrarına sağladığı ivme olmasaydı, küresel ekonomik durum daha da felaket olabilirdi" dedi.

Çin'in son 30 yılda "muhteşem" bir büyüme sergileyerek tüm dünyanın dikkatini çektiğini belirten Lagarde, ülkenin son 30 yılda 370 milyon yeni iş imkanı oluşturduğunu ve yarım milyar insanın fakirlikten kurtulduğunu ifade etti. Japonya Maliye Bakanlığı, Japonya'nın geçen ay ihracatının bir yıl önceye göre yüzde 2,7 düşerek 65,2 milyar dolar, ithalatının ise yüzde 9,2 yükselerek 65,5 milyar dolar olduğunu açıkladı. Böylece şubat ayında Japonya 394 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. Japonya'nın dış ticaret fazlası vermesinde ekonomisi toparlanmaya başlayan ABD'ye otomotiv ve elektronik malzeme ihracatının artması etkili oldu.

Obama Kolej Başkanını aday gösterdi

ABD Başkanı Barack Obama, Dünya Bankası başkanlığı için Dartmouth Koleji Başkanı Jim Yong Kim'i aday gösterdi. Kim'in, Dünya Bankası'nın dünya genelindeki koşulları güçlendirmesine katkı sağlayacak önemli küresel deneyime sahip olduğunu ifade eden Obama, "Dünyanın en büyük kalkınma kuruluşuna bir kalkınma uzmanının liderlik etmesinin zamanı" dedi.

Dünya Bankası için diğer iki aday ise Nijerya Maliye Bakanı Ngozi Okonjo-Iweala ile Eski Kolombiya Maliye Bakanı Jose Antonio Ocampo. Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, 16 Şubat'ta 5 yıllık görev süresinin dolacağı 30 Haziran'da görevini bırakacağını açıklamıştı. Dün adaylık süresi sona eren Dünya Bankası, IMF ve Dünya Bankası bahar toplantılarının yapılacağı 20-22 Nisan'a kadar başkan seçimini tamamlamayı hedefliyor.

IMF ve Dünya Bankası kuruluşlarından bu yana ABD ile Avrupa arasında resmi olmayan anlaşmayla IMF'ye her zaman bir Avrupalı ve Dünya Bankasına ise bir Amerikalı başkanlık etti. Gelişmekte olan ülkeler bu geleneğini kırmaya çalışsalar da ABD'nin Dünya Bankası Yönetim Kurulu'nda en büyük oy hakkına sahip olması, kimin başkan olacağına karar vermede önemli avantaj sağlıyor.

Dolar değer kaybetti

ABD dolarının, uluslararası döviz borsalarında önemli para birimleri karşısında, Pazartesi günü açılış ve Cuma günü kapanış değerleri şöyle oldu:

PARA BİRİMİ PAZARTESİ CUMA
----------- --------- ---------
Japon Yeni 83,18 82,31
İsviçre Frangı 0,9170 0,9077
Kanada Doları 0,9919 0,9980

Londra döviz piyasasında pazartesi günü 1,3158 dolardan açılan Euro, cuma kapanışta 1,3265 dolara yükseldi. Aynı borsada pazartesi günü 1,5857 dolardan açılan İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,5866 dolar oldu. New York borsasında, altının ons fiyatı pazartesi günü 1.666,90 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.662,30 dolara geriledi.

ABD, Avrupa yükseldi, Asya düştü

ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 0,27 (34,59 puan) değer kazanarak, haftayı 13.080,73 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 0,31 (4,33 puan) artarak 1.397,11 puan, Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 0,15 (4,60 puan) artarak 3.067,92 puan oldu. Avrupa'da Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 0,16 (9,21 puan) değer kazanarak 5.854,89 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 0,21 (14,36 puan) artarak 6.995,62 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 0,11 (3,72 puan) artarak 3.476,18 puandan haftayı kapattı.

Asya'da Japonya'da Tokyo Borsası'nda Nikkei 225 Endeksi yüzde 1,14 (115,61 puan) azalarak 10.011,47 puana geriledi. Ayrıca Hong Kong Borsasında Hang Seng Endeksi yüzde 1,35, Avustralya Borsası yüzde 0,08, Şanghay Borsasında SE Composite Endeksi yüzde 0,95, Tayland Borsası yüzde 0,22, Yeni Zelanda Borsası yüzde 0,73 oranında değer kaybederken, Tayvan Borsası yüzde 0,21, Hindistan Borsası yüzde 0,36, Singapur Borsası yüzde 0,26, Güney Kore Borsası yüzde 0,04 oranında değer kazandı.

Petrol fiyatları yükseldi

Haftanın son işlem gününde ABD ham petrolünün Mayıs ayı teslimi varil fiyatı 106 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Mayıs ayı teslimi varil fiyatı 125 dolar seviyelerinde kapandı. Hafta başında 107 dolar seviyelerinde işlem görmeye başlayan Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı Mayıs ayı teslimi Cuma günü 106,87 dolar seviyesine geriledi. Londra Brent tipi ham petrolün Mayıs ayı teslimi varil fiyatı ise haftanın son işlem gününde 1 dolar 99 sent artarak 125,13 dolar oldu.

(AA)
 

Libya’da 8,1 milyon ton kapasiteli DRI tesisi yatırımına imza attı Kapasite fazlasına karşı strateji geliştirilmeli Filistin Büyükelçisi: Türkiye ilk ve en önemli ortağımız Katar ve FIFA'dan, 50 milyon dolarlık sosyal destek Borsa günü yatay tamamladı