CIA: Suriye Türkiye'den fazla harcıyor
CIA Factbook’un Türkiye ve Suriye’nin askeri yapılanmasıyla ilgili bölümünde ilginç bilgiler yer aldı.
Abone ol
ANKARA – Suriye bütçeden askeri harcama oranı sıralamasında Dünya 11’incisi oldu. Türkiye ise Dünyada 14’üncü sırada yer alıyor. CIA World Factbook’ta yer alan bilgilere göre Suriye 2005 itibarıyla GSYİH’sının yüzde 5.9’unu askeri harcamalara ayırdı.
Suriye bu oranla dünyada 11’inci sırada yer aldı. Aynı verilere göre Türkiye ise 2005 yılında GSYİH’sının yüze 5.3’ünu askeri harcamalara tahsis etti ve Dünya 14'üncülüğüne oturdu. Dünyada gayrısafi yurt içi hasılalarının yüzdesi itibarıyla askeri harcamaları en yüksek ilk 10 ülke şöyle: Umman 11.4, Katar 10, Suudi Arabistan 10, Ürdün 8.6, Irak 8.6, İsrail 7.3, Yemen 6.6, Eritre 6.3, Makedonya 6, Brundi 5.6.
CIA Factbook’a göre Suriye’nin askeri durumunu yansıtan ana rakamlar şöyle:
Suriye Silahlı Kuvvetleri: Suriye Arap Ordusu, Suriye Arap Deniz Kuvvetleri, Suriye Arap Hava ve Hava Savunma Kuvvetleri (Hava Savunma Komutanlığı dahil) (2008)
Askerlik çağı ve yükümlülüğü: Zorunlu askerlik yaşı 18, askerlik süresi 18 ay, kadınlar için askerlik zorunlu değil gönüllü, yeniden asker alınma durumunda yükümlülük 5 yıl, bu kişilere 15 yıl sonra ya da 40 yaşında ve 20 yıl sonra 45 yaşında emeklilik hakkı seçenekleri var. (2010)
Askerlik hizmeti için potansiyel insan gücü:
16-49 yaş arası erkek nüfus: 5 milyon 890 bin.
16-49 yaş arası kadın nüfus: 5 milyon 660 bin (2010 tah.)
Askerlik hizmetine uygun insan gücü:
erkek: 256 bin 698
kadın: 244 bin 712 (2010 tah.)
-TÜRKİYE-
Aynı yayında Türkiye için verilen rakamlar ise şöyle:
Askerlik hizmeti için potansiyel insan gücü:
16-49 yaş arası erkekler: 21 milyon 079
16-49 yaş arası kadınlar: 20 milyon 558 (2010 tah.)
Askerlik hizmetine uygun insan gücü:
16-49 yaş arası erkekler: 17 milyon 664
16-49 yaş arası kadınlar: 17 milyon 340 (2010 tah.)
Her yıl askerlik çağına ulaşan insan gücü:
Erkek: 700 bin 079
Kadın: 670 bin 328 (2010 tah.)
CIA Factbook’un Türkiye’nin askeri durumuna ayırdığı bölümünün "Military – note" kısmında ise şöyle deniliyor:
"İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), iktidarı ilk olarak aldığı 2002 yılından bu yana asker üzerindeki egemenliğini giderek artan şekilde savundu ve Türk Milli Polisi’nin (TNP) Kürk ayaklanmasıyla mücadelesinde sorumluluğunu giderek artırarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) iç güvenlikteki rolünü azalttı; TSK liderliği politikada rol oynamaya devam ediyor ve kendisini Türkiye’nin laik devletinin koruyucusu olarak görüyor; ana iç tehditler (tanımda sivil hükümetle bazı farklılıklarla birlikte) köktencilik, ayrılıkçılık (Kürt hoşnutsuzluğu) ve aşırı sol kanat; Ankara özerk bir Kürt bölgesi kurulmasına güçlü bir şekilde karşı çıktı; Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda ‘Kuvvet 2014’ programı çerçevesindeki gözden geçirme, ortak ve kombine harekat yeteneği ve daha büyük hareketlilik ve ateş gücüyle tanımlanan, yüzde 20-30 daha küçük, daha yüksek eğitimli kuvvetler oluşturmak üzere gerçekleşti; Kara Kuvvetleri Komutanlığı artan şekilde uluslararası barış koruma sorumlulukları üstlendi ve 2007 Nisanında Afganistan’da NATO Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) komutanlığında görev aldı; Türk Donanması gücünü Türk kıyı suları ötesinde yansıtmak için yeteneğini geliştirmek isteyen bölgesel bir deniz gücüdür; Donanma’nın NATO, çokuluslu ve BM harekatlarına ağırlıklı katılımı vardır; rolü deniz iletişim hatlarının güvenliği ve karasularının kontrolünü içeriyor; Türk Hava Kuvvetleri 2001 yılında bir ‘Uzay, Havacılık ve Füze Savunma Konsepti’ kabul etti ve entegre bir füze savunma sistemi üzerinde proje çalışması başlattı; Hava Kuvvetleri’nin öncelikleri çağdaş bir konuşlandırılabilir, dayanıklı ve sürdürülebilir bir kuvvet yapısına ulaşmak ve sürdürülebilir bir komuta kontrol sistemi oluşturmak (2008)"