Airbus ve Boeing'in yenilmez 'duopolü'

Küresel havacılık sektörü dev uçak üreticisi Airbus ve Boeing’in ikili tekelinde. Sektörde dişli rakiplerin ortaya çıkması ihtiyacına rağmen, yeni uçak üretimi için gereken karmaşıklık, maliyet ve zaman göz önüne alındığında, bu duopolin yakın bir gelecekte kırılması mümkün görünmüyor.

Abone ol

Aydın ŞAHİNALP

Airbus ve Boeing arasındaki rekabet, 1990'lı yıllardan beri devasa jet uçak pazarında bir duopol olarak nitelendiriliyor. İki şirketten oluşan tekel küresel havacılık endüstrisinde Airbus'ın hızla bir Avrupa konsorsiyumuna dönüşmesine ve Amerikan devi Boeing'in de en büyük rakibi McDonnell Douglas 1997'de bünyesine katması gibi bir dizi önemli birleşmelerin önünü açtı. Kızışan rekabetle güçlenen monopoli Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Lockheed Martin, Convair ve Fairchild Aircraft ve Avrupa'daki British Aerospace ve Fokker gibi uçak üreticileri artık etkili rekabet edemeyerek pazardan çekildi.

İki dev kazançlarını finansal performanslarına yansıtıyor

2007 ile 2016 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde Airbus aldığı 9 bin 985 siparişi 5 bin 644 teslimata, Boeing ise elde ettiği 8 bin 978 siparişi 5 bin 718 teslimata çevirmeyi başardı. İki havacılık devi rekabetteki kazançlarını finansal performanslarına yansıtıyor. Geçtiğimiz günlerde 2016 yılının son çeyrek bilançosunu açıklayan Boeing’in faaliyet kârında yüzde 39 artışla 3 milyar dolara çıkması ve gelirinin yüzde 9 artarak 25,4 milyar dolara ulaşması dikkat çekiyor. Boeing üst düzey yöneticisi (CEO), Dennis Muilenburg, 93.4 milyar dolar olan gelirinin 2018 yılında 96-98 milyar dolar aralığına ulaşacağını öngörüyor. Bu verilerden sonra şirketin borsada işlem gören hisseleri tarihi seviyeleri gördü.

İki model 10 yılı domine edecek
Küresel danışmanlık şirketi Oliver Wyman havacılık sektörünün geleceğine ışık tutan son araştırmasında “Sahadaki olası yeni rakiplerle bile, Boeing 737 ve Airbus A320 modellerinin 2028'e kadar kısa ve orta menzilli uçakların yüzde 92'sini oluşturacağını tahmin ediyoruz "ifadelerine yer verdi. Meksikalı Interjet Havayolları yakın bir tarihte filosunda yeni bir üreticiden uçak kullanmanın ne kadar riskli olduğunu keşfetti. Uçuş filosunda 22 adet Rus yapımı Sukhoi Superjet 100 uçağı bulunduruyor. Ancak yedek parça ile ilgili yaşadığı sorunlardan dolayı söz konusu yolcu uçaklarından dördünün hangara çekmek zorunda kaldı.

Almanya'da yayımlanan günlük ekonomi gazetesi Handelsblatt’ın Havacılık Muhabiri Jens Koenen, “Yeni uçak modelleri geliştirmek için gerekli büyük para yatırımı ve zaman başta olmak üzere karmaşık unsurlar nedeniyle diğer uçak üretici şirketleri Airbus ve Boeing gibi devleri yenme şansı yakalamıyor. Bu da Airbus ve Boeing’in giderlerini çok daha kolay bir şekilde karşılayabilmesini sağlıyor. Çin, Rusya, Brezilya ve Kanada’dan gelen oyuncular Airbus ve Boeing'in hakimiyetine meydan okumak için ciddi girişimlerde bulunuyor. Ancak engeli aşmaları zor. Bu nedenle analistler, yakın gelecekte Airbus-Boeing’in ikili tekelinin (duopoli) devam edeceği ve hatta güçleneceği görüşündeler” diye yazdı.

Göklerdeki duopolü güçlü kılan başka bir faktör daha bulunuyor. O da havayolu şirketlerinin her uçak modeli için mürettebat ve bakım takımları olması gerekliliği. Hal böyle olunca maliyetleri düşürme gereksinimi homojen filolara doğru uluslararası bir eğilime yol açıyor.

Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok İstanbul'da kiralar fırladı, küçük esnaf kepenk kapattı Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı İki şirketi için konkordato başvurusunda bulundu Hacıosmanoğlu'ndan istifa açıklaması