ABD ve Çin, küresel düzende yeni arayış içerisinde
ABD Başkanı Trump ve Çin Devlet Başkanı Cinping'in görüşmesi, iki ülke ilişkileri açısından taşıdığı önemin ötesinde, dünya genelinde etkileri merakla beklenen sonuçlar doğuruyor.
Abone olABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in buluşması, iki ülke ilişkileri açısından taşıdığı önemin ötesinde, dünyanın dört bir yanında etkileri merakla beklenen bir gelişmeydi. Görüşme öncesi ve esnasında 'askeri alanda' tanık olunan hareketliliğin, görüşmenin seyrinde belirleyici olduğu anlaşılıyor.
İki liderin görüşmesi, küresel düzen denilen yapıda meydana gelen belirsizliklerin aşılabilmesi veya bir başka döneme geçişin izlerini, en azından potansiyel olarak taşıyor olmasıyla dikkat çekiciydi. Küresel ölçekte muhtemel bir yeni dönemin başlangıcının ABD ve Çin arasında güven tesisine bağlı olduğuna kuşku yok.
Suriye üzerinden Kuzey Kore mesajı
Görüşme esnasında Esed rejiminin kimyasal silah kullanması üzerine Trump, ani bir kararla Suriye'de bir hava üssüne saldırı emri verdi. Bu gelişmenin iki lider arasındaki görüşmeleri gölgelediği gibi bir yaklaşım sergilense de, verilen mesajın doğrudan hedefinde Kuzey Kore bulunuyor.
Trump'ın Suriye rejimine yönelik füze saldırısı emri, Kuzey Kore rejiminin belki de bugüne kadar ayakta kalmasında yegâne sebep olan Çin'e bir tür hatırlatma olduğu da ortada. Ayrıca Trump'ın Cinping ile görüşmesi sırasında aldığı saldırı kararının görüşmelerin seyrini belirlemeye matuf bir yanı da var. Trump, ABD'nin her an bir 'girişimde' bulunabileceğinin sinyalini açık seçik ortaya koymuş oldu.
Asya-Pasifik'te kararlılık
ABD savunma ve dışişleri bakanlarının ziyaretleri sırasında, Kuzey Kore'nin agresif yaklaşımları ve Çin yönetiminin Güney Çin Denizi'ndeki yayılmacı politikasına karşı ortaya koydukları söylem ve duruş, ABD'nin Asya-Pasifik bölgesine yönelik kararlılık ve eylem noktasında giderek daha da netleşmekte olduğunu ortaya koyuyor.
Ticari ilişkiler yeniden ele alınmalı
Amerikan dış ticaret açığının önemli bir bölümünün Çin'le ticaretinden kaynaklanması bu ülkeyle ticari ilişkilerin yeniden ele alınmasını gerektirdiği açık. Öyle ki Trump'ın, Amerikan şirketlerinin ülke içi yatırımlara yönelmeleri şeklinde açıklanan içe kapanma politikasında ısrarcı olması, ABD-Çin ticaretinde yeni arayışları gündeme getiriyor.
Çin yönetiminin, iki ülke arasında ticaret savaşlarını başlatma sinyali yerine, ABD'nin talebi üzerine ticareti yeniden düzenleyecek bazı kararlar almaya niyetli olduğu anlaşılıyor. Kimsenin ağzına dahi almak istemediği 'ticaret savaşları' yerine, cuma günkü görüşmede Şi Cinping'in ABD'ye daha çok yatırım yapma ve daha çok Amerikan malı ithal etme vaadinde bulunması bir çözüm arayışı olarak değerlendirmek mümkün.