Yüzde 64’lük artışla Türkiye rekoru
Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçı Birliği kasım ayında yakaladığı yüzde 64’lük ihracat artışıyla Türkiye rekoru kırdı.
Rekabet gücünü sürdürülebilir olarak artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek ve üretim kalitesini düşürmeden verimliliği artırmak isteyen demir ve demir dışı metaller sektörü, Kasım ayında yüzde 64’lük artışla rekor kırdı. Bölge, bu artışı 2018 yılında da sürdürmeye odaklandı. Hem ihracattaki artış grafiğini devam ettirmek hem de yeni üretim teknikleri ve yeni ekipmanlar ile rekabetçiliğini artırmak isteyen sektör temsilcileri, çıkış yolunu ise Endüstri 4.0’da görüyor.
Bu yılın başından itibaren artışına hız kesmeden devam eden Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) ihracatı, Kasım 2017 itibariyle yüzde 64 gibi rekor bir artış oranıyla 1,6 milyar dolar olarak gerçekleşti ve her ayı artışla kapattı. Rekor artışın gurur verici olduğunu söyleyen ADMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, “Hem sektörün Türkiye geneli artışının hem de diğer sektörlerde yaşanan artışların önüne geçmemizin vermiş olduğu gururu tüm üyelerimizle paylaşıyoruz. Temennimiz bu başarıyı artırarak devam ettirirken, her bir üyemizin de bu artıştan en iyi şekilde yararlanması ve sonuç olarak ülkemizin kazanmasıdır” dedi.
Dönem sonu itibariyle, toplamda 181 ülkeye gerçekleştirilen ihracatta, ilk 20 sırada yer alan ülkelerin 18’inde ihracat artışı yaşandığını belirten Ulubaş, “Daha önce ihracatımız olmayan 16 ülke ise listeye dahil oldu. Bölgemizin sektöre yaptığı yüzde 10’luk katkı bizleri mutlu etti. Hatay sektörde en fazla ihracat yapılan üçüncü il konumunda yer alırken Kayseri, Adana ve Osmaniye ilk 20 il arasında yer aldı” diye konuştu. Ocak – Kasım döneminde gerçekleşen bu artışta, İtalya’ya gerçekleştirilen ihracatın yüzde 671 oranında Belçika’ya gerçekleştirilen ihracatın ise yüzde 464 oranında artmasının dikkat çektiğini ifade eden Ulubaş, “İtalya’ya en çok ihracatı gerçekleştirilen ürünler demir çelik yassı sıcak ve demir çelik kütük olurken, Belçika’da ise demir çelik yassı sıcak ve demir çelik boru öne çıktı” şeklinde konuştu. Ürün gruplarına bakıldığında yine aynı dönemde demir çelik yassı sıcak ihracatında yüzde 927’lik, demir çelik yassı kaplama ihracatında ise yüzde 612’lik artışın yaşandığını belirten Ulubaş, bu dönemde demir çelik yassı sıcağın en fazla İtalya ve Belçika’ya, demir çelik yassı kaplamanın ise ABD ve Yunanistan’a gönderildiğini kaydetti. Bu artışın devam edebilmesi için alternatif pazarlar bulunması ve nitelik dışında niceliğe de önem verilerek katma değerli ürünlere yönelmenin teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Ulubaş, sözlerini devlet destekleri konusunda üyelerini bilgilendirdiklerini söyleyerek sürdürdü.
E-ticarette yüzde 80 desteğe ilave yüzde 20 ADMİB desteği Teknoloji ve internet kullanımının yaygınlaşmasıyla daha fazla ülkeye ve dolayısıyla daha fazla alıcıya ulaşmak için artık birkaç tuşa basmanın yeterli hale geldiğini savunan Adnan Ersoy Ulubaş, elektronik ticaret ya da kısaca e-ticaretin; mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış, sigorta, dağıtım ve ödeme işlemlerinin internet üzerinden yapılmasını mümkün hale getirdiğini anlattı. E-ticaretin dünyada önde gelen ekonomilerde yoğun kullanılan bir yöntem olmakla birlikte, dünya e-ticaret hacminin ülkelere göre dağılımına bakıldığında başlıca ülkelerin sırasıyla Çin, ABD, Birleşik Krallık, Japonya ve Fransa olarak sıralandığını belirten Ulubaş, “Yıllar bazında Dünya perakende satışlarının artarak devam edeceği, e-ticaretin içindeki payının da aynı şekilde giderek artacağı varsayılıyor. 2015 yılı için 1,5 trilyon dolar olan e-ticaret perakende sektörünün, 2020’ye gelindiğinde 4,1 trilyon dolara ulaşarak toplam perakende sektörü içerisinde yüzde 15’e varan bir paya sahip olacağı hesaplanıyor. 2011/1 Sayılı Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğ kapsamında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yürütülen “E-ticaret Sitelerine Toplu Üyelik Projesi” kapsamında, Alibaba. com, Kompass.com ve Turkishexporter.net sitelerine yapılacak üyelik bedelleri yüzde 80 TİM tarafından prefinanse ediliyor” dedi.
ADMİB olarak firmaların bu imkanlardan hiçbir ücret ödemeden faydalanması amacıyla yüzde 80 devlet desteğine ek olarak yüzde 20 oranında destek verilmesi hususunda TİM ve Ekonomi Bakanlığından onay aldıklarını açıklayan Ulubaş, “Gayemiz ihracatçılarımızın bu tür olanaklardan daha fazla yararlanarak hem kendilerine hem de ülkemiz ekonomisine fayda sağlamalarıdır” diye konuştu.
Dijitalleşme ve Endüstri 4.0’a acilen adapte olmalıyız
Ekonominin kalkınması, milli gelirin yükselmesi ve daha çok yatırım yapılmasının yolunun ihracattan geçtiğini vurgulayan Ulubaş sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde sınırlar birbirine çok yaklaştı, rekabet arttı ve ürün seçenekleri çoğaldı. Bununla birlikte yeni iş modelleri oluşmaya başladı. Böyle bir ortamda yapmamız gereken; rekabet gücümüzü sürdürülebilir olarak artırmak, kazancımızdan feragat etmeden üretim maliyetlerini düşürmek ve üretim kalitesini düşürmeden hızımızı ve verimliliğimizi artırmak olmalı. Artık, daha fazla malı daha ucuza satıp sürümden kazanma devrinin sonuna geldik. Üretim ve sanayide, her alanda olduğu gibi geleneksel tekniklerin dönemi bitiyor ve yeni üretim teknikleri, yeni ekipmanlar rekabette söz sahibi olmaya başlıyor. Burada dikkat etmemiz gereken iki husus var. Birincisi bu dönüşümü yakalayabilmek, rakiplerimizin gerisinde kalmamak hatta onların önü-ne geçmek. İkincisi ise bu dönüşümü milli ve yerli ekipmanlarla, mühendislerle yapabilmek. Bunun için her türlü yeniliği yakından takip etmek bile yeterli değil, bu yenilikleri de üreten, geliştiren olmamız gerekiyor.”
Yasalar dönüşüme uygun hale getirilmeli
Ulubaş, “Dijitalleşme ve Endüstri 4.0 ile bir çok faklı sektörde rekabetin kuralları değişecek. Bu teknolojiye kendilerini adapte edenler kazanırken geç kalanlar maalesef varlıklarını sürdüremeyecekler” diyerek, “Ülke olarak bizlerin de bu değişime bir an önce ayak uydurmamız ve kendimizi gelişen teknolojiye adapte etmemiz gerekiyor. Bu noktada yapılması gereken şey Endüstri 4.0’a hazırlıksız yakalanmamak ve artık inovasyon ve teknolojide gerçek anlamda aktif olmaktır. Bunun içinse kuşkusuz küresel ihtiyaçları anlayacak ve cevap verebilecek hizmet ve ürünlere odaklanmamız gerekiyor” tespitlerinde bulundu. İlk etapta riskli ve maliyetli görülmesi muhtemel dönüşüm sürecinin devlet politikasıyla desteklenmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Ulubaş, şöyle devam etti: “Ancak tek tarafl ı olarak zorlamayla bu dönüşümün mümkün değil. Devletin destek mekanizmalarını aktif olarak kullanmak da dahil olmak üzere firmaların daha vizyoner bir bakış açısıyla gelecek yıllara hazırlanması gerek. Sadece işlerimiz kötü giderken değil iyi giderken de yeni fikirler üzerine çalışmalıyız. Dijital Dönüşüm Endeksi Raporu’na göre ülkemiz dijitalleşme yolunda dengeli ve gelişmeye açık bir yapıya sahip. Bu da bizi yeni yatırımlar için cazip hale getiriyor. ABD, İngiltere, Güney Kore gibi ilk grupta yer almasak da hızla gelişen ülkeler arasındayız. Ülkemizi bu ilk gruba dahil edebilmek için sanayiciler olarak devletten beklentimiz büyük. Devletimizden beklediğimiz en büyük destek, yasaların ve mevzuatın sanayide yaşanan bu dönüşüme uyumlu hale getirilmesi ve yeni gelişmelere açık hale getirilmesi.”