Yıl sonunda ihracatın 19 milyon tona ulaşması öngörülüyor
Ham çelik üretimi artışındaki yavaşlama eğilimi, ocak-eylül döneminde de sürerek, yüzde 0.9 oranında hafif bir yükselişle, 2017 yılının aynı döneminde 27.7 milyon tondan 28 milyon tona çıktı.
Türkiye çelik sektörünün beş yılı incelendiğinde; 2013 yılında üretimin 34.7 milyon tona, ihracatı 18.4 milyon tona, 2014 yılında üretimin 34 milyon tona, ihracatın ise 17.5 milyon tona gerilediği görülüyor. 2015 yılında üretim 31.5 milyon tona, ihracat 16.1 milyon tona düştü. 2016 yılında üretim 33.2 milyon ton, ihracat 16.5 milyon ton oldu. 2017 yılında ise üretim 37.5 milyon tona, ihracat ise 17.7 milyon tona yükseldi. Ham çelik üretimi artışındaki yavaşlama eğilimi, ocak-eylül döneminde de sürerek, yüzde 0.9 oranında hafif bir yükselişle, 2017 yılının aynı döneminde 27.7 milyon tondan 28 milyon tona çıktı. Bu yıl sonunda ihracatın miktar bazında 19 milyon tona, değer bazında ise 15 milyar dolara yükselmesi öngörülüyor. Türkiye’nin hedef pazarları arasında Güneydoğu Asya, Batı Afrika ve Güney Amerika bölgeleri yer alıyor. Diğer taraftan sektörün yine son beş yıllık ithalatı incelediğinde; 2013 yılında ithalatın 16.2 milyon ton, 2014 yılında ithalatın 14.8 milyon ton gerçekleştiği, 2015 yılında ise 20.6 milyon tona ulaştığı görülüyor. 2016 yılında ise bu rakam 18.8 milyon tona geriledi ve 2017’de ise 17.7 milyon ton olarak gerçekleşti.
Türkiye çelik sektörü, Endüstri 4.0 ve globalde diğer gelişmeleri yakından takip ediyor. Yeni teknolojilerin takibi konusunda son derece ileri adımlar atan sektör, son iki yılda önemli mesafe kaydetti. Ar-Ge merkezleri sayısını 25’e ulaştıran sektör, katma değerli ürünlerle rekabet gücünü de artırıyor. Türkiye’de çelik üretimi artarak devam ederken, son zamanlarda gerek döviz kuru gerekse fon uygulamaları etkisiyle görülen ithalattaki düşüş nedeniyle yurt içi talebin, yurt içi üretimle karşılanması gerekiyor. Bu durum, orta vadede iç talepte oluşan daralmanın giderilmesi halinde, ilave yatırım yapılmasını zorunlu kılıyor. Bu yönüyle ihracat artışından kaynaklanan üretim artışının yurt içi talep ile desteklenmesi, sektörün gelecek yıllarda üretim, istihdam ve dış ticaret açığının azaltılmasında Türkiye’ye katkı sunacak.