'Gündem yeniden ekonomi'
Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, “Ekonomi Bakanlığı, TİM ve ihracatçı birlikleri ile tüm dünyaya, ‘Türkiye’de demokrasinin temelleri sanıldığından çok daha derinde' mesajı verdik” diye konuştu.
Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, küresel ekonomi büyüme oranlarının zayıf seyretmesine rağmen Türkiye ekonomisinin pek çok ülkeden daha iyi bir büyüme hızı yakaladığını söylerken, bu nedenle devletin ihracatı büyümenin odağına oturtacak politikalara ağırlık vermesi gerektiğini vurguladı. Özellikle ihracatta daha rekabetçi olunabilmesi için katma değeri yüksek ürünlere yönelmek gerektiğine dikkat çeken Ulubaş, "Ekonomik büyümeyi hızlandıracak ve yatırımları artıracak adımlar bir an önce atılmalı" dedi.
Globalleşmenin gereği olarak birbirine sıkı sıkıya bağlı dünya ekonomilerinde yaşanan her gelişmenin Türkiye’yi de etkilediğini bildiren Adnan Ersoy Ulubaş, özellikle Türkiye ihracatının yarısının gerçekleştirildiği Avrupa pazarının büyüme hızının düşük olmasından olumsuz etkilendiklerini aktardı. Gerek Rusya krizi gerekse Suriye, Irak ve Kuzey Afrika ülkelerinde olduğu gibi elde olmayan sebeplerle ihraç pazarının daraldığından ve ihracatçıların zor durumda kaldığından bahseden Ulubaş, "Bu nedenle öncelikli hedef pazarlarımızı belirlemenin yanında 200’ün üzerindeki ülkenin tamamında da pazar fırsatlarını sektörler özelinde araştırma ve çeşitlendirme çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Başta İran olmak üzere komşu ve çevre ülkeler önemli fırsatlar sunuyor" dedi.
Küresel ihtiyaçlara yönelinmeli
Pazar geliştirmek gibi geleneksel çalışmaların yanında, Ar-Ge, tasarım, inovasyon ve markalaşmaya dayalı katma değeri yüksek ürünlere yönelmeyi başarmak için sinerji yaratılması ve şartların zorlanması gerektiğine vurgu yapan Ulubaş, daha rekabetçi olmak adına adımlar atılması gerektiğini söyledi. Gelişmiş ülkelerin Endüstri 4.0 devrimini konuşurken, Türkiye’nin konuya uzak kalmasının düşünülemez olduğunu aktaran Ulubaş, ekonominin tüm dinamikleri ile bir an evvel ortaklaşa hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Üretimin maliyet, hız ve kalite bakımından üst seviyelere çıktığını, ancak bunların yanında yeni koşullara adapte olacak şekilde yeniden ele alınması gerektiğini belirten Ulubaş, "Zira Endüstri 4.0’ın esnek ve hızlı üretim sağlaması yanında maliyetleri de düşürmek suretiyle firmaların ve ekonomilerin rekabet gücünü yukarıya çekmesi bekleniyor. Bu noktada yapılması gereken şey Endüstri 4.0’a hazırlıksız yakalanmamak tır. Bunun içinse kuşkusuz küresel ihtiyaçları anlayacak ve cevap verebilecek hizmet ve ürünlere odaklanmamız gerekiyor" dedi.
Dönüşüm süreci desteklenmeli
Dönüşüm sürecinin ilk etapta riskli ve maliyetli görülmesinin muhtemel olduğunu aktaran Ulubaş, bu sürecin devlet politikasıyla desteklenmesinin önemli olduğunu vurguladı. Bu süreçte firmaların da her geçen gün yenilenen ve çetinleşen piyasada daha rekabetçi olmaya kafa yorması gerektiğine de değinen Ulubaş, dönüşümün tek tarafl ı zorlama ile mümkün olmadığını bildirdi. Firmaların, devletin destek mekanizmalarını daha aktif kullanmak da dahil olmak üzere tüm şartlarını zorlayarak daha vizyoner bir bakış açısıyla gelecek yıllara hazırlanması gerektiğini söyleyen Ulubaş, "Sadece işlerimiz kötü giderken değil iyi giderken de yeni fikirler üzerine çalışmalıyız" diye konuştu.
İhracatçılar dünyaya demokrasi mesajı verdi
AB'de bankacılık krizi, ABD’de seçim ve FED faiz artışı, Çin’de ekonomik kriz beklentisi ve küresel yavaşlama gibi global pazarlarda yaşanan önemli gelişmelerin Türkiye’yi etkilemesinin yanında ülkenin kendine özgü risklerinin de bulunduğunu söyleyen Ulubaş, Suriye’de yaşanan gelişmeler, artan PKK terörü ve 15 Temmuz darbe girişiminin de ülke ekonomisi ve piyasasını negatif etkilediğini kaydetti. Ulubaş, darbe girişiminin ardından, hükümetin aldığı tedbirler ve açıkladığı destek paketleri ile hem iç hem de dış piyasaya güven verdiğine dikkat çekti. Ülkenin fahri birer tanıtım elçisi olan ihracatçıların, Ekonomi Bakanlığı, TİM ve ihracatçı birlikler ile tüm dünyaya, ‘Türkiye’de demokrasinin temelleri sanıldığından çok daha derinde" mesajı verdiğini söyleyen Ulubaş, bunlara rağmen özellikle Batı'dan beklenen desteği almadıklarını söyledi. Ulubaş, iş dünyası ve ihracat camiasının sevilen isimlerinden Erol Olçak ve oğlu Abdullah Tayyip Olçak'ın da şehit olduğu 15 Temmuz ve ertesinde Türkiye tarihine geçecek bir kahramanlık destanı yazıldı" dedi. Darbe girişimi gecesi TBMM'de, bombardıman altında demokrasi nöbeti tutan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin darbe ertesinde ise meslek örgütleriyle birlikte darbe girişimini dünyaya anlatmak üzere görevde olduğunu söyleyen Ulubaş, "Eleştiride son derece bonkör olanların iş takdir etmeye gelince aynı heveste olmadıklarını gördük. İçeride bir taraftan bölücü terör örgütü diğer taraftan darbeciler ve destekçileri ile uğraşan dışarıda ise komşusu Suriye’deki iç savaşın olumsuz etkileriyle mücadele eden ülkemizin daha fazla desteği hak ettiği düşüncesindeyim" diye konuştu.
MOODY’S’İN KARARI ANCAK SİYASİ OLABİLİR
Adnan Ersoy Ulubaş, Türkiye’nin kamu maliyesinin son derece sağlam olduğunu ve bütçenin ilk 8 ayda fazla verdiğini belirtirken, ayrıca kamu borç stokunun oldukça düşük olduğunu, küresel zayıfl ığa rağmen yılın ilk yarısında yüzde 3.9 büyüdüğünü ve cari açığın tehdit oluşturmaktan uzak olduğunu anlattı. Tüm bu gelişmelere rağmen, Moody’s tarafından alınan not indirimi kararının Türkiye’nin ekonomik gerçekleriyle bağdaşmadığına dikkat çeken Ulubaş, “Bu karar ancak siyasi olabilir” diye konuştu. Ulubaş, piyasaların da bu kararı aynı şekilde algılaması ve olumsuz tepki vermemesini, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığının göstergesi olarak değerlendirdi.
BÜYÜMEYİ HIZLANDIRACAK ADIMLAR BİR AN ÖNCE ATILMALI
Ulubaş, içeride ve dışarıda gündem ne olursa olsun, ekonomik büyümeyi hızlandıracak ve yatırımları artıracak adımların bir an önce atılması gerektiğini söylerken, bu adımların yeni ekonominin gereklerine uygun teknoloji içerikli, katma değerli ürünlere yönelecek şekilde atılmasının önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’nin insansız hava araçları, otomotiv, ilaç sanayi gibi alanlardaki performansının, potansiyelini ortaya koyması bakımından önemli olduğunu da aktaran Ulubaş, “Sürdürülebilir rekabet için ihracatta arzu edilen dönüşümü sağlamak adına mevcut başarılı uygulamalarımızı, yeni ekonominin gerekleri ile birlikte harmanlamalı ve yepyeni bir anlayışla yolumuza hızlanarak devam etmeliyiz” diye konuştu.