10. Kalkınma Planı'nda tarım ve gıda
Türkiye'nin 5 yıllını planlayan 10. Kalkınma Planı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi. Plan, 2014-2018 döneminde uygulanacak.
Planlar bir ülke için pusula niteliğindedir. Ancak, Türkiye'de "plan", "planlama" sözcükleri dahi "devletçilikle" hatta daha da ileri gidilerek "komünizm" ile bağdaştırıldığı için pekte hoşlanılmayan kavramlardır. Özellikle 1980 sonrasında hazırlanan planlar değil, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların dayattığı liberal ve vahşi kapitalizm politikaları etkin olarak uygulandı.
Tarımda da en temel eksikliklerden birisi üretim planlamasının yapılmamış olmasıdır.
Bu çerçevede yeni bir plan 10. Kalkınma Planı hazırlandı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi. Plan'ın tarım ve gıda ile ilgili bölümünü paylaşıyoruz.
Kalkınma Planı'na göre tarım ve gıdaya ilişkin durum analizi şöyle:
1- Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminin başında, dünya gıda arz-talep dengesinde sürekli ve hızlı değişimlerin ve aşırı spekülatif hareketlerin etkisiyle tarım ürünleri fiyatlarında meydana gelen artış istikrarsızlığa neden olmuş, bu durum gıda krizini beraberinde getirmiştir. Diğer taraftan, 2007-2012 dönemi boyunca ülkemizdeki tarımsal ürünler fiyat endeksi, toplam üretici fiyatları endeksine göre daha hızlı yükselmiş, göreceli olarak kârlı bir sektör haline gelen tarıma yapılan yatırımlar dolayısıyla istihdam artmıştır.
2- Plan döneminin başında ülkemizde yaşanan kuraklık sonucu 2007 yılında tarım sektörü önemli oranda küçülme gösterse de 2007-2012 döneminde yıllık ortalama yüzde 2.1 olarak büyümüştür. 2007 yılı dikkate alınmadığında ise tarım sektöründeki yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 3.9 olmaktadır. 2006 yılında yüzde 24 düzeyinde olan tarım sektörü istihdamının toplam istihdamdan aldığı pay, 2012 yılında yüzde 24.6 olarak gerçekleşmiştir. Tarımın GSYH içindeki payı, plan dönemi başında yüzde 8.3 seviyesindeyken 2012 yılı sonuna gelindiğinde yüzde 7.9'a gerilemiştir.
3- Tarıma dayalı sanayi ürünlerinin ihracatında yaşanan hızlı gelişmeler ve artan yurtiçi talep, tarımsal ürün ithalatının önemli ölçüde artmasına neden olmuştur. Bu çerçevede, tarım ihracatı 2006 yılında 3.6 milyar dolar (gıda ve içecek sanayi dahil 8 milyar dolar), ithalatı ise 2.9 milyar dolar (gıda ve içecek sanayi dahil 5.4 milyar dolar) seviyesinde gerçekleşmişken, 2012 yılında ihracat 5.4 milyar dolara (gıda ve içecek sanayi dahil 14.9 milyar dolar) ve ithalat ise 7.5 milyar dolara (gıda ve içecek sanayi dahil 12.6 milyar dolar) yükselmiştir.
4- Toplam tarımsal destekleme ödemeleri 2006 yılında 4.8 milyar TL iken 2013 yılı bütçesi itibarıyla yaklaşık yüzde 88 oranında artış göstererek 9 milyar TL'ye yükselmektedir. Doğrudan Gelir Desteği uygulamasına 2009 yılında son verilmesiyle, destekler, alan ve ürün bazlı ödemeler şeklinde sürdürülmüştür. 5488 sayılı Tarım Kanunu ile çerçevesi çizilen tarımsal politikalar plan döneminde ürün, üretim ve üretici odaklı ve bölgesel temelli olarak şekillenmiş olup, tarımsal desteklerin tarım havzaları ve işletme temelli bir yapıda verilmesi ve gelir istikrarının sağlanması yönünde geliştirilme ihtiyacı sürmektedir. Buna karşılık, söz konusu politikaların uygulanmasına temel oluşturacak tarım bilgi sistemlerinin kurulmasına devam edilmiştir.
5- 2006 yılına kadar toplam 0.6 milyon hektar alanda tamamlanan toplulaştırma çalışmalarının, 2013 yılı sonunda 4.2 milyon hektara ulaşması öngörülmektedir. Diğer taraftan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nce (DSİ) işletmeye açılan net sulama alanı 2006 yılı sonunda 2.53 milyon hektar iken, 2012 yılı sonu itibarıyla 2.81 milyon hektara çıkmış olup, Plan dönemi sonunda 2.91 milyon hektara ulaşması beklenmektedir. Sulama yatırımları ile arazi toplulaştırma çalışmalarının uyumlu yürütülmesi ve sulama oranı ve randımanının artırılması önceliğini korumaktadır.
6- Son on yıllık dönemde, birim alan ve hayvandan elde edilen verimler ile tarımsal işgücü verimliliği artmıştır. Bitkisel üretim ve hayvancılıktaki verim artışında; TİGEM başta olmak üzere kamu kesimi ve özel kesimin sertifikalı tohum ve damızlık hayvan üretimine dönük yatırımları ile kırsal kalkınma destekleri aracılığıyla yapılanlar dâhil mekanizasyon yatırımlarının olumlu sonuçları etkili olmuştur. Bu bağlamda, süt ve beyaz et üretiminin yanı sıra, özellikle mısır, pirinç ve ayçiçeğinde verim artışına bağlı üretim artışları gözlenmiştir.
7- Türkiye'de hayvancılık işletmeleri genelde küçük ölçekli olup yem bitkileri üretimi ile çayır ve meraların korunma ve ıslahı yetersiz, suni tohumlama sayısı uluslararası ortalamaların altında ve hayvan hareketleri ile hayvan sağlığına yönelik önlemler yeterlilikten uzak bir durumdadır. Bu bağlamda, Plan döneminde hayvancılık desteklemeleri miktar ve çeşit olarak artırılmış ve bölgesel projeler uygulamaya konulmuş, bu destekler son yıllarda et ve süt üretiminde artış getirmiştir. Diğer taraftan, aynı dönem içerisinde et üretiminde arz açığı doğuran gelişmeler ve tüketim artışı et fiyatlarında dalgalanmalara neden olmuş ve bu kapsamda 2010 yılında başlatılan kasaplık canlı hayvan ve et ithalatı azalarak da olsa devam etmiştir.
8- Tarımsal ürün piyasalarını daha rekabetçi ve verimli bir yapıya dönüştürmek üzere; hâller, lisanslı depoculuk, ürün ihtisas borsaları ile vadeli işlem ve opsiyon işlemlerine ilişkin düzenlemelere gidilmiştir.
9- Tarımsal Ar-Ge faaliyetlerinde gen bankalarının kurulması, yeni ürün çeşitleri ile biyoteknoloji ve nanoteknoloji alanlarındaki faaliyetlerin geliştirilmesi, tarımsal teknoparkların oluşturulması ile yenilenebilir enerji kullanımı konularında gelişmeler kaydedilmiştir.
10- Plan döneminde, "Tarım ve Kırsal Kalkınma", "Gıda Güvenilirliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı" ile "Balıkçılık" başlıklarında AB'ye uyum çalışmalarına devam edilmiş, ancak sadece "Gıda Güvenilirliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı" faslı müzakereye açılmıştır.
Kalkınma Planı'na göre tarımdaki genel durum bu. Plan döneminde yapılacakları, amaç ve politikaları yarına yazdık.