Sakın "Eylem planı bahane, fiyat dalgalanması şahane" olmasın!
Tarih 10 Aralık 2015... Ekonomiyle ilgili yoğun bir bilgi akışı var... Öncelikle Başbakan Davutoğlu'nun açıklaması. Başbakan, hükümetin ağırlığı ekonomi olan eylem planını açıklıyor.
Veri akışının diğer cephelerinde büyüme hızı bulunuyor. Türkiye, üçüncü çeyrekte yüzde 4 gibi şaşırtan bir büyüme hızına ulaşmış.
Bir başka veri, ekim ayının ödemeler dengesi. Buna göre, ekim ayında cari denge yalnızca 133 milyon dolar açık vermiş. Geçen yılın aynı ayındaki 2.3 milyar dolara göre neredeyse kıyas götürmeyecek bir azalma var. İlk on aydaki açık da 33.8 milyar dolardan 25.4 milyar dolara inmiş. Bu arada, ekim ayında net hata ve noksan negatif 2.1 milyar dolar olmuş. "Türkiye'ye valizlerle, TIR'larla kaynağı belirsiz para giriyor" diyenler suspus; bu 2.1 milyar dolar yine valizlerle mi çıkarılmış, hangi ülkeye götürülmüş; niye sesiniz çıkmıyor?
Akıyor veriler, bilgiler... Petrol fiyatları 39 dolara inmiş, 40 doların altında salınıyor artık. Daha da düşebileceği yolunda yorumlar yapılıyor.
8 Kasım'da ekim ayının sanayi üretimi açıklanmış; rekor bir artış var. Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre yüzde 5'e, arındırılmamış endekse göre yüzde 15'e yaklaşan bir büyüme gerçekleşmiş.
Şimdi bu veri ve bilgi yumağı içinde büyüme olumlu, sanayi üretimi olumlu, cari dengedeki gerçekleşme olumlu, petrol fiyatının düşüyor olması olumlu. Bunların piyasayı olumlu yönde etkilemesi beklenir, değil mi... Ama öyle olmuyor, o gün bizim piyasada rüzgar bir anda sert esmeye başlıyor.
Türk parası değer yitiriyor, hisse senedi fiyatları düşüyor, faiz yükseliyor...
"Neden böyle oluyor acaba" diye fazla kafa yormaya gerek yok, çünkü açıklamalar peş peşe geliyor:
- Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı eylem planı beklentileri karşılamadı, onun için piyasa böylesine sert bir tepki verdi.
- İyi de Başbakan'ın ne açıklaması bekleniyordu, beklenti neydi ki?
- Görmüyor musun, Başbakan sanki AKP'nin seçim öncesindeki vaatlerini sıraladı, başka bir şey demedi.
- Doğru, vaatler sıralandı da, piyasaların kurtarıcı gibi beklediği diğer şeyler neydi?
- (...)
- Sahi Başbakan ne açıklasaydı piyasalar böyle olumsuz tepki vermezdi de şaha kalkardı?
- Yok yok, bir şey demedi Başbakan, ondan böyle oldu piyasalar.
- Başbakan'dan duymak istediklerinizi şöyle somut biçimde sıralayabilseydiniz, ne güzel olurdu. Sakın siz de beklentileri söylemeye çalışırken bir şey demiyor olmayasınız.
- Yok yok, Başbakan'ın bir şey dememesi kötü oldu. Daha net konuşmalıydı Başbakan. Hem yalnızca eylem planındaki eksiklik değil. Komşularla ilişkilerdeki sıkıntı var. Rusya meselesi, Musul meselesi. FED'in faiz artırması, hepsi üst üste geldi.
- İyi güzel de, Rusya uçağını yeni mi düşürdük, hem FED'i artık sağır sultan duydu. Rusya uçağı sorunu yaşanmamış olsa bile, FED'in kararını etkileme şansımız olduğu söylenebilir mi?
***
Eylem planının, ağırlıklı olarak, AKP'nin 1 Kasım öncesindeki vaatlerinin hayata geçirilme takvimi olduğu görüşü doğrudur. Ama tuhaf olan, bu eylem planı içinde çok daha yenilikçi, çok daha şaşırtıcı unsurların bulunacağının beklenmesidir. Ne yani, 2003 başından beri hükümette olan bir parti, birden değişecek ve bunca zaman yapmadıklarını yapmak için müthiş bir çaba içine mi girecekti, beklenen bu muydu?
Bazı dişe dokunur vaatler varmış, bu kabul ediliyor; ama içi boşmuş, belli bir takvime bağlanmamış, bu vaatlerin nasıl hayata geçirileceği somut biçimde ortaya konulmamış... AKP'nin, dile getirdiği bu vaatlerini mutlaka gerçekleştireceğine inanılıyor ve takvimin somut biçimde açıklanacağı umuluyordu demek ki...
AKP'nin 2016'da Anayasa değişikliğini gerçekleştirmeye ve bu değişikliğin referandumdan kazasız belasız ve yüksek bir oranda kabul edilerek geçmesine oynadığını görsek artık...
***
Piyasalarda, özellikle hisse senedi piyasasında yaşanan dalgalanmada aslında şaşılacak bir yön yok. Borsayı, bir hisse senedi gibi düşünelim ve fiyatı da 75 lira olsun. Bu fiyat günler boyu sabit, hep 75 lira düzeyinde.
Elinde para olanlar 75 liradan borsa alıyor, bir süre bekliyor, fiyat değişmemiş, kar sıfır. Alanların bir kısmı satıyor, alışla satış aynı fiyattan, kar sıfır. Almak isteyenler var, onlar bakıyor gelişmelere, kar etme olanakları yok.
Bir hareket yaratmak lazım, değil mi... Fiyatı bir şekilde artırmak, sonra düşürmek, ardından tekrar artırmak; ya da tersini yaparak, bir hareket yaratmak lazım. Bu hareket olmazsa kar olmuyor, olamıyor.
Fiyatın hızla düşmesi için de genel kabul gören, geniş kitlelerin "doğru" diyeceği bir gerekçe üretmek lazım.
"Eylem planı beklentileri karşılamıyor", "Rusya ve Irak'la olan ilişkiler gerginlik yaratıyor", "FED'in faiz artırımının yaklaşması dolara yönelişi hızlandırıyor"; falan filan...
Durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir. Bu gerekçeler de bir ölçüde doğrudur, ama olan biten her şeyi açıklayabilir mi...
Bakalım önümüzdeki birkaç gün içinde, hatta belki de bugün, bu eylem planının işe yaradığı, Rusya ve Irak gerginliğinin geride kalmakta olduğu, FED etkisinin artık fiyatlara yansıtıldığı ve çok zayıfladığı türü yorumları duyacak mıyız? Hiç kuşkunuz olmasın, biz sondan başa gider, rakamlar olumluya dönerse bu kez de bu tür yorumları okumaya başlarız.