Yeni Gelir Vergisi Tasarısı (3)
Geçen hafta yayınlanan iki makalede, yeni Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı’yla ilgili konuları yazmaya başlamıştım. Bugünkü makalede, tasarının kurum kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin düzenlemelerinin özetine devam edilmektedir.
1) Verginin ismi ve konusu
Tasarı kurum kazançlarının gelir vergisine tabi tutulmasını öngörmektedir. Tasarının bu şekilde yasalaşması durumunda vergi sistemimizde kurumlar vergisi diye bir vergi olmayacaktır.
Tasarıya göre kurum kazancı, mevcut kanunda olduğu gibi, gerçek kişilerin gelir unsurlarından oluşmaktadır.
2. Vergi oranı
Kurumlar için vergi oranında bir değişiklik yapılmamaktadır. Kurum kazançları halen olduğu gibi % 20 oranında gelir vergisine tabi olacaktır.
3. Yıllık beyanname verme zamanı
Tasarıyla yıllık beyanname verme süresi bir ay öne çekilmektedir. Kurumlar, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen üçüncü ayın başından yirminci günü akşamına kadar yıllık beyannamelerini vereceklerdir.
4. Vergi ödeme zamanı
Yıllık beyannameyle bildirilen kazanç üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisinin ödeme süreleri de bir ay öne çekilmektedir. Tasarıya göre kurumların gelir vergisi, beyanname verilmesi gereken ayın sonuna kadar ödenecektir.
5. Geçici vergi dönemleri
Dördüncü dönem geçici vergi beyannamesi kaldırılmaktadır. Diğer konularda esas itibariyle bir değişiklik öngörülmemektedir.
6. Kurum kazancından indirilemeyecek giderler
Tasarıda, kurum kazancından indirilemeyecek giderlerle ilgili olarak şu düzenlemeler öngörülmektedir:
- Finansman gider kısıtlamasına ilişkin mevcut düzenleme korunmaktadır.
- Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin kazançtan indirimi kabul edilmemektedir.
- Teşebbüs sahibi veya serbest meslek erbabı tarafından işlenen suçlardan doğan tazminatların ticari kazançtan indirilemeyeceğine ilişkin kural, kusursuz sorumluluk halinde ödenen tazminatı kapsamayacak şekilde yeniden düzenlenmektedir.
- Mevcut düzenlemede olduğu gibi, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, koşulların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar olarak tanımlanmaktadır. Mevcut düzenlemeden farklı olarak, maddede “Gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulamasında” ifadesine yer verilmemektedir. Bu yazım şeklinin, uygulamada bazı değişikliklere yol açabileceği düşünülmektedir.
- Benzer şekilde, mevcut düzenlemede olduğu gibi, örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz ve benzerleri, örtülü sermaye koşullarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı olarak tanımlanmakta, burada da “Gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulamasında” ifadesine yer verilmemektedir.
7. İhracatçılarda götürü gider uygulaması
İhracat, yurt dışında inşaat, onarım, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunanların, bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşi ile sınırlı olarak dikkate alabildikleri götürü gider, bu işlerle ilgili fiilen katlanılan ancak tevsik edilemeyen giderleriyle sınırlandırılmaktadır.
8. Taşınmaz ve iştirak hissesi satışında istisna uygulaması
Kurumların en az iki yıl süre ile sahip oldukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazançların % 75’ini vergiden istisna tutan düzenleme değiştirilerek, kazancın istisna tutulacak kısmı elde tutma süresine bağlı olarak kademelendirilmektedir.
Öngörülen düzenlemeye göre, kurumların aktiflerindeki taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının,
- İki tam yıldan sonra satışından doğan kazançların %40’ı,
- Üç tam yıldan sonra satışından doğan kazançların %50’si,
- Dört tam yıldan sonra satışından doğan kazançların %60’ı,
- Beş tam yıldan sonra satışından doğan kazançların %75’i,
gelir vergisinden istisna olacaktır.
Tasarının geçici maddesiyle, kurumların aktiflerine kayıtlı iktisadi kıymetlerden Kanun’un yayımı tarihi itibariyle iki yıl süreyle elde bulundurulmuş olanların, Kanun’un yayımı tarihinden sonra elden çıkarılmasında, yukarıda yer alan oranların yerine % 75 oranının uygulanması öngörülmüştür.
Öte yandan tasarıda istisnanın, sat geri kirala yönteminde finansal kiralama şirketleri ve bunlara taşınmazlarını devreden ve devralan mükelleflerin, süre koşuluna bakılmaksızın yararlanmasına ilişkin hüküm konmaktadır.
Taşınmaz ve iştirak satış kazancı istisnasında, istisna edilen kazanç tutarı dışında konunun özüne ilişkin bir değişiklik öngörülmemektedir. Bununla birlikte ilgili maddenin gerekçesinde, bugüne kadarki Bakanlık ve yargı yorumuyla da uyumlu olmayan ifadelere yer verildiği görülmektedir. Gerekçede yer alan özellikle iki konudaki ifadeler, sonuçları itibariyle önemli görülmektedir. Bunlardan birincisi, tasarıda yer alan holding şirketlerin ellerinde tuttukları iştirak hisselerinin satışında istisnanın uygulanamayacağına ilişkin ifadedir. İkincisi ise grup şirketleri arasında yapılacak satışlardan elde edilen kazancı fiktif olarak değerlendiren ve istisna kapsamında olmadığını ifade eden cümlelerdir.
9. Yurt dışı kazanlarda iştirak ve şube kazançlarında istisna
Kurumların, yurt dışı iştirak kazançları, yurt dışı şube kazançları ve yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkartılmasından doğan kazançları, mevcut Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan koşullar çerçevesinde gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır.
10. Tasfiye, birleşme, bölünme ve devir
Tasarıda bu konularla ilgili olarak herhangi bir değişiklik öngörülmemektedir.
Yeni Gelir Vergisi Tasarısı’yla ilgili konulara devam edilecektir.