Türk dizileri İsveç'te tartışıldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

STOCKHOLM - İsveç'te de gösterilen ve ilgi gören ”Son” adlı dizinin yapımcısı Ay Yapım şirketinin yöneticisi Kerem Çatay, Türk dizilerini Türk kanalları için çektiklerini, Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinden talep geldiği için bu ülkelere de satıldığını söyledi.

Türkiye ile birçok ülke televizyonunda büyük beğeni ile takip edilen Türk dizileri ile ilgili panel İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlendi. Stockholm Zita Sineması'nda "Televizyon dizilerinde Türk Dalgası" adı altında düzenlenen panele ev sahipliğini Stockholm Üniversitesi'nde yeni açılan Türkiye Çalışmaları Enstitüsü yaptı.

Panelin moderatörlüğünü Stockholm Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Enstitüsü Başkanı Dr. Paul T. Levin yaparıken, Türkiye'den Ay Yapımın yöneticisi Kerem Çatay, İsveç Televizyonu Program Alım Sorumlusu Magdelana Löfström, İstanbul Kadir Has Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Melis Behlil ile aynı üniversiteden Yeni Medya Bölümü öğretim görevlisi Eylem Yanardağoğlu ve Sparks Network Satış yöneticisi Fredric af Malmborg konuşmacı olarak katıldı. Paneli, üniversiteden öğretim görevlileri, öğrenciler ve İsveç'te yaşayan Türk vatandaşları takip etti.

Panelde Türk dizilerinden Med-Cezİr, Son, 20 dakika, Ezel dizilerinden görüntüler izlettirildi. Ayrıca, Türk dizilerinin Ortadoğu ülkelerindeki izleyicilerinin görüşleri ile günlük hayatlarında ne gibi değişiklikler yol açtığını anlatan belgesel ”Kısmet”ten de bir bölüm gösterildi.

Gümüş yolu açtı

Panelin açılışını yapan Dr. Paul T. Levin, Türk dizilerinin  yurt dışına açılımının  ”Gümüş” adlı dizi ile başladığını ve bugün ise Ortadoğu, Balkanlar, Rusya, Uzakdoğu ülkeleri başta olamak üzere birçok ülkede Türk dizilerinin gösteriminin yapıldığını,  ”Son” adlı dizinin ”Yalan” adı ile İsveç'te devlet televizyonu SVT'de gösterildiğini ve büyük beğeni ile takip edildiğini kaydetti. Dr. Levin, dizileride rol alan Türk sanatçılarının da yine bu ülkelerde büyük bir hayran kitleleri olduğuna dikkati çekti.

Levin, Türk dizilerinin başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin tanıtımı için iyi bir araç olduğunu söyleyerek, ”Diziler sayesinde Türkiye'nin imajı pozitif yönde çok iyi tanıtılıyor” dedi.

Daha sonra söz alan Keram Çatay ise Türkiye ve dünyada pek çok ülkede beğeni ile izlenen dizileri, Türk televizyon kanallarından gelen istekler üzerine çekildiğini kaydetti. Dizilerde herhangi bir politik proje ya da propaganda bulunmadığını kaydeden Çatay, ”Bu diziler, insanlar televizyonlarda izlesinler diye çekiliyor. Bu bir iş, tamamen arz talebe göre bir kurum. Dizileri Türkiye'ye göre üretiyoruz. Yani bu işi Türkiye'deki televizyon kanalları adına yapıyoruz. Türk televizyonunda başarılı olan dizileri yurt dışındaki ülkelere de satıyoruz” dedi.

Yeşilçam etkisi

Panelde konuşan Doç. Dr. Melis Behlil de Türkiye'de izleyicinin yerli film seyretme alışkanlığını hatırlatarak, bu eski filmlerin Ortadoğu ülkelerinde de beğeni ile seyredildiğini ifade etti. Behlil, ”Bu filmlerden esinlenilerek, yeniden dizi şeklinde ekranlara getiriliyor. Ortadoğu ülkeleri bizim kültürümüze çok yakın ve bizim filmlere ilgi duyuyorlar” dedi.

Türkiye'de dizilerin etkisinin birkaç yıl daha aynı şekilde devam etmesini beklediğini kaydeden Behlil, ”Dizi sektöründeki büyüme bir süre sonra durabilir ama tamamen duracağını düşünmüyorum. Çünkü çok iyi oyuncular var, kendilerini çok iyi yetiştiriyorlar, ciddi şekilde çalışıyorlar” dedi.

Hikayeler güçlü, teknikler çok iyi

Panelde konuşan Dr. Eylem Yanardağoğlu da üniversite olarak 2011 yılında Filistin ve Mısır'da Türk dizi izleyicileri ile yaptıkları incelemenin sonuçlarını anlattı. İki ülkede daha çok kadınlara ”Neden Türk dizisi izlediklerini” sorduklarını anlatan Yanardağoğlu, izleyicilerden 4 ortak yanıt aldıklarını söyleyerek, şunları kaydetti:

”İzleyici, Türk dizilerinde artan teknik kaliteye dikkati çekti. Yani Türk film şirketlerinin teknik alandaki yeniliklere önem vererek filmlerde yakaladığı kalite önemliydi. Ayrıca bu ülkelere Türkiye'deki kültür ve dini inançların yakın olması. Bir diğer neden de Türkiye'de dış politikadaki değişim. Türkiye'deki politik değişim ile birlikte Türkiye'ye karşı duyulan önyargıların azalması Türk dizilerinin de daha fazla izleyici toplamasına neden oldu. Ayrıca Türkiye'deki modernleşmenin etkilerini fark ediyorlar. Türkiye'nin bazı yönlerini çok batılı buluyorlar. Kadın erkek ilişkileri ilginç geliyor.”

Türk dizilerinin batı ülkelerinde ilgi görmesini Yanardağoğlu, dizilerdeki hikayelerin çok güçlü olmasına bağladı. Yanardağoğlu, Türk dizilerinde yükselişin 4 ile 5 yıl daha devam edeceğini ve daha sonra doygunluğa ulaşması durumunda duralama yaşanabileceğine işaret etti.

”20 dakika” İsveç yolcusu

Geçen yıl ”Son” adlı dizinin ”Yalan” adıyla gösterildiği İsveç devlet televizyonu SVT'nin Program Alım Sorumlusu Magdelana Löfström de Amerikan dizilerinden sonra başka bir ülkeye ait dizi izlemek için bu filmin seçildiğini ve dizinin İsveç'te seyirci tarafından büyük beğeni ile takip edildiğini anlattı.

Sparks Network Satış yöneticisi Fredric af Malmborg da İsveç'te ilk Türk dizi filminin beğeni ile izlenmesinden sonra yeni filmlerin de getirilebileceğini kaydetti.

Bu dizilerin hangileri olduğu konusunda bilgi verilmezken, İsveç televizyonunda ocak ayından sonra ”20 dakika” adli dizinin gösterimi için görüşmelerin devam ettiği öğrenildi.

Bu arada İsveç gazetesi Svenska Dagbladet'te Anders Q. Björkman imzası ile yayımlanan makalede, geçen yıl İsveç televizyonunda gösterilen ”Son” adlı dizinin 30 ülkeye daha satıldığı, bunun yanında Amerikalı Fox şirketinin yapım haklarını aldığı bildirilirken, Türk dizilerinin artık sınırların ötesine ulaşmasının olağandışı bir olay olmadığına dikkat çekildi.