Tarım toprakları bölünmesin ki organize sanayi kurulabilsin!
Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası'nda yapılan değişiklik yürürlüğe girdi. Yasanın temel amacı tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini önlemek. Fakat, yasa çıkarmak tarım topraklarını korumaya yetmiyor.
Hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde muhalefetin de tam desteği ile yasa çıkarırken, diğer tarafta Bakanlar Kurulu, ülkenin her tarafında “Acele Kamulaştırma” kararları ile verimli tarım topraklarını hoyratça imara açıyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın dokunaklı kamu spotlarının aksine, tarım topraklarında sanayi tesisleri, konutlar yükseliyor.
Son 10 yılda ne kadar tarım toprağı kaybedildiğini biliyor musunuz?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'nin toplam tarım alanı 2002 yılında 26.5 milyon hektar iken, 10 yılda 23.7 milyon hektara geriledi.
Tarım alanlarının yaklaşık yüzde 65'i ekilebiliyor. Ekilebilir tarım toprağı 2002 yılında 18.1 milyon hektar iken 2012'de 15.4 milyon hektara geriledi. Yılda ortalama 4 milyon hektar alan nadasa bırakılırken, geriye kalan diğer alanlar sebze, meyve, bağ ve zeytinlik olarak değerlendiriliyor.
Yaşadığınız kentin, kasabanın etrafına bakarsanız birzamanlar tarım yapılan alanlarda, verimli ovalarda konut projeleri yükseldiğini, sanayi tesisleri kurulduğunu göreceksiniz. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı tüm hızıyla sürüyor.
Bu konuda önemli bir örnek, Tekirdağ'ın Karahisarlı, Yağcı ve Nusratlı Köyleri'nin bir bölümünü kapsayan alanda kurulacak olan Süleymanpaşa Organize Sanayi Bölgesi'dir.
Çiftçiler, bölge halkı seslerini duyurmak için, “Tarım Topraklarımızı ve Yaşam Alanlarımızı Koruyalım Platformu” oluşturdu. Platformu oluşturanlar, organize sanayi bölgesine, sanayi tesislerine karşı olmadıklarını, ancak 1.sınıf tarım arazisi yerine, daha verimsiz alanlara kurulmasını istedi.
Ancak, organize sanayinin kurulacağı 4 bin dekardan fazla 1.sınıf tarım arazisi ile ilgili Bakanlar Kurulu'nun “Acele Kamulaştırma” kararı, 5 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı.
Miras yoluyla bölünmesi istenmeyen tarım arazilerine sanayi tesisleri kurulacak.
Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, organize sanayi bölgesinin “kaçınılmaz” olduğunu iddia ediyor. Davet ettiği bazı gazetecilere bölgede yapılan tarımın ne kadar önemsiz, sanayinin ise ne çok büyük nimet olduğunu anlatıyor. Yerel basında geniş yer bulan ve devletin de genel olarak tarım topraklarına bakışını yansıtan Vali Ali Yerlikaya'nın söyledikleri özetle şöyle:
“Süleymanpaşa, yaklaşık 20 yıldır bir Organize Sanayi Bölgesi ihtiyacını dile getiriyordu. Ancak Asya Port Limanı'nın yapılmasıyla birlikte bu ihtiyaç artık elzem hale geldi. Tekirdağ’ın içinden uluslararası karayolu geçiyor. Demiryolu bağlantısı var. Yaklaşık yarım saatlik bir mesafede havaalanı bulunuyor. Yani sanayi için her türlü şartı yerine getirebilecek bir noktada bulunuyoruz. Bu ve benzer sebeplerden, Süleymanpaşa’da mutlaka bir Organize Sanayi Bölgesi’ne ihtiyaç duyulduğunu tespit etmiş bulunuyoruz.
Şu anda tarım arazilerinin sanayiye açılmasını eleştirenler haksızlık ediyorlar. Asya Port Limanı'nın bu bölgede yapılmasına izin veren ben değilim. Ancak benim zamanımda böyle bir yatırım gündeme gelseydi de hiç şüphe duymadan gerekli adımları atar bu yatırımın yapılmasını sağlardım. Asya Port, şehrimiz için muazzam bir şanstır. Bunu hiç kimse görmezden gelemez. İstanbul’un çılgın projesi Kanal İstanbul ise, Tekirdağ’ın çılgın projesi de kesinlikle Asya Port’tur diyebiliriz.
Diyorlar ki, yılda üç kez ürün alınan araziler kamulaştırılarak verimli tarım arazilerinin yok olmasına sebep olunacakmış. OSB’nin kurulacağı alan, buğday, arpa, kanola ve ayçiçeği tarımı yapılan, dolayısıyla yılda bir kez mahsul alınan ve kuru tarım uygulamaları yapılan bir alan. Bu alanda yaptığımız çalışmalar sonucunda tarım faaliyetindeki çalışma süresinin 38 gün olduğunu saptadık. Yine OSB’nin yapılacağı alandaki 2013 yılı tarımsal geliri 1 milyon 291 bin lira olarak gerçekleşmiş. Buradan 148 çiftçi aile geçimini sağlıyor. Süleymanpaşa’nın ekilebilen tarım arazisi toplamı, 165 bin dekar. Nusratlı, Yağcı ve Karahisarlı mahallelerinin ekilebilir arazilerinin toplamı 42 bin dekar. OSB’nin kurulduğu alan ise 4 bin 260 dekar. Bu 4 bin 260 dekarın da 3 bin 360 dekarı şahıslara, kalanı hazineye ait. OSB’nin kurulması planlanan bölgenin yüzde 82’si tarım, mera ve orman arazisi. Ve şu anda Süleymanpaşa OSB, yüzde 90’ın üzerinde doluluk oranına sahip. 42 sanayici OSB’de yer almak için başvuru yaptı. 3 yıl içinde hepsi kurdele keserek faaliyetlerine başlamış olacak. Bu da demek oluyor ki bu OSB yapılmazsa bu kadar sanayici dağınık ve denetimsiz bir şekilde bu tarım arazilerini alacak ve sanayi tesisleriyle dolduracak. Bizim yaptığımız şey tarım arazilerini yok etmek değil, bölgeye gelmesi kaçınılmaz olan sanayicimizi bir noktada toplayarak aslında 165 bin dekar arazimizi kurtarmaktır. Diğer yandan, bu OSB ile yaklaşık 12 ile 15 bin civarında istihdam sağlanacak. Bu istihdam ihtiyacı önce civar köylerden ve Süleymanpaşa’dan İŞ-KUR tarafından verilecek mesleki eğitimler vasıtasıyla temin edilecek. Böylece Tekirdağ’da işsizlik bir anda büyük bir oranda azalacaktır.”
İşte bu bakış açısı ile Trakya'da, Ege'de, Çukurova'da ve ülkenin her yerinde verimli tarım arazileri yok ediliyor. Türkiye, yılda 17 milyar dolar tarım ürünü ithal ederken köylüler Soma madenlerinde can veriyor.