Dış ticarette AB kamburu hızla büyüyor

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Gerçeklerden kaçamıyoruz. Gereğinden fazla gevşetilen para politikalarıyla dünya ekonomisi kilitlenip kalıyor. Sorun uzun süre taşınması istenen küresel dengeler. Tüm ülkelerin sürdürülebilir büyüme talepleri değişmezken kaynakların sınırlılığı çok daha iyi kavranıyor. Bizde büyümenin finansmanı, Japonya’da borç defl asyonu, ABD’de FED bilançosu, Euro bölgesinde defl asyon, diğer gelişmekte olan ülkelerde daralan küresel talep, artan FED faizleri... Bizi her zaman yakından ilgilendirmiş Euro bölgesi, küresel sistemik krizin sorumlusu olmasa da en sorunlusudur. 

Öyleyse Euro bölgesiyle ilişkilerimize gümrük birliği çerçevesinden bakalım. Tarım ve hizmette gümrük birliği olmayınca 20 yıl içinde yıkılıyoruz. 1995-2015 döneminde AB ülkelerine ihracımız 5.6 katı artıyor. İthalatımızsa 4.9. Hele dış açığımız 3.4. Böyle bakarsak her şey yolundadır. Oysa gerçek öyle değil. Gümrük birliği ile geçen 1995-2015 döneminde dahili işleme rejimi (DİR) serbest bölge gibi çalışarak manşet ihracat rakamlarını destekledi. Sektörel gerçekler, ihracatın %66’sının DİR olduğunu ifade ediyor. Buna göre 20 yılın AB ülkeleri dış ticaretimiz faturası birden kabarıyor. İhracımız sadece 1.9 katı, ithalatımızsa 7.4.katı artarak dış açığımıza 19.0 katı yük bindiriyor. Sadece biz de değil, tüm dünyada salt rakamların gerçeklerle uyumsuzluğu hakimdir. Hatırlayın, LİBOR oranlarındaki manipülasyonu… Bizim ihracat ve ithalat verilerimiz, bizi hoş tutan gerçeklerden çok farklı bir yerde durmuyor. Diğer bir ifadeyle, sadece bize zarar veriyor. Belki kafayı kuma gömmek diyebiliriz, bir deve kuşu misali. Ancak LİBOR gibi, başkalarına ve tüm sisteme zarar veren türden bir bilinçli ölçüm farkı değildir. 

Tarımda bir dünya devi olabilecek potansiyelde bir ülke, ancak bu şekilde küresel ekonomiye muhtaç kalabilir. Bugün gümrük birliği ilişkilerinde içinden çıkamadığımız durum, aslında 2010 yılından beri alarma vermektedir. Salt tarım ihracat ve ithalat verilerinden yola çıkarak hazırladığımız veride bile, çok bariz bir bozulma göze çarpmaktadır. Tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de kalkınma programları 5 yıllık periyodlar için yapılır. Bu süre demokrasilerde bir seçim dönemidir. Bu dönemdeki icraatı sağlıklı değerlendirebilmek açısından 5 yıl seçmek bir dürüstlük olacaktır. Ayrıca 5 yıl, ekonomik salınım için de yeterli bir periyoddur. Bende o nedenle 5 yılın birikimli tarım ihracat ve ithalatlarını, 2004-2014 dönemi içinde kıyaslıyorum. Sonuç 2010’dan itibaren eksiye düşmekte olan bir tarım dış ticaret açığımız olduğuna işaret ediyor. Bu durum, ilk önce enflasyon hedefimizde sapmaya yol açacak, sonra da tüm dengeleri alt üst edecektir. Umarız bir an önce AB gümrük birliği ilişkileri şeklinde yürüyen o sırtımızdaki küfeyi söküp atarız.

sadb.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar