SGK’ya itiraz edilmeden dava açılamayacak!

VERGİ PORTALI
VERGİ PORTALI [email protected]

Sosyal güvenlik reformu ile bir yandan ayrı ayrı tüzel kişilikleri olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nın tek çatı altında toplanması, bir yandan da yeşil kartlılar ve yabancılar dahil ülkede yaşayan herkesi kapsamına alacak şekilde Genel Sağlık Sigortası uygulamasının devreye sokulması, işlem sayısı ve bütçe yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nu (SGK) kamunun en önemli kurumu haline getirmiştir. 

Sosyal güvenlik uygulamaları toplumun bütün kesimlerini etkilemektedir 

Bu anlamda, SGK’nın hizmetleri ve idari işlemleri işçi-işveren, vatandaş-yabancı uyruklu, zengin- fakir kısacası ülkede yaşan herkesi doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. 

Bu durum, sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkları da beraberinde getirmektedir. 

Sosyal güvenlik uyuşmazlıklarına karşı iş mahkemesinde dava açılması gerekmektedir 

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101’inci maddesinde yapılan düzenlemede sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yerinin neresi olduğu açıkça gösterilmiştir. 

Buna göre, aksine bir hüküm olmaması halinde SGK’nın yaptığı işlem ve uygulamalara karşı iş mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir. 

Bu düzenlemenin istisnasını idari para cezaları ile ilgili açılacak davalar oluşturmaktadır ki, SGK tarafından uygulanan idari para cezalarına karşı idare mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir. 

SGK’ya her yıl yaklaşık 50 bin dava açılıyor 

2012 yılı istatistik rakamlarına göre, SGK’nın leh ve aleyhine idari, hukuk, ceza ve vergi davası olarak her yıl yaklaşık 50 bin dava açılmaktadır. 

2012 yılında açılan dava sayısı 

a-003.jpg

Yine, 2012 yılı itibariyle SGK’nın derst (devam eden) toplam dava dosya sayısı 265 bine ulaşmıştır. 

Toplam derst dava sayısı 

b.jpg

SGK’nın ihtilafa düştüğü kişi sayısı her geçen yıl artmaktadır. 2014 yılı itibariyle SGK’nın leh ve aleyhine açılan dava sayısının 350 bine ulaştığı tahmin edilmektedir. 

Bu durum, doğal olarak sosyal güvenlikle ilgili uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmakla görevli İş Mahkemeleri’nin ve Yargıtay’ın iş yükünü artırırken, bir yandan da sorunlarının çözümü için yargı yoluna gitmek zorunda kalan vatandaşların önemli miktarda masraf yapmasına ve çözümün gecikmesine bağlı mağduriyetler yaşamasına yol açmaktadır. 

Bundan sonra SGK’ya önce itiraz, sonra dava açılabilecek 

Hem yargının iş yükünün hafifletilmesi, hem de vatandaşların sorunlarının dava aşamasına gelmeden idari aşamada çözüme kavuşturulabilmesi için şuanda TBMM’de görüşülmekte olan Torba Kanun Tasarısı ile bu konuda önemli bir düzenleme yapılmaktadır. Buna göre, eğer Torba Kanun Tasarısı aynen yasalaşırsa 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7’nci maddesine eklenen fıkralar uyarınca; 5510 sayılı Kanun ve diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce ihtilaf konusu uygulama veya olayla ilgili önce yazılı olarak SGK’ya itiraz edilmesi zorunlu olacaktır. 

Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla, yapılan müracaata 60 gün içinde SGK tarafından cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılacaktır. 

Bu çerçevede, SGK’ya karşı dava açılabilmesi için, önce kuruma müracaat edilmiş olması ve klurumca talebin (itirazın) reddedilmiş veya 60 gün içinde cevap verilmemiş olması şartı aranacaktır. Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır. 

Bu şekilde Kuruma başvurmadan, doğrudan iş mahkemesinde dava açılması halinde, mahkeme idari başvuru yolları tüketilmediği gerekçesiyle davayı reddedecektir. 

Eskiden olduğu gibi hizmet tespit davaları doğrudan açılabilecektir 

Ancak, bu düzenleme hizmet tespiti davalarını kapsamamaktadır. Başka bir ifadeyle, hizmet akdine (SSK) tabi çalışmalar nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti için İş Mahkemesi’nde açılacak davalar, SGK’ya başvurma şartı olmadan, doğrudan açılabilecektir. 

Sonuç olarak, sosyal güvenlik ihtilafl arının çözümü ile ilgili yapılması öngörülen bu düzenleme hem yargının iş yükünün hafifl etecek, hem vatandaşın sorunlarını idari aşamada çözüme kavuşturmaya SGK’yı zorlayacak, hem de kaybedilen binlerce dava nedeniyle ödemek zorunda kalınan vekalet ücreti ve diğer masraftan SGK’yı kurtaracak olması nedeniyle olumlu bir düzenleme olarak değerlendirilmektedir.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar