Sermaye piyasalarında şirket devir süreçlerinin hızlandırılması (2)
Dr. Hakan GÜÇLÜ / GÜÇLÜ Finansal Danışmanlık Ltd. Şti.
Şirket yönetimlerinin devredilmelerinde yaşanan/yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek amacıyla şirketin azınlık/yönetim kontrolünü sağlamayan payları ile birlikte şirket yönetiminin devri ile ilgili olarak da düzenleme ve uygulamalara gidilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Şirketin azınlık/yönetim kontrolünü sağlamayan payları ile birlikte şirket yönetiminin devri
Halka açıklık oranın yüksek olan (%50'den fazla) ve sermayesi hamiline yazılı paylardan oluşan şirketlerde gerçekleştirilen pay devirlerinde Sermaye Piyasası Kanunu'nun (SPKn) 26. maddesi çerçevesinde yönetim kontrolünü sağlayan payların devri söz konusu olmadığı için alıcı/alıcılar açısından çağrı yükümlülüğü doğmamaktadır. Ancak, bu türden gerçekleştirilen bazı yönetim değişikliklerinde sermaye piyasaları ve şirketlerin küçük yatırımcıları açısından bazı olumsuzluklar ortaya çıkabilmektedir. Şirket yönetimindekilerin sahip olduğu şirketin azınlık/yönetim kontrolünü sağlamayan payların devrine ilişkin sözleşme yapıldığı tarihten itibaren pay devirleri en fazla 15 gün içerisinde tamamlanmalıdır. Diğer şirket devri türünde ifade edilen payların devrine ilişkin önerilen hususların burada da geçerli olacağına ilişkin hükümler getirilmelidir.
Şirketin halka açıklık oranının %50'den fazla olması durumunda, alıcı taraf şirket sermayesindeki payının %51 oranına ulaşmasını sağlayacak pay tutarı ile ilgili olarak Kurul tarafından belirlenecek şartlarda zorunlu çağrı hükümlerine uygun olarak yapmalıdır.
Ancak, SPKn'nun "Pay Alım Teklifi Zorunluluğu" başlıklı 26. maddesinde,
"1) Halka açık ortaklıklarda yönetim kontrolünü sağlayan payların veya oy haklarının iktisap edilmesi hâlinde diğer ortakların paylarını satın almak üzere teklif yapılması zorunludur. Pay alım teklifinde bulunulmasına ve pay alım teklifinde bulunma zorunluluğundan muafiyete ilişkin usul ve esaslar Kurul'ca belirlenir.
2) Ortaklığın oy haklarının yüzde 50'sinden fazlasına tek başına veya birlikte hareket ettikleri kişilerle beraber, doğrudan veya dolaylı olarak sahip olunması, yönetim kurulu üye sayısının salt çoğunluğunu seçme veya genel kurulda söz konusu sayıdaki üyelikler için aday gösterme hakkını veren imtiyazlı paylara sahip olunması, yönetim kontrolünün elde edilmesi olarak kabul edilir. ... " denilmektedir.
Tebliğ'in "Pay Alım Teklifine İlişkin Genel Esaslar" başlıklı 5. maddesinin ilk fıkrasında "
1) Herhangi bir kişi veya birlikte hareket ettiği kişiler tarafından, hedef ortaklığın sermayesini temsil eden paylarının kısmen veya tamamen iktisap edilmesi suretiyle yönetim kontrolünün elde edilmesi halinde, hedef ortaklığın sermayesini temsil eden diğer paylarını elinde bulunduran tüm pay sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde pay alım teklifi yapılması zorunludur. Pay alım teklifinde, hedef ortaklığın sermayesini temsil eden aynı gruba dahil tüm payları eşit işleme tabi tutulur" denilmektedir.
Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, şirketin halka açıklık oranının %50'den fazla olması ve şirket yönetimi seçiminde pay gruplarının bulunmaması durumunda gerçekleşecek pay devirlerinde diğer pay sahiplerine çağrıda bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır. Yukarıda önerilen durumda ise çağrı yükümlülüğü alıcının şirket sermayesine %51'ine ulaşmasını sağlayacak bir yükümlülük olmaktadır. Dolayısıyla SPKn ve tebliğ hükümlerine aykırı bir durum ortaya çıkmayacaktır. Örneğin, şirketin %30'luk payını satın almak suretiyle yönetimini devraldığı ve halka açıklık oranı %70 olan bir şirkette alıcının çağrı yükümlülüğü %51 paya ulaşması için gerekli olacak %21'lik pay ile ilgili olarak gerçekleştirilecektir. Söz konusu paydan daha fazlaya tekabül edecek bir tutarda çağrıya cevap verilmesi durumunda, talep eden yatırımcılar arasında talep ettikleri tutara göre ağırlıklandırılmış bir dağılım yapılabilir.
Diğer şirket devri türünde ifade edilen teminat verilmesi, şirketlerin işlem esasları ve çağrı süreçlerine ilişkin önerilen hususların burada da geçerli olacağına ilişkin hükümler getirilmelidir.
SPKn genel hükümleri ile Kurumsal Yönetim Tebliği'nin amaçları çerçevesinde, yeni yönetimde atanacak en az iki bağımsız üyeye Kurul tarafından onay verilmeli, bağımsız üyelerin imzası olmayan hiçbir yönetim kurulu kararı uygulanamamalı ve bu bağımsız üyeler formatı Kurul'ca belirlenecek bir raporlamayı aylık olarak Kurul'a göndermelidir. Ayrıca, bu rapor veya biraz farklılaştırılmış bir rapor aylık olarak Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayınlanmak suretiyle tüm paydaşların bilgilerine sunulmalıdır. Bu çerçevede yapılabilecek raporlarda aşağıdaki hususlar bulunabilir.
- Özel Durumlar Tebliği'ne girmemekle birlikte, bağımsız yönetim kurulu üyelerince şirket faaliyetlerini etkileyebilecek öneme sahip bir karar olarak değerlendirilen yönetim kurulu kararları (bu kararlar aylık olarak gönderilecek bildirimin gönderilme tarihi beklenilmeden, bu kararın alındığı tarihte konu ayrıca KAP ile kamuya duyurulabilir.),
- Özel Durumlar Tebliği'ne girmemekle birlikte, bağımsız yönetim kurulu üyelerince öğrenilen ve şirket faaliyetlerini etkileyebilecek öneme sahip bir karar olarak değerlendirilen şirket yönetiminin kararları veya ticari faaliyetler ile ilgili uygulama değişiklikleri (bu kararlar da aylık olarak gönderilecek bildirimin gönderilme tarihi beklenilmeden, bu kararın alındığı tarihte konu ayrıca KAP ile kamuya duyurulabilir.),
- Bir önceki ayla ve geçen yılın aynı ayları ile karşılaştırmalı olarak;
- Aylık satış ve üretim tutarları,
- Borçlanma tutarları,
- Banka kredisi başta olmak üzere finansal borçlar,
- Vadesinde ödenmeyen ticari borçlar ile vergi, SGK ve diğer kamu borçları,
- Tahsil edilemeyen alacaklar, İlişkili taraflarla yapılan işlemler.