Kendimizi kandırmayalım; turizmdeki gidiş geçen yıldan da kötü

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Rus turistler geri dönüyor” diye seviniyoruz; ama bunu yaparken gerçeklere gözlerimizi kapatıyoruz.

“Türk turizmi = Rus turist” değildir. Bizim daha çok Avrupalı turiste, daha çok para harcayan turiste ihtiyacımız var.

Bu yıl geçen yıldan 3-4 kat daha fazla Rus turist geleceği tahmini dile getiriliyor. Böyle bir artış mümkün olabilir. Olabilir de, artış oranı mıdır tek önem taşıyan...

Türkiye’ye geçen yıl 866 bin Rus turist geldi. Kuzey komşumuzdan gelenler 4 kat artsa, bu yılki sayı 3.5 milyona çıkacak demektir. Böyle bir gerçekleşme olduğunda “Şahane, harika, müthiş” diye tempo tutarak “Bakın bu sorunun üstesinden nasıl da geldik” mi demeliyiz yani...

Sormazlar mı adama, “Kardeşim Rusya’dan bir önceki yıl, yani 2015’te ve daha önceki yıl, yani 2014’te kaç turist gelmişti” diye...

Sorsanız da yanıt alamazsınız, o yüzden biz söyleyelim. Rusya’dan 2015’te 3.6 milyon, 2014’te 4.5 milyon turist gelmişti.

Yani bu yıl eğer Rus turist sayısı 3.5 milyon dolayına çıkarsa biz 2015’i ancak yakalamış olacağız. Dikkat ediniz, 2014’ün hala bir milyon altındayız.

Rus turist yetmez!

Bu yıl Rusya’dan en iyi ihtimalle 3.5 milyon dolayında turist gelecek. Elbette geçen yıldan iyidir, elbette yaraya merhemdir.

Ama bizim turizm yaramız öyle merhemle iyileşecek kadar yüzeysel değil ki...

Rus turistler 2012-2015 dönemini kapsayan dört yılın ağırlıklı verilerine göre, Türkiye’de kişi başına ortalama 565 dolarlık harcama yapıyorlar. Yani bu yıl 3.5 milyon Rus turist gelse, bu turistlerden sağlanacak döviz 2 milyar dolara ancak yaklaşacak.

Orta vadeli programa göre bu yılki turizm geliri beklentimiz 23.5 milyar dolar. Yani Rus turistler bu gelir hedefinde ancak yüzde 8.5’lik bir yer tutuyorlar. Bu oran da 3.5 milyon Rus geldiği takdirde geçerli...

Peki biz turizmde 23.5 milyar dolar olarak öngördüğümüz gelirin 2 milyarını Ruslardan elde ettik, kalan 21.5 milyar ne olacak?

İşte “Rus turist yetmez” dememizin nedeni bu. Türkiye’ye gelen turistlerin yarıdan biraz fazlası Avrupa ülkelerinden. Avrupa ülkeleri arasında da Almanya açık ara önde. Almanya’yı İngiltere, Hollanda ve Fransa izliyor.

Alman acenteler umudu kesmiş gibi

Antalya’da geçen yıl kasım ayında yapılan Resort Kongresi’nde konuşan Alman turizm acentelerinin temsilcileri, Alman turiste dönük mesajları Türkiye’den vermeyi tercih ettiklerini özellikle vurguladılar. Alman temsilciler, özetle “Bu açıklamaları özellikle Antalya’dan yapmak istedik. Çünkü bu sorun bizim için de önemli. Bu sorun, sizin sorununuz olmaktan öte artık bizim de sorunumuz haline geldi” şeklinde konuştular.

Ne var ki işler hiç iyi gitmiyordu. Ocak ayı bitti, Almanya’da özellikle aralık ve ocak aylarında yoğunlaşan rezervasyonlar hiç umulmadık ölçüde kötü seyrediyordu.

Ocak ayının sonunda İstanbul’da yapılan Emitt Turizm Fuarı’nda konuşan Almanlar, artık başka şeyler söylüyorlardı. Daha birkaç ay önce Antalya’da “Bu artık bizim de sorunumuz” diyen Almanlar, bu kez kibarca “Tercüman arkadaşlardan rica ediyoruz, söylediklerimizi bire bir çevirsinler” dedikten sonra durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyan bir tablo sergiliyor ve sözlerini “Kusura bakmayın, artık sizi biz bile kurtaramayız” diye bitiriyorlardı.
Türkiye’de ortak otelleri olan Almanya’nın en köklü turizm acentelerinden biri 15 Temmuz sonrası Türkiye ile ilgili hep olumlu mesajlar verirken, son dönemde artık Almanları Türkiye’ye yönlendirememekten yakınmaya başladı. Adeta onlar da umudu kesmiş bir görüntü sergiliyorlar artık.

Turizm dövizdeki arz-talep dengesini bozar

Turizm sektöründe bu yıl geçen yılın aranacağı açık. 2016’da turizmden tam olarak ne kadar döviz elde ettiğimiz ödemeler dengesi açıklanmadığı için kesinleşmiş değil. Ama öyle görünüyor ki turist sayısında da, gelirde de 2016’yı arayacağız.

Turizmden daha az döviz kazanmak, dövizdeki arz-talep dengesini de haliyle bozacak. Zaten sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Referandum sonrasında ne olacağını hiç bilemiyoruz. Buna bir de döviz arzındaki sıkıntı eklenirse, kurların daha da artması kaçınılmaz olur.

Dolayısıyla 2017’de döviz kurunun nasıl seyredebileceğine ilişkin hesap yaparken, tahminde bulunurken turizmdeki sıkıntıyı ve bunun yol açacağı döviz kaybını da dikkate almakta yarar var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar