İhracatçı KOBİ’ler için bir model önerisi: Barter
Bu kadar yoğun iç ve dış gündem konuları içerisinde hızlı bir şekilde öne çıkan Anayasa değişiklikleri ile ilgili gelişmelerin de son dönemecine girmiş bulunuyoruz. Bugün Anayasa oylaması ile ilgili ikinci tur başlıyor. Olağan dışı bir gelişme olmazsa (ki beklenmiyor) nisan ayı başında yapılacak halk oylamasına kendimizi hazırlıyoruz.
Gündemler her gün ve hatta saat başı değişse de biz ekonomiyi gündemde tutmaya devam ediyoruz. Aslında ekonomi için çok uygun bir iklim olmamasına rağmen, yeni çıkış yollarının aranarak hızla yürürlüğe konulması gerektiğine inanıyoruz.
Bu inançla birkaç yazımızda üst üste ekonomiye ilişkin önerilere yer vermek istiyoruz.
Geçen haftaki yazımızda, firmalarımızın dış talep yaratması ve ihracata yönelmesi gerektiğini belirterek özellikle Afrika pazarına dikkat çekmeye çalıştık. Bu hafta da yine ihracat odaklı bir konuya el atmak istiyoruz. Firmalarımız ve özellikle ihracatçı KOBİ’lerimiz için bir model önerisinde bulunmak istiyoruz. Bu modelin adı “barter”.
Barter nedir?
Barter; firmaların ellerindeki malları veya hizmetleri, bir aracı şirket veya yapı aracılığıyla, yine ihtiyaç duydukları diğer mal ve hizmetler karşılığı vermesidir. Yani firmaların, bir sistem veya yapı üzerinden, satın aldığı mal ve hizmet karşılığında, para yerine, kendi mal ve hizmetlerini satmasıdır. Kapalı devre bir sistem olarak sisteme dahil firmaların arasındaki alış veriştir. Bu işlem, malların birbiriyle değiştirilmesi olmasına rağmen ticari anlamda bir takas işlemi değildir; çünkü iki firmanın karşılıklı birbirleriyle mallarını değiştirmesi yerine bir aracı şirket aracılığıyla sistemin devreye girmesidir. Barter, nakit imkanlarının olmadığı firmalar arasında işleyebilecek bir sistem olup özellikle de ekonomik kriz dönemlerinin çok ciddi bir çıkış yoludur. İç ticarette barter sistemini işleten başta ABD olmak üzere çeşitli ülkeler vardır. Özellikle KOBİ niteliğindeki firmalar arasında yoğun bir şekilde işleyen sistemdir.
Ancak işin içine düzenleyici ve garantör olarak devlet girince bu riskler de en aza inmiş olacaktır. Uluslararası barter sistemi işletilebilir mi?
Barter sistemi uluslararası düzeyde yaygın değildir. Ancak Türkiye’nin barter sistemini uluslararası düzeyde işletmesinin önünde engel de yoktur. Özellikle hükümetin ekonomide çıkış yollarını aradığı bu koşullarda ciddi bir fırsattır. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin arayışları için uygun bir yöntemdir.
Bu noktada ihracatçılarımız için hukuki ve mali bir altyapı oluşturulması şarttır. Yoksa kendiliğinden gelişecek veya işleyecek bir yapı gibi görmek yanıltıcı olur.
Bu çerçevede;
• Barter modelini anlatabilme ve ülkemize yarar sağlaması adına öncelikle ve özellikle devletin sistemde yerini alması gerekir.
• Ekonomi Bakanlığı tarafından belirlenecek yeni ve hedef ülkelerle olan ticaretimizin özelliklerinin ve ayrıntılarının ortaya konulması şarttır.
• Rusya, İran, Orta Asya Cumhuriyetleri gibi ülkeler yanında mutlaka Sahra Üstü Afrika ülkeleri ile bu yapının oluşturulması lazımdır.
• Ekonomi Bakanlığı’nın bu ülkelerin ihracat ve ithalat profillerini inceleyerek Türkiye ile örtüşen ürünleri belirlemesi çok kolaydır.
• Modelin etkin işleyişi için Ekonomi Bakanlığı’nın düzenleyici ve denetleyici rolüne ve TİM, TOBB gibi meslek örgütlerinin maddi desteğine ihtiyaç vardır.
• Sistemin çalışması adına Türkiye ile karşı ülkede kesinlikle Barter Ticaret Merkezi (BTM) gibi bir organizatör şirket veya yapının kurulması şarttır. BTM, aslında Türkiye’de ve karşı ülkede ihracat ve ithalatın aynı anda organizasyonunu ve izlenmesini yürüten bir yapıdır.
Türk Eximbank ve karşı ülkenin benzer bankası, hem belli periyodlarla ödeme ve hem de sigorta sistemidir. Model Türkiye için ciddi bir çıkış yoludur. Hemen söylemek gerekirse barter modeli iç ticarette zaten uygulanıyor. Ancak altyapı ile ilgili mevzuat yetersizliğinin sorun olduğu biliniyor.
Dış ticarette de barter çok rahat uygulanabilecek bir enstrüman ve hatta çıkış noktasıdır. Sistemi kurmak ve işletmek hayal değildir. Yeter ki özellikle bürokrasinin inancı veya niyeti olsun. Birileri bu modeli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a anlatsın ve tüm bürokratik ve siyasi mekanizmaların desteği alınsın. En azından başlangıçta komşu ülkeler ve Afrika ülkeleri arasından 3-4 ülke ile başlatılan bir model uygulamasına geçilebilir. Türkiye’nin özellikle ihracatında yaşanan duraksama ve gerileme nedeniyle barter sistemi yeni bir finans modeli olarak kullanılabilir. İhracatçılarımız için yeni bir umut oluşturması ve ithalatçılarımız için de fırsat yaratması bakımından kesinlikle uygulamasına derhal geçilmelidir.