Döviz kısıtlı geliyor, iki ayda 9 milyar dolar rezerv kaybettik
Türkiye ihracatının çok üstünde ithalat yapmak durumunda olan, yani dış ticaretinde açık veren bir ülke. Enerji fakiri olduğumuz sürece bunu tersine çevirme şansımız yok. Teknolojik ürün ihracatımızı da bugünden yarına artıramayacağımıza göre...
Dış ticarette verdiğimiz açığı küçültmek açısından en büyük gelir kalemimiz turizm. Ama turizmde işler iyi gitmiyor. Bu yıla da iyi başlayamadık. Geçen yılın ocak ayında 1 milyar 169 milyon dolar olan turizm gelirimiz, bu yıl ocakta 963 milyon dolarda kaldı.
Turizm dışında çok büyük gelir kalemine sahip değiliz. Ne taşımacılıktan fazla bir gelir elde edebiliyoruz, ne yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinden... Dolayısıyla cari işlemler dengesinde açık vermemiz kaçınılmaz oluyor.
Ama ocak ayında öyle çok kaygı duyulacak bir açık da yok, açıkta artış da yok. Geçen yıl 2.2 milyar dolar açık vermiştik cari işlemlerde, bu yılki açık ise 2.8 milyar dolara yakın.
Bu artış hiç önemli değil. Sorun, 2.8 milyar dolara yaklaşan açığı kapatacak kadar döviz bulamamış olmamızda...
Cepten yemeye devam!
Cari işlemler açığı ne çok dramatik bir düzeyde gerçekleşti, ne çok büyük bir artış gösterdi. Ama biz ılımlı düzeydeki bu açığı kapatacak kadar bile döviz bulamadık. Sorun burada!
Geçen yıl ocakta doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer yatırımlar kalemlerinden oluşan brüt finans hesabında 3.2 milyar dolarlık bir döviz girişi olmuştu. Bu yıl ise söz konusu kalemlerden sağlanan giriş 1.4 milyar dolarda kaldı. Yüzde 50’yi aşan bir azalma söz konusu. Bu azalmada en büyük etken, diğer yatırımlar kalemindeki hareket. Bu kalemde geçen yıl ocakta 3.6 milyar dolarlık giriş varken, bu yıl 534 milyon dolarlık çıkış yaşandı.
Brüt finans hesabı 1.4 milyar dolarda kaldı ama bizim bu rakamı cari açığı finanse edecek düzeye çıkarmamız gerekiyordu. Bunun yolu da açıktı. Döviz rezervimize başvurmak zorundaydık ve nitekim öyle yaptık.
Ocak ayında 2.1 milyar dolarlık rezerv kullanıldı ve böylece denge bir anlamda sağlanmış oldu.
İki aylık kullanım 9 milyar dolar
Yeterli döviz girişi olmayınca zorunlu olarak Merkez Bankası rezervine başvurmak gerekiyor. Rezerv kullanımında geçen yılın aralık ayında Cumhuriyet tarihinin rekor düzeyine çıkılmıştı. Aralık ayında tam 6 milyar 966 milyon dolarlık rezerv kullanımı söz konusu olmuştu.
Merkez Bankası rezervlerine başvurma zorunluluğu hız kesmiş olmakla birlikte ocak ayında da sürdü. Ocak ayında 2 milyar 55 milyon dolarlık rezerv kullanıldı.
Böylece son iki ayda Merkez Bankası rezervinden 9 milyar dolarlık kullanım gerçekleştirilmiş oldu.
Son iki ay bazında söylersek aylık ortalaması 4.5 milyar dolar olan kullanıma rezerv dayanmaz. Ne yapıp edip bir şekilde Merkez Bankası rezervine böylesine yüklenmenin önüne geçmek gerekiyor. Gerekiyor da, bu nasıl olacak?
Döviz bulmamız gerekiyor. Ama nasıl! Ekonomik etkenler bir yandan, iç siyaset bir yandan ve yetmezmiş gibi Avrupa ülkeleriyle iplerin kopma noktasına gelmesi bir yandan... Sahi biz hangi ülkelerden para bulacağız ki...
Yıllık net hata noksan 11.6 milyar dolar
Net hata ve noksan pozitif olduğunda bu rakam için yurtdışından “valiz valiz” para getirildiği şeklinde yorumlar yapılır. Ama bu kez, yani ocak ayı için pozitif bir rakam söz konusu değil. Ocaktaki net hata noksan negatif 687 milyon dolar. Yani şu durumda ocak ayında valizlerle 687 milyon dolar mı çıkarılmış!
Net hata ve noksan kalemi, ocak ayındaki negatif gerçekleşmeye rağmen son bir yıl itibariyle pozitif 11.6 milyar dolar düzeyinde. Bu, yıllık bazda bir rekora işaret ediyor.
Net hata ve noksanın oluşma biçimine ve diğer ülkelerde hangi düzeyde bulunduğuna ilişkin geniş bir değerlendirmeye önümüzdeki günlerde yer vereceğimizi belirtelim.