Başarılı gençler sizin için çalışır mı?
Son 4 yıldır Anadolu’da ve İstanbul’da üniversiteli gençlerin düzenlediği değişik konferans ve kariyer günlerinde konuşma yapmaya çağrılıyorum. Bütün konuşma taleplerini karşılamaya büyük özen gösteriyorum. Her türden, bir kısmı mezun olup iş hayatına atılmak üzere olan öğrencilerle tanışıyorum. Bu değişik tipteki öğrencileri deneyimlerime göre sıralayalım:
Kendinden beklenen işin peşindekiler
Bu üniversiteli gençler ailesinin ve toplumun beklentilerini karşılamak istiyorlar. En temel dertleri iyi bir maaş veren beyaz yaka bir iş. Bu maaşlarını, aile ve toplum nezdindeki itibarlarını yükseltebilecek bir kariyer istiyorlar. İşin ne olduğu çok önemli değil, ne kadar bilinen ve itibarlı bir marka olursa o kadar iyi. Arzu ettikleri yeterince para kazanıp, aile kurmak ve belirli bir yaşam standardını tutturmak.
Anlamlı iş peşindekiler
Üniversitede genelde sosyal topluluklarda aktif olarak çalışan bu gençlerin yüksek bir maaş beklentisi yok. Tercihen sivil toplum kuruluşlarında çalışmak istiyorlar. Üçüncü sektör denilen bu alanın ne kadar kısıtlı istihdam yarattığını bildikleri için, en azından özel sektörde anlamlı işlerde çalışmak istiyorlar. Anlamlı iş dedikleri işler ise genelde doğaya ve çevreye zarar vermeyen, geleceklerini ellerinden almayan, toplumsal barış ve huzura katkı veren, sosyal eşitsizlik yaratmayan işler. Bu nedenle itibarlı ve bilinen şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk bölümlerinde iş arıyorlar. Bunu da sağlayamazlarsa çevresel ve sosyal açıdan kötü bir itibar taşımayan, bir nebze de olsa topluma faydalı olan ve benimseyebilecekleri ürün ve hizmetleri üreten şirketleri seçmeye çalışıyorlar.
Para peşindeki girişimciler
Üniversitede okurken mevcut aile şirketinin başına geçmesi beklenen veya mevcut işleri inovasyonla büyütmeye niyetli gençlerle, sıfırdan bir şirket kurup, start-up yatırımcıları ile bunları büyütmek isteyen gençlerden oluşuyor bu grup. Bu gençlerin en temel beklentisi ve başarı ölçütü para, aileleri ve toplumda addedilen itibar.
Anlam peşindeki girişimciler
Son ve belki de en küçük grup ise mevcut statükoyu sorgulayan gençler. Bunların önemli bir kısmı ya kendi sivil toplum kuruluşlarını kurup bunları fonlayabilme peşinde veya bir gelir modeli olan sosyal girişimler kurarak yaşamlarını sürdürecek kadar bir geliri anlamlı işlerden kazanmaya çalışıyorlar. Onlar için para bir amaç değil araç, ve önemli olan yaratmaya çalıştıkları etki. Bu öğrencilerden kendinden bekleneni yapanlar, iyi bir maaş verirseniz şirketiniz için çalışırlar, iş güvencesini önemserler, ancak başka bir yerden daha iyi koşullarda bir teklif geldiğinde arkalarına bakmadan kabul ederler. Amaçları daha fazla maaş ve toplumsal itibar sağlayacak bir işe mümkün olduğunca hızla geçmektir. İyilerinin gözleri hep dışarıda olacaktır ve iyileri tutmak için hep oyunu yükseltmeniz gerekecek veya performansı düşük olanlara razı olacaksınız. Üstelik bu çalışanlar yeterli doyumu sağladıktan, tecrübe edindikten sonra kendi işlerini kurma veya kentten kırsala kaçma hayalleri kurmaya başlayacaktır. Anlamlı iş peşindekiler ise çalıştıkları kurum onları hayal kırıklığına uğratmadığı sürece canla başla çalışacak ve işi geliştirmek için ellerinden ne geliyorsa yapacaktır. Para peşindeki veya anlam peşindeki girişimciler ise zaten sizinle çalışmayacaklar… ancak karşınıza rekabet olarak çıkacaklar. Genç enerjileri ve yaratıcılıkları ile dinamik piyasa koşullarında yaptıkları inovasyonlarla hızla yükselme ve sizin iş modellerinizi geçersiz kılma potansiyeli taşıyacaklar. Büyük ihtimalle başlangıçta size hayal gibi gelse de, sonra yatırımcıları daha kolay çekecekler, en iyi çalışanlarınızı onların düşünce yapısına daha hakim oldukları için sizden alacaklar. Belki bu gençleri daha tam çalışmaya başlamadan kaybedeceksiniz… İş aslanın ağzında diyorlar… ancak burada bir perspektif hatası var gibi geliyor bana… Aslanın ağzında olan şirketinizi başarılı kılacak başarılı gençler. Geleceği yaratacak günümüz üniversite gençliğinin yukarıda bahsedilen gruplarına ve değerlerine baktığımızda, mevcut şirketlerin başarılı olabilmesi için tek yolun anlamlı işler olduğu ortaya çıkıyor. Her türden başarılı gençleri çekmenin en kolay yolu kurduğumuz iş modellerinin samimi bir şekilde doğaya ve insanlara zarar vermiyor olması. O zaman her türden başarılı gençleri çeker ve yarattığımız değerle sadece çalışanlara değil kendimize de daha anlamlı bir toplumsal itibar kazandırmış oluruz. Kendimize ve gençlere daha parlak bir gelecek kurmuş oluruz.