Limitet şirketlerde müdürler kurulu başkanının atanması ve sonrasında karşılaşılabilecek sorunlar

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Mustafa YAVUZ / Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi
mustafa.yavuz@gtb.gov.tr

Ticari hayatın kurallarını yeniden düzenleyen Yeni Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni TTK'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, anonim ve limitet şirketler, mevcut durumlarının kanunla uyumlu olup olmadığı ve uyum için ne yapmaları gerektiğine ilişkin (tatlı) bir telaş yaşamışlardır. Yeni TTK'ya uyum konusunda şirketler açısından ilk imtihan 01.10.2012 tarihi olmuştur. Zira tüzel kişinin temsilcisi olarak anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi ve limitet şirketlerde müdür seçilmiş bulunan gerçek kişinin, belirtilen tarihe kadar istifa etmesi, bunun yerine de tüzel kişinin kendisinin ya da bir başkasının seçilmesi gerekmekteydi. Bundan ayrı olarak, tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirketi idare ve temsile yetkili olduğu limitet şirketlerin de, aynı tarihe kadar yeni TTK'nın 623'üncü maddesinin gereğini yerine getirmeleri lazımdı. Bu düzenlemenin anlamı şudur: Mülga TTK'ya göre şirket sözleşmesi veya ortaklar kurulu kararı ile müdür tayin etmeyen limited şirketlerde, kurucu ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirketin yönetimi ve temsilinden sorumluydu. Yeni TTK bu düzenlemeden vazgeçerek şirketin yönetim ve temsilinin her halükarda şirket sözleşmesinde düzenlenmesini öngörmüştür. İşte, atanmış bir müdürü bulunmayan limitet şirketlerin, 01.10.2012 tarihine kadar en az bir kişiyi müdür olarak seçmesi gerekmekteydi. Ancak belirtmek gerekir ki, uygulamada limited şirketlerin tamamına yakınında, mevzuatta belirtilen esaslar çerçevesinde atanmış bir müdür bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu kapsama giren limited şirket sayısı yok denecek kadar azdır.

Buraya kadar açıkladığımız hususlar, başlıkta geçen limitet şirketlerde müdürler kurulu başkanının atanmasına ilişkin değilse de, 01.10.2012 tarihi öncesinde ve sonrasında müdürler kurulu başkanının atanması konusu limitet şirketleri ve meslek mensuplarını oldukça meşgul etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Öncelikle müdürler kurulu başkanı atamasıyla ilgili kısaca bilgi verelim. Yeni TTK, limited şirketin birden fazla müdürünün bulunması halinde, bunlardan birini, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanmasını zorunlu kılmıştır. Tartışma, yeni TTK'da ilk defa düzenlenen müdürler kurulu başkanının ne zamana kadar atanacağı konusunda çıkmıştır. Öncelikle son tarihin 01.10.2012 olduğu telaffuz edilmiş, daha sonra da şirket sözleşmelerinin yeni TTK'ya uyumlu hale getirilmesi için öngörülen son tarih olan 01.07.2013 tarihi dillendirilmiştir. Ancak gerçek şudur ki; mevzuatta müdürler kurulu başkanının ne zamana kadar seçileceğine ilişkin bir tarih öngörülmemiştir. Buna karşın, yeni TTK'nın müdürler kurulu başkanının atanmasına ilişkin hükmü 01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten itibaren, birden fazla müdürün bulunduğu limited şirketlerde, bunlardan birinin ortaklar kurulu (genel kurul) kararıyla "müdürler kurulu başkanı" olarak atanması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, müdürler kurulu başkanının atanmasına ilişkin süreç, 01.07.2012 tarihi itibariyle başlamıştır. Fakat tekrar etmek gerekirse, kanun koyucu atama konusunda son tarihi belirlememiştir. Ancak beklentimiz hem müdürler kurulu başkanının en son ne zamana kadar atanması gerektiğinin, hem de başkan atamasına ilişkin kararın tescil edilip edilmeyeceği ile müdürler kurulu karar defterinin oluşturup oluşturulmayacağı hususlarının, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca yayımlanacak olan ikincil düzenlemelerde açıklığa kavuşturulacağı yönündedir. Anılan bakanlığın yeni TTK'da öngörülen yönetmelikleri, en son 01.01.2013 tarihine kadar yürürlüğe koyması gerekmektedir. Limitet şirketlerin müdürler kurulu başkanını bir an evvel ataması esas olmakla birlikte, bahsi geçen ikincil düzenlemeleri de bekleyerek bu düzenlemelerde gösterilecek usul ve esaslar çerçevesinde atama yapılmasının da mümkün olduğu değerlendirilmektedir.

Aslında, dikkat çekmek istediğimiz konu, müdürler kurulu başkanının atanmasından ziyade atanması sonrasında şirketin idaresinde karşılaşılması muhtemel olan sorunlardır. Yeni TTK'da, birden fazla müdürün varlığı halinde bunların çoğunlukla karar alacağı, eşitlik halinde ise başkanın oyunun üstün sayılacağı, buna karşın şirket sözleşmesinde müdürlerin karar almaları konusunda değişik bir düzenlemenin öngörebileceği hükme bağlanmıştır. Getirilen bu yenilikler, uygulamada şirket yönetiminde karşılaşılacak kilitlenmeleri çözmede yardımcı olabilecektir. Ancak aynı hükümler, limited şirket ortakları arasında anlaşmazlıkların yaşanmasını, var olan problemlerin derinleşmesini ve hatta şirketin dağılmasını dahi gündeme getirebilecek niteliktedir. Örneğin, iki ortaklı ve her birinin pay oranı %50 olan bir limited şirkette, her iki ortak da müdür olarak atanmıştır. Aralarında bir şekilde anlaşıp, kanuni zorunluluğu yerine getirmek üzere iki müdürden birinin müdürler kurulu başkanı olarak görevlendirildiğini kabul edelim. Başkan ataması sonrasında iki müdürün şirketin yönetimine ilişkin bir konuda ayrılığa düşmesi halinde, her ikisi de şirketin yarısına sahip olmasına rağmen, yeni TTK'nın başkana tanıdığı "üstün oy ayrıcalığı" nedeniyle müdürler kurulu başkanının savunduğu görüş kabul edilmiş olacak ve buna göre işlem tesis edilecektir. Şirket için küçük sayılacak kararlar açısından bu durum önemli olmamakla birlikte, hayati olarak nitelendirilebilecek kararlar yönünden ise bu kural büyük sıkıntıların yaşanmasına neden olabilecektir.

Ancak hemen belirtelim ki, yeni TTK limitet şirket sözleşmelerinde üstün oy kuralından sapılmasına da olanak tanımıştır. Bu istisnadan yararlanmak için öncelikle limited şirketler eşitlik halinde müdürler kurulu başkanının oyunun üstün sayılması kuralını kabul edip etmeyeceklerine karar vermelidir. Müdürler kurulu başkanının üstün oya sahip olmasını kendileri açısından sorun olarak görmeyen ve bu düzenlemeye tâbi olmak isteyen şirketlerin yapması gereken tek şey, müdürler kurulu başkanını seçmektir. Yapılacak seçimle birlikte, müdürler kurulu başkanına üstün oy hakkı resen tanınmış olacaktır. Müdürler kurulu başkanının üstün oya sahip olmasını istemeyen şirketlerin ise sözleşmelerinde düzenleme yapması gerekecektir. Ortaklar arasında konsensüsün varlığı halinde şirket sözleşmesini değiştirmek zor değildir. Bütün ortakların hazır bulunmasıyla yapılacak olan ortaklar kurulu toplantısında, çağrı merasimine uyulmaksızın, sermayenin en az üçte ikisini temsil eden ortakların olumlu oylarıyla şirket sözleşmesine hüküm eklenebilecektir. İşte bu noktada, müdürler kurulu başkanına üstün oy hakkı tanımak istemeyen limitet şirketler, sözleşmelerindeki "Şirketin İdaresi" başlıklı maddesine, "Müdürler kurulunda oyların eşitliği halinde, müdürler kurulu başkanının üstün oyu yoktur." ya da anonim şirket yönetim kurullarında olduğu gibi "Müdürler kurulunda oylar eşit olduğu takdirde, o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa sözkonusu öneri reddedilmiş sayılır." şeklinde bir ibareyi ekleyerek, kanuni düzenlemeden muaf olabileceklerdir. Alınan kararın notere tasdik ettirilmesi ve ilgili maddenin eski ve yeni şeklini içeren imzalı-kaşeli genel kurul kararının (tadil tasarısının) tescil ve ilan için ticaret sicili müdürlüğüne verilmesiyle işlem tamam olacaktır. Emek ve zaman tasarrufu sağlamak amacıyla, müdürler kurulu başkanını atamak için toplanan ortaklar kurulunda, aynı zamanda yukarıda belirtildiği şekilde, şirket sözleşmesinde değişikliğe gidilebilecektir. İfade edelim ki, şirket sözleşmesinde yapılacak böyle bir düzenleme, limited şirketlerde ileride telafisi güç ya da imkansız sorunların yaşanmasını şimdiden önlemiş olacaktır.