Futbolda taktik disiplin ve Gana örneği
Dünya Kupası’nda beşinci gün, ders niteliğinde üç maça sahne oldu. “Futbol 90 dakika süren ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur” vecizesinin öznesi olan panzerler, oyun disiplinini bireysel beceriyle harmanlayarak Gary Lineker’i bir kez daha haklı çıkardılar. Köşemizi yakından takip eden futbolseverler hatırlayacaklardır. Evvelce kaleme aldığımız yazılarımızda Almanya’nın göçmen nüfus içinden çıkardığı yıldızlarla geçmişin “makine düzeni” olarak tanımlanan takımına renk getirmeyi başardığına ve bunun da yükselişi getirdiğine sıkça vurgu yapmıştık. İşte o Almanya’nın kâğıt üzerinde hiç de zayıf gözükmeyen Portekiz’i farklı mağlup etmesi bence sürpriz olarak nitelendirilemez. Bu noktada Pepe’nin gördüğü kırmızı kart öne sürülerek karşı görüşler dillendirilebilir ama o zaman da size şu soruyu sormama izin verin: “Herhangi bir Alman futbolcu yerdeki rakibini kafayla dürterek kırmızı kart görür müydü?” Bu sorunun cevabı bizleri en kısa yoldan “bireysel taktik”, “disiplin” ve “mentalite” konu başlıklarına götürür.
Seyircinin tepkisini çektiler
Gecenin ikinci maçında İran ve Nijerya açık arayla turnuvanın o ana kadar oynanan en kötü maçının iki aktörü oldular ve seyircilerin haklı tepkisiyle karşılaştılar. Bir evvelki köşe yazımızda değindiğimiz gibi futbol seyircisi bir daha 90’ların sonu ve 2000’lerin başındaki o defansif anlayışı görmek istemiyor. İran’ın bu turnuvada ilerlemek gibi bir şansı yakalayacağını asla düşünmüyorum. O halde baştan bir puana razı anlayışın sebebi nedir? Muhtemelen ülkeye döndüklerinde alacakları muhtemel tepkilerden çekiniyorlar. “Yenildik ama ezilmedik” felsefesini şimdiden kabul etmiş bir takımın Dünya Kupası’na renk getirmesi zaten beklenemez. Nijerya da rakibi çözecek hücum planlarına işlerlik kazandıramayınca, “numune” niteliğindeki bu maçta iki takım da bol bol ıslıklandı. Bu durumdan belki Nijerya rahatsız olmuştur ama İran’ın protestolara kulak astığını hiç mi hiç zannetmiyorum. Bir puandan fazlasıyla mutlu bile olmuşlardır.
Gana takım olgusundan uzak
Gelelim aynı zamanda yazımızın ana konusunu teşkil eden kapanış maçına. Gana ve Amerika Birleşik Devletleri arasında oynanan karşılaşma, ilk dakika içinde gelen golün de yardımıyla tempolu biçimde oynandı. Bu maçı özel olarak incelememizin sebebi ise Avrupa’nın önemli kulüplerinde oynayan yıldız futbolcularına rağmen Gana’nın takım oyunu ve taktik disiplin konusunda girdiği sınavı veremeyerek sahadan mağlubiyetle ayrılması. Daniel Opare, Michael Essien, Emmanuel Badu, Kevin-Prince Boateng, Sulley Muntari, Kwadwo Asamoah, Andre Ayew, Christian Atsu, Asamoah Gyan ve Jordan Ayew. Hepsi yıldız statüsündeki bu futbolcuların birlikteliğinden ortaya organize ve etkili bir ekip çıkmıyorsa eğer problem her şeyden önce takım olgusunda ve oyun disiplininde aranmalı. Maç boyunca topa sahip olma oranında rakibine %59’a %41’lik bir üstünlük kuran Gana, şut denemelerinde de 21’e 8 önde olan taraf. Buradaki nüans Gana’nın kaleyi bulan şutu 8 iken, Amerika Birleşik Devletlerinde bu rakamın 7 olması.
Aslında daha açık ve kestirme biçimde şu saptamayı yapmak mümkün: Avrupa takımlarına giden Afrikalı oyuncular; bir dişli çark sistemi içinde verimli bir dişli olarak çalışırlarken, hepsini bir araya getirerek bir sistem meydana getirmek istediğinizde dişlilerin birbirlerini kilitlediğini görüyorsunuz. Bu tespiti maça dayandırdığınızda hatalı şut ve pas tercihleri, bireysel oyun ve ortadan kaybolan takım bütünlüğünü görüyorsunuz. Gana sahip olduğu yıldızlarla bir maçta çok güçlü bir rakibe karşı beklenmedik derecede iyi bir sonuç alabilir. Ancak bu takım oyunundan ziyade bir iki ismin gündelik formu ve patlama yapmasıyla gerçekleşecektir. Gana, ABD karşısında birinci bölgede %20, ikinci bölgede %55 ve hücum alanı diyebileceğimiz üçüncü bölgede %25 oranında topla oynadı. Amerikan takımında ise bu istatistikler: Birinci bölge %40, ikinci bölge %46 ve üçüncü bölge %14 olarak gerçekleşti. Buradan nasıl bir sonuç çıkar? Elbette Gana’nın rakibini yarı sahasına hapsettiği. Tabi bir de yukarıdaki istatistikler ile beraber değerlendirip, 90 dakika sonunda tabelaya bakınca bu baskıdan herhangi bir sonuç alamadığı.
Uzun lafın kısası, önce Almanya gibi bir sistem takımını izleyip daha sonra Gana’nın sonuç vermeyen içgüdüsel futbolunu izlediğinizde futbolda taktiksel yapılanmanın, oyun disiplininin ve organizasyonun önemini görüyorsunuz. Afrika futbolunun yetenek anlamında hiçbir sıkıntısı yok ama bunu taktik disiplin ile harmanlayıp bir panzere dönüşmeleri için kırk fırın “Alman ekmeği” yemeleri gerekiyor.
Dünya liglerinden haberler
- 2014 Dünya Kupası’na şu ana kadar damgasını vuran eldiven olan Guillermo Ochoa, Meksika’nın ilk kez bir Dünya Kupası maçında Brezilya’dan gol yememesini sağladı. Ligue 1’e geçtiğimiz sezon veda eden Ajaccio’nun kalesini koruyan 28 yaşındaki eldivenin kulübü ile sözleşmesi sona ermiş durumda. Ochoa’nın sergilediği performanstan sonra önemli kulüplerin radarına girmesine kesin gözüyle bakılıyor.
- Alman futbolunun gelecekteki en büyük yıldızlarından biri olması beklenen Julian Draxler için, Real Madrid, Arsenal ve Chelsea sıkı bir transfer savaşına girişmişti. Almanya Milli takımıyla beraber Brezilya’da bulunan 21 yaşındaki futbolcu, BBC Sport’a yaptığı açıklamada, “Ocak ayında Arsenal’den gelen teklifi reddettim ve kaldım. Yaz döneminde de aynı şeyi yapacağım ve 1 yıl daha Schalke’de oynayacağım” dedi.
- İngiliz basını, FIFA yetkililerinin 2022 Dünya Kupası’nı Katar’a verirken ülkedeki güvenlik riskiyle ilgili değerlendirmeleri göz ardı ettiğini ileri sürdü. Katar Dünya Kupası Komitesi ise yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu iddiaları “temelsiz ve imalarla dolu” olarak niteledi ve FIFA’nın oylama sürecindeki usulsüzlükleri inceleyen soruşturmasını etkilemek için yayımlandığını savundu.
- Geçtiğimiz günlerde çıkan haberlerde Manchester United’ın Alman defans oyuncusu Mats Hummels ile yakından ilgilendiği iddia edilmişti. Bu konu hakkında konuşan başarılı oyuncu, “Manchester United mı? Belki bir gün...” ifadelerini kullandı. Daily Telegraph’a konuşan Hummels, sadece Dünya Kupası’na odaklandığını da sözlerine ekledi.
- Barcelona’nın transfer etmek istediği iddia edilen Gonzalo Higuain için Napoli’nin istediği bonservis bedeli açıklandı. Marca’da yer alan haberde Napoli Başkanı Aurelio de Laurentiis’in yıldız oyuncularını satmaya niyetinin olmadığı, Avrupa’da mücadele edecek güçlü bir kadro oluşturmayı hedeflediği iddia edildi. Ancak Barcelona’nın Higuain transferinde ısrarcı olması durumunda da Napoli’nin 55 milyon euro’dan az bir para karşılığında pazarlık masasına oturmayacağı vurgulandı.
Türkiye liglerinden haberler
- Eskişehirspor ve Sivasspor’un UEFA’dan ceza alması halinde Bursaspor’un UEFA Avrupa Ligi’ne gideceği, TFF tarafından Bursaspor kulübüne bildirildi. Yeşil-beyazlıların UEFA Avrupa Ligine katılması, Sivasspor ve Eskişehirspor kulüplerinin CAS’a yaptığı başvuru sonucunda karara bağlanacak. haber Bursaspor camiasında heyecanlı bir bekleyişe sebep olurken, transfer hamlelerinin de gelen haberlere göre şekillendirileceği öğrenildi.
- Trabzonspor, geçtiğimiz sezon Orduspor’da oynayan Anıl Taşdemir’in transferinde mutlu sona ulaştı. Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun, Orduspor Kulübü Başkanı Nedim Türkmen’le bir görüşme yaptığı ve bu görüşmenin ardından, kulübüyle bir yıllık daha sözleşmesi bulunan 26 yaşındaki orta saha oyuncusunun transferi için prensipte anlaşma sağlandığı belirtildi.
- Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Kayseri Erciyesspor, iç transferde takım kaptanı Cem Can ile bir yıllık sözleşme imzaladı. Geçen sezon başında Gençlerbirliği’nden, Kayseri Erciyesspor’a transfer olan Can, 34 lig maçının tamamında forma giyerek, istikrarıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Kayseri Erciyesspor daha önce de iç transferde kaleci Gökhan Değirmenci ile bir yıllık sözleşme yenilemiş, dış transferde ise 4 oyuncuyu renklerine bağlamıştı.
- Kardemir Karabükspor, Gaziantepspor’la sözleşmesini fesheden 26 yaşındaki Abdou Razack Traore ile 3 yıllık sözleşme imzaladı. Başkan Murat Yolbulan, imza töreninde, “Traore, beğendiğimiz bir oyuncuydu. Her iki tarafa da hayırlı olsun. Geçen sezon aldığımız başarıyı daha yukarıya taşımak için transfer çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Taraftarlarımız rahat olsun” dedi.
- Gaziantepspor’un geçen sezon Antalyaspor’da forma giyen Serkan Balcı ile görüşmeye başladığı öğrenildi. Uzun yıllar Gençlerbirliği’nde oynadıktan sonra Trabzonspor’a giden ve buradan da Antalyaspor’a transfer olan Serkan Balcı’nın da bu transfere olumlu yaklaştığı, tarafların önümüzdeki hafta içinde nihai kararı vermek üzere bir kez daha görüşecekleri iddia ediliyor.