Türkiye’de de çizgi film yapılabileceğini kanıtladı
İşte Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu Kurucusu, Çizgi Film Yaratıcısı ve Planet Çocuk Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Şule Bilgiç’le başarı öyküsü...
Dilek TOPRAK / ESKİŞEHİR
Ayşe Şule Bilgiç, Türkiye’nin ilk milli Çizgi Film Kahramanı unvanına sahip Pepee’yi yaratarak Türkiye’de de çizgi film yapılabileceğini kanıtladı. Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi içinde Teknopark’ta 3 kişilik bir ekip ile hayallerini gerçekleştirmek üzere yola çıkan Bilgiç’in bugün 88 kişilik kadrosuyla yarattığı onlarca karakteri neredeyse herkesin evinde misafir oluyor. Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu Kurucusu, Çizgi Film Yaratıcısı ve Planet Çocuk Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Şule Bilgiç’le başarı öyküsünü konuştuk.
Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu’nun kuruluş öyküsünü anlatır mısınız?
Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu’nu, 2008 yılında kurduk. Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu’nun hayata geçirdiğimiz ilk çizgi film karakteri Pepee; “Türkiye'nin ilk Milli Çizgi Film Kahramanı" unvanını da kazandı. Olmayan bir sektör üzerine bir şirket kurmanın türlü zorluklarını da yaşadık. Çok emek harcayarak, kaşıkla tünel kazarak bugünlere geldik. Bugün Pepee’nin yanı sıra; Leliko, RGG Ayas ve PİSİ çizgi filmlerini çocuklarla buluşturuyoruz. Düşyeri’ni; Türkiye'de yerel çizgi film kahramanları yaratabilmek, düşlerimizdeki çizgi filmlerine ulaşmak ve Türkiye'de de çizgi film yapılır diyebilmek için kurduk. 3 kişi ile çıktığımız yolda 6 senede 88 kişilik bir Düşyeri olduk. Bu anlamda; Eskişehir ve İstanbul olmak üzere iki şehirde ciddi yatırımlar yaptık. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tekno Parkı’nda AR-Ge departmanımız bulunuyor. Çizgi filmin canlandırmalarını da burada gerçekleştiriyoruz. Diğer tüm ekiplerimiz ise İstanbul'da.
Türkiye’de ilk defa bir çizgi film karakteri bu kadar ilgi gördü. Neydi Pepee’yi özel kılan?
Pepee hemen yanı başımızda olan ama hasret kaldığımız şeyi veriyor; bizi. Bir Türk çocuğunun Türk alışkanlıkları ve gelenekleri içinde eğlenebileceği fikrini hepimiz sevdik. Bu nedenle Pepee’yi oluştururken özellikle bizim değerlerimize, kültürümüze sahip çıkan bir yapısı olmasına önem verdik. Bunu sağlamak adına da halay, horon, Trakya karşılaması gibi kültürümüze ait öğeleri ön plana çıkarmaya çalıştık. Bir çizgi filmde ilk defa kuru fasulye yendi; zeybek oynandı. Türk halkı Pepee’yi anladı ve bağırlarına bastı. Bunun yanı sıra, pedagojik olarak doğruyu vermek için çok ciddi ve bilimsel bir alt yapı oluşturduk. Pepee, çocukların gelişimlerine de oldukça olumlu katkılarda bulunmaya başladı. Bu anlamda ebeveynlerden de oldukça destek görüyoruz. Pepee ile çocuklar arasında tılsımlı bir bağ var. Pepee önemli bir rol model. Bu bağdan faydalanarak Pepee ile çocuklara bilinçli bir şekilde özgür düşünebilmeyi, kendini ifade edebilmeyi, sormayı, sorgulamayı, araştırmayı aşılayan, öğreten bir alt mesajlar kurguluyoruz. Sadece bunlar da değil, çocuk Pepee sayesinde eğlenirken, sebze yeme alışkanlığı ediniyor, dişlerini fırçalamanın önemini kavrıyor, yoğurt nasıl yapılır biliyor, sağlığı konusunda farkındalık kazanıyor.
Pepee ve diğer kahramanların lisanslı ürünleriyle de ciddi bir ivme kazandınız? Peki bu süreç nasıl başladı?
Düşyeri olarak karakterlerimizi geliştirebilmek ve daha iyisini sunabilmek için çalışmalarımızı sürdürürken lisanslı ürünler ile ilgili istek seyircilerimizden geldi. Pepee Lisans programını yönetmek üzere Düşyeri bünyesinde özel bir Lisans Departmanı kurduk. Böylece öncelikle Türkiye'nin “İlk Milli Çizgi Film Kahramanı” Pepee’nin birbirinden farklı ürünleri çocuklarla buluştu. Daha sonrasında ise tüm karakterlerimize ait ürünler, çocukların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildi. SGS (Supervise Gözetme Etüd Kontrol Servisleri A.Ş.) ve benzer saygın kurumların sağlık testleri mevcut olan lisanslı ürünlerimizi anne babalar gönül rahatlığıyla çocuklarına kullandırabiliyor. Kendi çocuğumuza kullandırtmayacağımız hiçbir ürünün üretimine onay vermiyoruz. Düşyeri olarak lisans anlaşması yaptığımız firmaların son derece kaliteli ürünler üretmesi, ürün tasarım ve geliştirme sürecinde pedagojik verilerin dikkate alınması da ebeveynlerin Pepee ürünleri ile ilgili içini rahatlatıyor. Tüm ürünler arasında ise oyuncak, Pepee dünyasının en gözde ürün grubudur. Pepee’nin çocuğun eğitimi ve davranışlarına katkısından yola çıkarak yayıncılık ve gıda ürünlerinde de büyük bir atılım içindeyiz. Pepee’nin Leliko’nun RGG Ayas’ın kitaplarının yanı sıra Leliko, RGG Ayas dergisi, haftalık Pepee gazetesi ve Pepee ve Pisi dergileri ile geniş bir kitaplık oluşturduk. Ayrıca tahin pekmez, ayran, kuru meyve gibi sağlıklı gıda ürünlerimize Migros ile yaptığımız büyük anlaşmayı ekledik. Çizgi film karakterli köfteler, et ürünleri yapıp, annelerin çocuklara yemek yedirirken ki zorlu sürecini karakterlerimizle destekliyoruz. Genele baktığımızdan 30’u aşkın üretici marka ile binlerce çeşit ürünü anne ve çocukların hayatını kolaylaştırmak ve renklendirmek üzere beğenilerine sunuyoruz.
Bir de sizin Planet Çocuk Kanalı Genel Yayın Yönetmenliği görevine geliş sürecinizden ve buradaki planlarınızdan bahsedelim.
Düşyeri'nde uzun zamandır çocuk içeriği üretiyoruz ve bir televizyon kanalımızın olması en büyük düşlerimizdendi. Planet Çocuk ile yollarımız 1,5 sene önce kesişti. Yüzde yüz yerli sermaye ile kurulmuş bir çocuk kanalı Planet Çocuk. Bir seyirci olarak izlerken bu kanalın sahipleri ile tanışmam gerektiğini hissettim. Onlara güçlü içerik gerekiyordu, bize de yayın gücü yüksek bir kanal. 2015 yılı itibarı ile güçlerimizi birleştirdik. Kanalın sahibi Sevin Ergün de bir anne. Hem de çok özel bir anne. Planet Çocuk'u 1 Ocak itibarı ile tüm içeriği ile bana teslim etti. Büyük bir sorumluluk. Bana güvenenlerin yüzünü kara çıkarmamak için gece gündüz çalışıyorum. Kanal gün birincilikleri almaya başladı. Bu da emeklerimizin geri dönüşü... Seyirci ilk aydan itibaren Planet Çocuk'u tercih etmeye başladı. 1 Ocakta ilk iş; 2015 yılını Planet Çocuk yılı ilan ettik. Bu yıl tüm çocuk kanalları içinde Türkiye'nin en sevilerek ve beğenilerek izlenen çocuk kanalı olmayı hedefliyoruz. Planet Çocuk’ta çocukları; Pepee, Leliko, RGG Ayas ve Pisi gibi yapımlarımızın dışında Scooby Doo ve Mia ve Ben gibi kaliteli dış yapımlarla da buluşturuyoruz. İlerleyen günlerde de yerli yapımlara yaptığımız ve yapacağımız yatırımlarla, çocukları yeni çizgi filmler ve çocuk programlarıyla buluşturacağız.
Peki programları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Çalıştığınız pedagoglar var mı?
Olmaz mı? Hem de pek çok uzman var. Her konuda danıştığımız isimler faklı. Düşyeri olarak bu zamana kadar yarattığımız tüm karakterlerde uzmanlarla çalıştık. Planet Çocuk ile yayıncılık konusunda da uzman desteği almaya başladık. Kanaldaki her proje uzmanlarla izlendi çoğu yapımı çok iyi reyting alıyor olmasına rağmen çocukların gelişimini olumlu etkileyecek öğeler bakımından zayıf bulduğumuz için yayından kaldırdık. Yayınlanmasını uygun gördüklerimize yaş sınırlamaları getirdik. Örneğin Türkiye'de de bir nesli büyüten Hanna- Barbara yapımı efsane proje Scooby Doo'ya 7 yaş sınırı getirdik. Hem akıllı işaretlerle hem de her tanıtımda dış ses ile bu çizgi filmi 7 yaşından küçüklerin izlememesini söylüyoruz. Sonuçta bir çocuk kanalını 3 yaşından 12 yaşına kadar her çocuk izliyor. Her yaşa göre projeler yer alıyor kanalda. Bu noktada ekran başındaki çocuğu bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Her proje her çocuk için izlenilesi değildir diyoruz. Ama Pepee'yi 7 den 70'ye herkes izleyebiliyor tabi...
Son olarak Türkiye’de animasyon sektörünün gelişimiyle ile ilgili değerlendirmede bulunacak olursanız neler söylemek istersiniz?
Türkiye’deki çizgi film sektöründe eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Bu sektörde başarı elde edebilmek ve Pepee’yi hayata geçirebilmek için çok çalıştık. Bu süreçte Düşyeri Çizgi Film Stüdyoları olarak Dünya standartlarında teknolojik alt yapısı, Türkiye’ye özel kendi know how’ıyla pek çok yabancı markalaşmış kurumların dahi dikkatini çeken bir şirket haline geldik. Yatırımlarımızı sürekli işimize yaparak yeni karakterler, yeni açılımlar yaratmaya çalışıyoruz. Bizim yaptığımız organizasyonun yine çizgi filme dönen bir ekonomi olduğunu aktarabiliriz. Bu anlamda sektöründe büyüyebilmesi için Düşyeri Çizgi Film Stüdyoları’nın ve Pepee’nin önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Ancak sektörün büyümesi ve yeni iş fırsatlarının yaratılması için sektöre yatırımların yapılması gerekiyor.