Teknoloji geliştirmek isteyen KOBİ onun kapısı çalıyor

Şu anda 20’den fazla Türk teknoloji şirketine ortağım” diyen Yurttaş’ın kısa vadede planı güneş enerjisinde Türkiye’nin teknolojisi geliştirmek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN

Geçtiğimiz hafta konuştuğumuz teknoloji duayenleri Müjdat Altay ve Cengiz Ultav altını çizmişti: Türkiye’nin kendi teknolojisini geliştirebilmesi için platformlar gerekli. Platformdan kasıt, teknoloji geliştirmek isteyen şirketleri birer uzay gemisine benzetirsek, onların evrende duraklayıp destek alabilecekleri, güç toplayıp yola devam edebilecekleri istasyonlar. En etkili platformlar büyük teknoloji şirketleri ki Türkiye’de maalesef bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Ama teknolojiye gönül vermiş bir grup insan da bu alanda aktif biçimde çalışıyor. Davut Yurttaş gibi... 

85 ülkeye ihracat yapan şirketi sattı, parayı yatırıma harcadı 
Yurttaş, Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu bir mühendis. Kardeşi ve bir arkadaşı ile kurduğu ve kesintisiz güç kaynakları üretimi yapan şirketini, pazarın yüzde 40’ına sahip olan, dünya devleri ile rekabet eden, 85 ülkeye ihracat yapan bir pozisyona getiriyor. Bir süre sonra global rekabetin çok sıkıştırdığı Yurttaş, ‘yabancı rakiplerim şirketimi alıp yok edip bu pazarı ele geçirmek istiyor, direneceğim’ diyor. Şartlar daha da zorlaşıyor, kesintisiz güç kaynağı alanında üretim yapmayan Fransız Legrand’dan gelen teklif, şirketi küçültmek değil aksine büyütme yönünde olunca 2010 yılında satışa ikna oluyor. Yurttaş bu süreçte yaşadıklarını birkaç yıl önce Tevfik Güngör’ün DÜNYA’da yayımlanan köşe yazısında yer verdiği mektubunda ayrıntısıyla anlatmıştı. 

Toplam istihdamı bine ulaştı ciroda hedef 1 milyar dolar 
Peki Yurttaş bu önemli satıştan sonra ne yaptı? Anlatıyor: “Sektör yasağım vardı, bu senenin sonunda bitiyor. Şunu söylemeliyim ki elde ettiğim kaynağın tamamını yatırıma yönelttim, hatta yetmedi kredi bile aldım. Şirketi sattığımızdan beri öyle çok üretici şirkete yatırım yaptık ki... İnform’un varlıklarını satmadık, satış sırasında onları DMY adıyla bir grup şirketi kurarak ayırdık. Özdisan şirketimiz Türkiye’nin en büyük komponent dağıtım şirketi. Bu yapı içinde, 30 yıldır izlediğimiz, potansiyel gördüğümüz, bir yere gitmek isteyip de gidemeyen şirketlere yatırım yapmaya başladık. Elektrik, elektronik, enerji... Şimdi o şirketleri geliştirmeye çalışıyoruz.” Bugün 23 şirketi var Yurttaş’ın. Türkiye’de 1000’e yakın istihdama ulaşmış. Toplam grup cirosu 350 milyon dolar seviyesinde ancak Yurttaş’ın hedefi yakın zamanda bu rakamın 1 milyar dolara ulaşması. 

'Aldığımız şirketlerin cirosunu 5’e katladık'
Bütün dünya elektronikle yönetiliyor. Yurttaş, Özdisan şirketlerinin tedarik gücüyle dev şirketlerden tek kişilik Ar-Ge’lere kadar tüm sektörde tanındığını, o şirketlerin de destek için kapılarını çaldığını anlattı: “Hep içinde Ar- Ge barındıran şirketlere yatırım yapıyoruz. Ürününü kendi geliştiren, yazılımından donanımına kadar ürün geliştirip pazarlayan şirketler bunlar.” Son olarak Led üretimi yapan küçük tesisi olan Assan adlı bir şirketi almış Yurttaş ve şimdi 10 bin metrekareye sığmayan bir üretime yükseltmiş. Ciro 5’e katlanmış. “Ama hedefimiz 25 yapmak. Piyasada ve dünyada enerji verimliliğine çok önem veriliyor ve bu günümüzün ürünü” yorumunu yapıyor. Yine ortak oldukları Na-de Elektronik görüntülü izleme ve sensörlü izleme sistemleri şirketi, Yurttaş ortak olduktan sonra yüzde 100 sıçrama yapmış. Otomasyon firması satın almışlar, bünyesinde güneş enerjisi sistemleri geliştiriyor. Eylül’de 2 megawatlık ilk santrallerini açacaklarını anlatıyor Davut Yurttaş ve devam ediyor: “Bunun dışında geliştirdiğimiz 15 megawatt’a yakın santralimiz var. Kahramanmaraş, Kaş, Konya’da sahalarımız hazır. Bu alanda kuruculara a’dan z’ye malzeme tedariği yapıyoruz. Güneşle ilgili yatırım yapmak isteyene anahtarı çevirene kadar bütün hizmetlerini verebiliyoruz.” 

'Çin’de şirket kurduk İran’da yeniden yapılanıyoruz' 
“Üretim bir virüs gibi, girdi mi çıkmıyor vücuttan” diyor Yurttaş. 2014 yılında Çinli SAT Grubu ile ortaklık yapmışlar. IPS teknolojisi ile dokunmatik panel üreten bu şirketin ürünlerini Türkiye’ye getirirken, şirketin yüzde 40’ına ortak olma kararı aldıklarını anlatan Yurttaş yurtdışı faaliyetlerini anlatıyor: “Şimdi onların üretimini Türkiye’ye taşımayı planlıyoruz. Şimdi Çin’den tedariğimizi daha sağlıklı hale getirebilmek için orada bir de şirket kurduk. İran’da bir şirketimiz vardı, ambargo nedeni ile oradan çıkmıştık. Şimdi İran’da yeniden yapılanıyoruz. Somali 3’e bölündü biliyorsunuz. Somaliland’de enerji işi yapmak üzere bir şirket kurduk.” 

'Bundan sonraki hedef yeni İnform’lar yaratmak' 
Özdisan şirketi sadece elektronik komponentleri ithal eden bir yapıda değil. Zaten dev global rakiplerle bu şekilde baş etmesi imkansız... Yurttaş anlatıyor: “Türkiye iyi bir pazar. Bazı global dağıtıcılar var, milyar dolarlık şirketler bunlar ve hepsi bizim rakibimiz. Ben bir üründen bir tane alırken o gidip 10 bin tane alıyor. Global anlaşma yapıyor, alım gücü yüksek. Onlarla rekabette zorlanacağımızı anlayınca üretici kimliğimizle küçük şirketlerin Ar-Ge’lerine yardımcı olacak ürünler geliştirmeye karar verdik. Yangın algılama cihazı yapacaksa onun içindeki kiti biz programlayıp tasarlıyoruz örneğin. İçindeki komponentleri tek tek satmak yerine, bir mühendislik ve üretim katma değeri katarak bunu pazarlıyoruz. Özdisan’da geliştirdiğimiz iş şekli bu. Bizim rakiplerimizin hiçbiri de bunu yapamazlar. Bir Ar-Ge’ci ve bir üretici de oldu bu şekilde Özdisan.” 

Grup farklı büyüme modelleri ile tüm şirketlerinin bundan sonra katlanarak büyümesini bekliyor. Peki bundan sonraki hedef ne? “Şu anda 25’e yakın şirketimiz var. Bunları büyütmek, bunların içinden sattığımız firmaya yakın büyüklükte, yeni İnform’lar çıkarmak istiyoruz. Düşündüğümüz yeni üretim konuları var. Üretim ortamı uygun olursa elektroniğin daha derin, daha temel konularına inmeyi düşünüyoruz. Artık bizim daha çok para kazanmak gibi bir amacımız yok. Memlekete daha faydalı ne yapabiliriz diye bakıyoruz.”

'Piyasa kendi kendini kasıyor'
Piyasada bir nakit sıkışıklığı malum. “Piyasa kendi kendini kasıyor. Vadeleri uzatıyor herkes. Doların durumu belli olmadığı için ihtiyaçlar son noktasına kadar karşılanmıyor” diyor Yurttaş.

'Krizde güvenilirlik iş yapar'
“Biz hep krizlerde büyüdük” diyor Yurttaş ve anlatıyor: “Çünkü hep sağlam durduğumuz için bizim pazarımız büyür. Önce küçük güvenilmez firmalardan kaçıyor insanlar. Pek çok şirket bu tip dönemlerde daha sağlam şirketlere, güvenilir şirketlere gider. Tercihler bu anlamda değişir. Bizim batak oranımız da çok azdır, güven üzerinden iş yaparız.”

'Güneş enerjisi paneli de üretiriz panelin hücresini de'
Güneş enerjisinde Türkiye bir sıçramanın eşiğinde. Sıçramayı geciktiren mevzuatlardaki sıkıntı aşıldığında, yatırımlar hızlanacak. Peki Türkiye’de bu işin yerli teknolojisi neden geliştirilemiyor? Yurttaş cevaplıyor: “Paneller Çin’den geliyor, burada birkaç montaj fabrikası var sadece. Montaj işine biz de girmeyi düşündük ama baktık fizible değil. Şimdi bir takım korumalar geliyor. Led ürünlerine geldi, güneş ürünlerine de gelecek. Artık biraz akıllandık, sanayiyi destekleyeceğiz söylemleri arttı. Belki yerli üretim desteklenirse o zaman biz panel de üretiriz, panelin hücresini de üretiriz. Panelden sonraki en önemli komponent olan invertörleri şu anda biz üretebiliyoruz. Ar-Ge’si bize ait. Mavisis adlı bir firmamız var. Onun bünyesinde tüm standartlara uygun, onaylanmış ürünler.” 

'Yokluktan gelmemin bu günümde etkisi var'
60 metrekarelik bir bodrum dairede kesintisiz güç kaynağı üreten bir mühendisken bugün elektronik denince Türkiye’de en iyi tanınan isimlerden biri Davut Yurttaş. ‘Neyi doğru yaptınız’ diye soruyoruz, “40 yıllık iş hayatımızda bir tek kara lekemizin olmaması, verdiğimiz tüm sözleri yerine getirmemiz ve çalışmak... Yokluktan geliyor olmamın bugüne gelmemde etkisi var. Belki babam zengin olsaydı buraya gelemezdim” diyor Davut Yurttaş. Bir oğlu var, endüstriyel tasarım okumuş halen ABD’de master yapıyor. Peki o ne yapacak diye soruyoruz gülümseyerek. Yanıtlıyor: “Onun burayı devralacağını pek sanmıyorum. Bizim işler zaten birine devredilecek işler değil, ekip işi. Burada profesyonel çok başarılı bir ekip kurdum. Şirket makine gibi çalışıyor. Kardeşimle işin başından beri birlikteyiz. Çocuklarımız ancak burada sorunları çözen, bir şikayet merci gibi danışılacak konumda olurlar.” 

'Bazı danışmanlar 'teşviğinin yüzde 10’unu alırım' diyor'
“Şu anda Türkiye’de en iyi işleyen, en sağlıklı çalışan mekanizma AR-GE desteği. Fakat bu teşviği alabilmeniz için bir dosya hazırlamanız gerekiyor. Desteğin yüzde 10’unu alırım diyen danışmanlar var, ben bizzat duydum. Dosyada yanlış olmamalı. Bunu hangi KOBİ hazırlayacak. Teknokent’ler evet biraz daha kolay, daha kolaylık, imkan sağlıyor ama bunlar her yerde yok. Oralara kabul edilmek de kolay değil. Benim bildiğim birçok firma var, Ar-Ge yapan ama TÜBİTAK veya Kosgeb’e bir tane proje dosyası vermemiş. Uğraşamıyor, ona vakit ayıramıyor. Bir sürü heder olmuş mühendisimiz var. Çünkü bu insanlar yalnız kalıyor. O mevzuatla değil sadece işiyle uğraşmak istiyor ama buna imkan veren bir ortam malesef yok. Türkiye bir küçük girişimciler ülkesi, ekonominin en büyük gücü de belki buradan geliyor. Ama orada insanlar hep kendi kendine mücadele ediyor.”

Bu konularda ilginizi çekebilir