Konaklama sektörü destek bekliyor
Konaklama sektörü vergi borçlarının ertelenmesinden teşvik sisteminin revize edilmesine kadar bir dizi destek talep ediyor
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), ülke içi ve dışı politik ve ekonomik gelişmelerden olumsuz etkilenen turizmin önemli ayaklarından biri olan konaklama sektörü için destek taleplerini duyurdu.
TÜROB Başkanı Timur Bayındır, turizm ve konaklama sektöründeki mevcut durumu değerlendirmek üzere Anadolu Ajansı (AA) Finans Haberleri Editörü Yılmaz Yıldız ve Editör Yardımcısı Hasan Arslan ile bir araya geldi. Derneğin Başkan Yardımcısı Armin Zerunyan, Yönetim Kurulu Üyeleri Can Göktaş, Hediye Güral Gür, Faik Öztunç, Levent Erdoğan, Genel Müdür İsmail Taşdemir ve Genel Sekreter Uygar Koçaş da görüşmede hazır bulundu.
Timur Bayındır, toplantıda yaptığı konuşmada, son dönemde Türkiye’de ve dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler, terör saldırıları ve son olarak Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin ülke turizmini olumsuz etkilediğini söyledi.
'Düşük fiyatlarla bile müşteri yok'
İstanbul'da bu yıl otel doluluk oranlarının yüzde 30 seviyesinde kaldığını, düşük fiyatlarla bile müşteri bulmakta zorlanıldığını ve işletme maliyetlerinin arttığını anlatan Bayındır, dolayısıyla birçok otelin kira, banka kredisi ve personel maaşlarını ödemekte sıkıntı yaşadığını ve sektörde yüzde 40 civarında istihdam kaybı olduğunu ifade etti.
Turizm açısından İstanbul'da durumun vahim denilebilecek bir noktada bulunduğunu dile getiren Bayındır, "Turist kaynağı olmadığı sürece işletmelerin beslenemeyeceği aşikar. Ama sadece yabancı değil, yerli müşteri trafiği de durdu. Bu kış döneminde İstanbul otellerinde bugüne kadar hiç rastlanmayan uygulamaları görebiliriz. Söz gelimi Antalya otelleri gibi kış aylarında çalışmalarına ara veren oteller İstanbul’da da olabilir. Açıklanan turizme destek paketleri genel olarak kıyı bölgelerini kapsıyor. Şehir otelleri de destekler kapsamına alınmalı. Mevcut şartlardaki desteklerin kurtarıcı paketler şeklinde olması gerekiyor." diye konuştu.
İstanbul'da yaklaşık 2 bin 400 otel bulunduğunu, yatak kapasitesinin ise 200 bine çıktığını belirten Bayındır, "Şu an yılda 30 milyon kişiyi yatırılabilecek yatak kapasitesi var. İstanbul'a yılda 10 milyon turist giriyor ama bunların sadece 6 milyonu otellerde kalıyor. Dolayısıyla ortada bir otel enflasyonu var. Buradaki arz ve talep dengelenmeli." dedi.
Ödemelerde erteleme talebi
Timur Bayındır, sektörü ve istihdamı koruma, rekabet koşulları çerçevesinde mücadele edilmesini sağlama yönünde atılmasını bekledikleri adımları şöyle sıraladı:
"Sektördeki istihdam ve işletme altyapısını ayakta tutmak üzere çok acil olarak Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama işletmelerinin tahakkuk eden/edecek SGK ve muhtasar ödemeleri faizsiz olarak ertelenmeli, ödemeler takip eden yıldan itibaren yapılandırılmalıdır. Sosyal sigorta primlerinin yüzde 50'si 2017 yılı sonuna kadar "işsizlik fonu" veya Hazine tarafından karşılanmalı. 2016 ve 2017 yılları Kurumlar Vergisi ödemeleri faizsiz olarak ertelenmeli, ödemeler takip eden yıldan itibaren yapılandırılmalı. Mevcut borç stoku ve sermaye akışının normale dönmesi amacıyla düşük faizli ve uzun vadeli işletme kredilerinin kullandırılması sağlanmalı. Konaklama sektörü çalışanlarına ilişkin olarak başta 'kısa çalışma' seçeneği olmak üzere esnek çalışma modeli en kısa süre içerisinde hayata geçirilmeli."
Bayındır, TÜROB olarak dünyanın dört bir yanından davet ettikleri profesyonel turizmcilere Türkiye’nin güvenli bir ülke olduğu mesajı verdiklerini belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda tek elden ve ülke bazında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Tanıtım çalışmalarında başarılı bir örnek veren Türk Hava Yollarının işbirliği yaptığı yabancı PR firmalarıyla çalışılması konusunda bakanlık tarafından fon sağlanabileceğini öneren Bayındır, uluslararası medya kuruluşlarında Türkiye'ye yönelik algının pozitife yönlendirilmesi için halkla ilişkiler faaliyetlerinin yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
'Yeni otel yatırımına ihtiyaç yok'
İstanbul ve Antalya gibi turizm merkezlerinde artık yeni kapasite yatırımlarına ihtiyaç olmadığı, buralarda yeni otel değil mevcut otellerin yenilenmesine yönelik yatırımlar yapılması gerektiği görüşünü aktaran Bayındır, "Teşvikler de ona göre düzenlenmeli. Otel yatırımlarının dağılımındaki dengesizlik, kırılgan yapıdaki sektörümüzü olumsuz yönde etkiliyor. İstanbul, Antalya ve Muğla illerimizde yoğunlaşan otel arzı, sektördeki karlılığı düşürürken, oluşturduğu fiyat eksenli rekabetle de kaliteyi olumsuz yönde etkiliyor. Bu olumsuzluğun önüne geçebilmek için mevcut teşvik sisteminin güncel gelişmeler ve sektörel realiteler doğrultusunda yenilenmesi zorunlu hale geliyor." ifadelerini kullandı.
Bayındır, konaklama sektöründe mevcut durumda tehlikeli bir görünümde bulundan arz-talep dengesini sağlamak adına Ekonomi Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sektör temsilcilerinin içinde yer aldığı "Turizm Yatırım İzleme Kurulu"nun hayata geçirilmesi önerisinde bulundu.
Son yıllarda sayısı 20 bini aşan kayıt dışı günlük kiralık evlerin de hem sektör hem ülke açısından birçok riski beraberinde getirdiğine işaret eden Bayındır, haksız rekabet, komşuluk ve güvenlik açısından oluşturduğu sıkıntılar dikkate alınarak kaçak otelcilik faaliyetlerinin önüne geçecek kalıcı çözümler geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
'Yakıt desteğinde bölge ayrımı yapılmamalı'
Charter havayolu şirketlerine sağlanan 6 bin dolar tutarındaki desteğin destinasyon ayrımı yapmaksızın başta İstanbul olmak üzere tüm bölgelere yıl boyunca uygulanmasını talep eden Bayındır, açıklanan ve açıklanacak desteklerin coğrafi bölge belirtilmeksizin tüm ülkeyi kapsaması sağlanmasının faydalı olacağını ifade etti.
Bayındır, sektörün sorun ve beklentilerinin iletilmesi ve çözüm üretilmesi açısından Kültür ve Turizm Bakanlığının Ekonomi Koordinasyon Kuruluna (EKK) alınması gerektiğini vurgulayarak, "Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli 1. sınıf lokantalar ve 3, 4, 5 yıldızlı oteller ile tatil köylerinin lokantalarında yüzde 18’e çıkarılan KDV oranı, konaklama ve yiyecek-içecek sektörü hizmetlerinde departman ayrımı yapılmaksızın yeniden yüzde 8 olarak uygulanmalı. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun halen yürürlükte olan 16. maddesinde yer alan elektrik, su ve doğalgazın en düşük birim bedelden ödenmesi kuralı yeniden hayata geçirilmeli." önerisinde bulundu.
Timur Bayındır, net döviz girdisi sağlayan turizmin Türkiye için çok değerli olduğunu, sektöre gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini belirterek, “Turizm Türkiye’nin petrolüdür.” dedi.
'Düşüş hala sürüyor'
TÜROB Başkan Yardımcısı Armin Zerunyan da sektörde 2013'te Gezi olaylarıyla başlayan düşüşün hala devam ettiğini belirterek, hükümetin turizmin en önemli ayağı olan konaklama sektörü başta olmak üzere tüm paydaşlarla bir araya gelerek bir strateji ve eylem planı oluşturması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin yurt dışındaki imajına yönelik çok boyutlu bir iletişim stratejisi uygulanması gerektiğini vurgulayan Zerunyan, "Stratejik sektörlerin başında gelmesi gerek turizm, Türkiye'nin pek çok yarasına merhem olabilir." dedi.
TÜROB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Öztunç ise Türkiye'nin 2014'te 34 milyar dolar, 2015'te 31 milyar dolar turizm geliri elde etmişken bu yıl bu rakamın 20 milyar dolar seviyesinde kalacağına dikkati çekerek, "Aslında 34 milyar dolar bile Türkiye'nin potansiyeline göre az bir rakam. Gelirinin yüzde 85'i ülkede kalan bir sektör. Bu cari açığın finansmanı açısından çok büyük bir rakam. Bizce Ekonomi Koordinasyon Kurulunda Kültür ve Turizm Bakanlığı da yer almalı, hatta belki başkanı bile olmalı." değerlendirmesinde bulundu.