Dolaylı vergiye biraz daha yüklenilecek
Türk vergi sistemindeki en büyük adaletsizliğin, dolaylı-dolaysız vergi dengesindeki bozukluk olduğunu görmeyen, kabul etmeyen yok. En başta hükümet yetkilileri de bunu dile getiriyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, bir süre önce IMF-Dünya Bankası toplantıları için bulunduğu Tokyo'da bu konudaki bir soruyu yanıtlarken özeleştiride bulunmuş ve dolaysız vergi tahsilatının çok düşük olduğunu dile getirmişti. "Ne zaman ki Türkiye'de kayıt dışı azalır, ne zaman ki Türkiye'de gelir üzerinden vergi tahsilatı yükselir; o zaman dönüp dolaylı vergileri azaltma imkanı ortaya çıkacaktır" görüşünü dile getirmişti. Babacan, mevcut durumu kastederek "Bu uzun vadede çok sıhhatli bir yapı değil, bunu kabul etmemiz lazım" diye konuşmuştu.
Sıhhatsiz yapı daha da pekişecek
2013 yılı programında yer alan hedeflere göre, Babacan'ın "sıhhatsiz yapı" olarak nitelediği durum gelecek yıl biraz daha belirginleşecek. Yani olumlu yönde bir gelişme bir yana, dolaylı vergilerin payı ve GSYH'ye oranı 2013'te bu yıla göre biraz daha artacak.
2013 programında yer alan verilere göre, bu yılki dolaylı vergi tahsilatı 190.9 milyar lira olarak bekleniyor. Dolaysız vergi tahsilatına ilişkin tahmin ise 85.5 milyar lira.
Gelecek yıl dolaylı vergide yüzde 17 artış olması ve bu verginin 223.4 milyar liraya ulaşması öngörülüyor. Dolaysız vergideki artışın ise yüzde 7.6'da kalacağı ve bu vergilerin 92 milyar liraya çıkacağı tahmin ediliyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 için dolaylı vergide öngörülen artışın yüksek olmasını, bu vergilerin tahsilatının bu yıl düşük kalmasıyla izah etmiş, baz etkisinden dolayı dolaylı vergilerde yüksek bir artış oranı yakalanacağını dile getirmişti.
Hedeflenen rakamlara ulaşılırsa, dolaylı vergilerin GSYH içindeki payı da gelecek yıl ilk kez yüzde 14'ü aşacak. Bu yıl yüzde 13.3 düzeyinde oluşacağı beklenen dolaylı vergilerin GSYH içindeki payının, 2013 yılında yüzde 14.2'ye çıkacağı öngörülüyor.
Oranlar yer değiştirdi
1980'lerin başında dolaylı-dolaysız vergi dengesi yüzde 35-65 dolayında seyrediyordu. 80'lerle birlikte ekonomi politikalarında ağırlık dolaylı vergilere kayınca denge değişmeye başladı. 1990'a gelindiğinde söz konusu vergiler neredeyse eşitlenmişti. Dengedeki bozulma devam etti ve dolaylı-dolaysız vergide günümüzün yüzde 69-28'lik tablosu ortaya çıktı.
Bu oranların bir yıldan diğer yıla değişmesini kimse beklemiyor. Dolayısıyla bu tablo bir süre daha aynen sürecek. Ama beklenen ya da umulan, bu tabloyu düzeltecek yönde adımlar atılması. İşte ufukta o hiç görünmüyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da dikkat çektiği gibi, sorunun çözümüne en büyük katkı kayıt dışı ekonominin azaltılmasından gelecek. Zaten sorun da burada; o yönde bir adım atılmıyor.
Klasik söylemdir; kümesteki kazlar yolunmaya devam ediliyor yine. Zaman zaman çok önemliymiş gibi dile getirilen servet vergilerinin toplamda yalnızca yüzde 3 dolayında pay aldığını görmek, sorunun gelire dayalı dolaysız vergideki düşüklükten kaynaklandığını kabul etmek durumundayız.
Her sıkıştığımızda dolaylı vergiye yüklenerek, yani geçici olması gerektiği halde kalıcı hale dönüştürdüğümüz önlemlerle o çok övündüğümüz mali disiplini daha ne kadar sürdürebiliriz ki..