Doğrudan yatırımlar
Dünyada yüzen gezen dövizlerden Türkiye’ye daha çok kalıcı döviz girişi olmasını bekliyoruz.
Kalıcı gelecek dövizlere “Doğrudan Yatırım” diyoruz.
Eskiden “Yabancı Sermaye”den söz edilirdi. Fabrika kurmak veya şirket satın almak için gelen dövize yabancı sermaye denilirdi.
Şimdilerde doğrudan yatırım deyimi, hem sadece fabrika yatırımı ve şirket satın alma için gelen dövizleri, hem de daha başka amaçla yurda giren dövizleri ifade ediyor.
Konut, arsa satın almak için gelen dövizler, temsilcilik açmak için, satış mağazası açmak için getirilen dövizler, daha önce kurulan şirketlere sermaye veya zarar karşılığı olarak getirilen dövizler, yabancı şirketlerin cari harcamalarını karşılamak için getirilen dövizler doğrudan yabancı sermaye sayılıyor.
2014 yılının 11 ayında ülkeye 11 milyar dolara yakın doğrudan yatırım girişi oldu. Bunun 4 milyar dolara yakını konut satın almak için gelen döviz.
2002 yılından bu yana ülkeye toplam 120 milyar dolar doğrudan yatırım girişi oldu.
13 yılda yurda giren toplam “doğrudan yatırım”dan en büyük payı banka ve sigorta sektörü aldı. Döviz girişinin yüzde 37’si bu sektörde banka ve sigorta şirketi satın almaları ve satın alınan şirketlere sermaye artırımı için getirildi.
İkinci sırada toplamdan yüzde 22 pay alan imalat sanayii var. Yabancılar imalat sanayiinde son 13 yılda ekonomik büyüklükte yeni bir sanayi tesisi kurmak yerine, kurulu şirketleri satın almayı tercih ettiler.
Üçüncü sırada toplamda yüzde 13 payı olan elektrik yatırımları, dördüncü sırada yüzde 10 pay alan bilgi iletişim ve haberleşme faaliyetleri var.
Toptan ve perakende ticaret faaliyetleri de toplam doğrudan yatırımlardan yüzde 5 oranında pay aldı.
Bugüne kadarki gelişmeler gösteriyor ki ülkeye doğrudan yatırım için giriş yapan dövizin miktarı önemli ama, daha da önemlisi bu dövizin ne amaçla geldiği.
Doğrudan yatırımdan beklenen, üretimi artıracak alanlara yönelmesi. Özellikle küresel pazara dönük fabrikaların kurulmasını gerçekleştirmesi.
Yabancı sermayenin bir ülkeye üretim için, fabrika kurmak için ilgi göstermesi. Ülkedeki ekonomik ve sosyal yapının küresel piyasalarda rekabet şansı olan üretime imkan verecek güçte olmasına bağlı. Eğer yerliler yatırım yapmıyor ise yabancı sermaye de yatırım için gelmiyor.