Bir zamanlar Almanya'nın da borcu silinmiş

 

Krizi atlatamayan ülkelerin borçlarının bir bölümünün silinmesi gündeme geldiğinde en büyük tepki Alman halkından ve Alman Hükümeti'nden geliyor. "Başkalarının yediği parayı  biz neden ödeyelim" diyorlar.

 

Zaman geçince çok şey unutuluyor.  Bundan 60 yıl önce Almanya'nın  borçları silinmiş. Alman ekonomisi bu borç silme operasyonunun verdiği rahatlık ile büyüme sürecine girebilmiş.

 

Unutulan bu borç silme operasyonunun hikayesini  DW Alman Radyosu'nun Türkçe Yayınında dinledim. Daha sonra internet sitesinde  okudum. Haberi Andreas Becker/A. Günaltay hazırlamış.

 

Bundan 60 yıl önce olan biteni hatırlatan ise Stuttgart Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Ursula Rombeck-Jaschinski. 

 

Ursula Rombeck-Jaschinski,  Almanya'nın borçlarının  1953 yılında Londra'da imzalanan bir anlaşmayla  silindiğini  hatırlatıyor: "Ekonomi mucizesinde Londra borç anlaşmasının önemli payı var. Hatta, bu anlaşma olmadan ekonomik mucize başarılamazdı demek de yanlış olmaz..

 

O yıllarda 70 dolayında devlet Almanya'dan alacaklıydı. 30 milyar markı bulan borçların bir bölümü savaş yıllarından, bir bölümü de savaş sonrasından kaynaklanmaktaydı. Tasarruf yoluyla para arttırıp borç ödemek imkânsızdı. Aksine, yeniden imarı ve büyümeyi başarabilmesi için Alman ekonomisinin acilen taze paraya ihtiyacı vardı" diyor.

 

Almanya'nın  o günlerdeki durumunu değerlendiren Jürgen Kaiser, Almanların İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra günümüzün Yunanistan'ı ya da kalkınma halindeki herhangi bir ülkesi gibi borç içinde yüzdüklerinin unutulduğunu söylüyor.

 

Bütün para pazarlıklarında olduğu gibi Londra'da da en uygun denge aranmış. Alacaklılar, Almanya'ya aşırı ekonomik yük yaratmadan paralarının önemli bir bölümünü geri almaya çalışmış.

 

O dönemde olan biteni nakledenler, "Almanlar hep durumlarından şikâyet ediyorlar diyen ve onlara inanmayanlar vardı. Öncelikle İngilizler, Almanya'nın bütün borçlarını ödeyebileceğini düşünmekteydiler. Ama Amerikalılar onları önledi. Çünkü ABD, Almanya'nın yeniden silahlanmaya da para ayırabilecek durumda olmasını istiyordu"

diyorlar.

 

27 Şubat 1953'te imzalanan anlaşma Almanya açısından son derece elverişli imiş. Almanya'nın borçlarının yarısı silinmiş, diğer yarısı da uzun vadeli krediye çevrilmiş..

Dolaylı olarak  Almanya'nın ihracat gücünün de temeli atılmış. Çünkü Almanya dış ticaretle para kazandığı takdirde borç taksiti ödeyecekti. Böylece Alman malı satın

almak alacaklıların işine gelecekti.

 

Şimdilerde  aynı formülün, borç krizinden önce Almanya'dan milyarlarca euroluk savaş tankı satın alan Yunanistan'a da uygulanabileceği  belirtiliyor.  "Aynı yöntem şimdi Yunanistan'a uygulansa ve Almanya alacaklarını ancak Yunanistan'ın dış ticaret fazlası vermesi durumunda tahsil edecek denilse, Yunanlar uzun yıllar dışarıya mal satıp Alman turistleri barındırır ve lanet olası tankların parasını öderler.

Altmış  yıl öncesinin alacaklıları arasında Yunanistan da vardı ve Yunanistan Almanya'nın borcunu kısmen affetmişti." deniliyor.

 

Butün bunlar gösteriyor ki, Almanlar  bir süre sonra Yunanistan'ı kurtaracak bir formülü bulacaklar. Avrupa'lılar Yunanistan'ı ortada bırakmaz. Çünkü Yunanistan Avrupa'nın şımarık fakat vazgeçilmez çocuğudur.