TEMA Vakfı’nın “Yeşil Yaka” programı ile şirketler ekolojik okuryazarlık öğrenecek

Özel sektör çalışanlarının karar ve tercihleriyle dünyayı tüketmenin önüne geçebileceklerini savunan TEMA Vakfı ve Baltaş Grubu "Yeşil Yaka Eğitim Programı"nı geliştirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

didem-eryar-unlu-001.png

“Doğa yeryüzündeki yaşamın temeli ve tüm canlıların ortak evidir. Doğal yaşamın tüm cömertliği ile kendini gösterdiği alanlar, ekonomik ve kültürel zenginliklerin merkezidir. Ancak doğa ile zayıfl ayan bağlarımız, kurduğumuz sosyo-ekonomik modeller, bu gerçekliği görmekten oldukça uzak olduğumuzu göstermektedir. Sadece son 50 yılda sürdürülebilir olmayan yaşam tercihlerimiz, doğanın üçte ikisini geri dönülemez bir biçimde tahrip etmiştir. Doğal yaşamdaki bu olumsuz tablonun sosyo-ekonomik yaşama önemli etkileri olmuştur. Toplumların sağlıklı suya, havaya, toprağa, güvenilir gıdaya ulaşma oranı her geçen gün azalırken, kurumlar da sürdürülebilirliklerini sağlamakta zorluk çekmeye başlamıştır. Günümüzde doğal yaşamın, ekonomik ve kültürel zenginliklerimizin devamlığı için bir yol ayrımındayız. Her birimiz kararlarımız ve tercihlerimizle dünyayı tüketmenin önüne geçebilecek güçteyiz.” 

Özel sektör çalışanlarının karar ve tercihleriyle dünyayı tüketmenin önüne geçebileceklerini savunan TEMA Vakfı ve Baltaş Grubu "Yeşil Yaka Eğitim Programı"nı geliştirdi. 

Yeşil Yaka Programı hedefini yukarıdaki sözlerle özetliyor. Program, insan-doğa arasındaki köprüyü yeniden inşa ederek, beyaz yakalıların doğa ile olan bağlarını güçlendirmeyi hedef alıyor. 

Yeşil Yaka programın amacı hem bireylerin hem de kurumların günlük kararlarında davranış değişikliği yaratmak. Program, sürdürülebilirliğin bir iş hedefi değil, şirket felsefesi olmasını amaçlarken, aynı zamanda kurum içindeki enerji, su kullanımı, kağıtların dönüştürülmesi, çöplerin ayrıştırılması ve benzeri değişimlere de katkıda bulunuyor. 

Yeşil Yaka programına katılan çalışanlar, doğayı tanıma, günlük hayattaki tercihlerin doğaya etkilerinin farkına varma ve sürdürülebilir yaşam için harekete geçme olanağı buluyor. Bu eğitimi çalışanlarına sunan kurumlar ise iş modelleri oluştururken doğadan esinlenme, sürdürülebilir gelecek için sistemler kurma, toplum ve gelecek kuşaklar için sorumluluk bilinciyle çalışma ayrıcalığı edinmeye yönelik bir adım atmış oluyor. 

Programın detaylarını TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’a sorduk. Ataç’ın verdiği bilgiler şöyle:

Sürdürülebilirlik iş hedefi değil, şirket felsefesi olmalı 

“TEMA olarak, kırsal kalkınma vakfı olarak tanınıyoruz ama aslında eğitim konusunda çok önemli çalışmalarımız var. Okul öncesinden liseye kadar yapılandırılmış eğitimlerimiz var. Bu programlar Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte planlanan eğitimler. Okul öncesi eğitim çok önemli, çünkü bu yaşam boyu nasıl hareket ettiğimizi belirliyor. Fakat dünyanın artık fazla zamanı yok ve bir an önce harekete geçmek lazım. İş dünyasının yaptıkları ve yapmadıkları çok önemli. Bugünün beyaz yakaları, yarının yöneticileri olacak. Bizim o kesime bazı mesajları çok net vermemiz lazım ki, içinde bulunduğumuz duruma sahip çıksınlar. Tabi ki bunu bir iş hedefi olarak görmemeliler. Yani yapılanlar, iş kaynakların verimli kullanımı veya tasarrufla sınırlı kalmamalı. Sürdürülebilirliğin bir felsefe olarak şirkete getirilmesi çok önemli. İki seneye yakın sürecinde bu programı oluşturduk. Ekonomik bir program olsun, işe yarar bir program olsun, şirketlere itici bir güç olsun ve aynı zamanda bize de bir gelir kaynağı yaratsın istedik. Şirketlerin talepleri doğrultusunda bir yada iki gün olarak belirleyeceğimiz bir program hazırladık.”

Çeşitlik, bütünsellik ve döngüsellik

“Yeşil Yaka programının içeriği yeryüzünde yaşamın nasıl işlediğini anlamayı sağlayan ekolojik okuryazarlık bakışııyla hazırlandı. Doğanın 3.8 milyar yıllık bilgeliği bize yol gösteriyor. Burada üç temel kavram var: Çeşitlilik, bütünsellik, döngüsellik. Doğanın neden bu temel kavram üzerinde yürüdüğünü anlamadan, işin içinden çıkamayız. Yeşil Yaka, insan-doğa arasındaki ilişkiyi ve sürdürülebilir yaşamın ne olduğunu gözler önüne seriyor. Böylece katılımcılara hayatın gerçeklerini öğretiyor. İnteraktif sunumlar, grup çalışmaları ve sohbetlerle ilerleyen eğitimler Baltaş Grubu’nun eğitmenleri tarafından sunuluyor. Baltaş Grubu eğitmenleri günlük yaşamdaki pratik uygulamaların ekolojik sonuçları hakkında bilgi edinmeye yönelik testler de yapıyor. Eğitimler sonrasında şirketler içinde Yeşil Takımlar’ın kurulmasına da destek vereceğiz”

Doğanın gücü dengesinde saklı 

TEMA’nın Eğitim Ekibi’nin Bölüm Başkanı Ali Değer Özbakır. Özbakır, programın yeryüzündeki yaşamın işleyişini, insan- doğa arasındaki ilişki ve sürdürülebilir yaşamın somut adımlarını anlatan üç temel bölümden oluştuğunu söylüyor. Bölümler sırasıyla, “Yer ile Gök Arasında”, “Kadim Geçmişin Yeni Hikayesi” ve “Köprüler Kurmak” adlarını taşıyor. Yer ile Gök Arasında bölümünde doğanın milyarlarca yıldır kendini nasıl var ettiği, nasıl bu kadar güçlü ve dirençli olduğu, döngüsel ve birbirine bağlı olan dinamik dengesi tanımlanıyor. Örneğin Sahra Çölü’ndeki bir kum fırtınasının, sekiz bin kilometre ötedeki Amazon ormanlarına etkisi anlatılıyor. Kadim Geçmişin Yeni Hikayesi bölümünde insanın doğa ile olan ilişkisinde geçmişten bu güne yaptığı doğrular ve yanlışlar ortaya konuluyor. Tarihin önemli kırılma noktalarındaki ve şu an yapılan sürdürülebilir olmayan tercihlerin doğal ve sosyo-ekonomik yaşama etkileri gözler önüne seriliyor. Köprüler Kurmak bölümünde ise doğaya karşı sorumlulukların yerine getirilebilmesi için bir yol haritası çıkarılıyor. Yaşamın devamlılığı için yeni davranış ve tutumları içeren eylem planları ortaya konuyor. 

Sonuç olarak, Deniz Ataç’ın dediği gibi, eğer bu şekilde tüketmeye devam edersek, 2050’de ortalama 3 tane dünyaya, belki de daha fazlasına ihtiyacımız olacak. Yaşantılarımızı sürdürülebilir bir yaşam doğrultusunda değiştirmek için acil olarak bir şeyler yapmak zorundayız. Bu süreçte şirketlere de büyük bir rol düşüyor.

Yeşil Yaka Programı'nın başlıkları

Yer ile Gök arasında: Çeşitliliğin, bütünselliğin ve döngüselliğin hakim olduğu doğanın bilgeliği bize pencereden dışarı bakmak kadar yakındır.

►Kadim geçmişin yeni hikayesi: Bugün yaşadığımız çıkmazların, tarihi bir geçmişi vardır ve tarih alınacak derslerle doludur. 

►Köprüler kurmak: Doğanın öğretilerini günlük hayatımıza uygulayarak bugüne ve geleceğe yön vermek. Çok geç değil, sürdürülebilirlik mümkün! 

32432432-b.jpg

 TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç